Yoksulluğa ve savaşa karşı alanlara
- Kitlesel geçen 8 Mart ile Newroz’dan sonra işçi ve emekçiler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB, Türkiye’nin her tarafından organize edilecek bu yıl ki 1 Mayıs’ın şiarını ise “Birlikte Değiştireceğiz” olarak belirledi.
ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL
Türkiye’deki sendikalar ve meslek örgütleri işçilerin nasıl bir süreçte 1 Mayıs’ı karşıladıklarını ve hazırlıklarını gazetemize anlattı.
TTB: İktidar inandırıcılığını yitirdi
Sağlık emekçilerinin insanca yaşam koşulları talebiyle 1 Mayıs’a hazırlandıklarını söyleyen TTB Yönetim Kurulu Üyesi Murat Erkmez, “Sağlık emekçileri devletin gider kaleminde çok cüzi bir ödemeyi kapsıyor. Devletin bütün kaynaklarının özel hastane zincirlerine ayırmış durumda. Devlet özel hastanelere ve şehir hastanelerine milyarlar öderken sağlık emekçileri oldukça kötü koşullarda yaşamak zorunda kalıyor” dedi.
Sağlık emekçilerine dönük şiddetin her geçen gün daha fazla arttığına dikkat çeken Erkmez, “Sağlık alanında sadece emeğin ucuzlaması değil aynı zamanda şiddet, kötü muamele, işten çıkarmalarla da karşı karşıyayız. 1 Mayıs'a giderken taleplerimiz diğer emekçilerin taleplerinden farklı değil. Herkesin yoksullaştığı bir ortamda biz de emeğimizin karşılığını almak istiyoruz” diye konuştu.
Kasım ayından bu yana iş bırakma ve bölgesel mitingler gibi çeşitli eylemlerle seslerini duyurmaya çalıştıklarını aktaran Erkmez şöyle devam etti: “Eylem sürecimiz devam ediyor. Yakın zamanda yine Ankara merkezli bir eylem planlıyoruz. Sağlık emekçilerinin eylemlilikleri ve örgütlenmeleri son dönemde oldukça arttı. ‘Sağlıkta dönüşüm’ adını verdikleri program sağlık emekçilerini on yıl içerisinde yoksullaştırdı. Özellikle son iki yıl içinde geldiğimiz durum artık kabul edilebilir noktada değil. Sağlık Bakanlığı Aralık ayında hekimlere yapacakları ödemeyi bile aylardır Meclis gündemine getirmediler. O yüzden inandırıcılıklarını yitirdiler. Öte yandan Cumhurbaşkanı'nın haklarını talep eden hekimler için 'Gidiyorlarsa gitsinler' söylemi söz konusu oldu. Sonuçta şu çok açık, bizler sokaklara çıkıp mücadele etmediğimiz sürece taleplerimiz karşılanmayacak.”
DİSK: Barış öncelik talebimiz
Pandemi döneminde üretim devam ederken, “çarklar dönsün işçiler ölsün” anlayışını uygulayan iktidarın yine pandemi bahanesiyle emekçilere meydanları yasakladığını söyleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonuna bağlı Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, “Bu yıl ekonomik krizin derinleştiği, yoksulluğun kat be kat arttığı, alım gücünün düştüğü bir dönemde 1 Mayıs'ı karşılıyoruz. Ekim ayından bu yana DİSK'in başlattığı ‘insanca yaşam’ mücadelemiz var. Bu mücadele 1 Mayıs'a da yansıyacak. Yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir dönemde 1 Mayıs’ta onlarca merkezde emek örgütleri ve demokrasi güçleri ile birlikte meydanlara çıkacağız” dedi.
AKP-MHP İktidar bloğunun savaş politikalarına da işaret eden Karabulut şu ifadeleri kullandı: “Savaş emekçiler açısından yoksullaşma demek, zulüm demek. Emekçilerin verdiği vergilerle emekçilere düşman politikaları yürütülüyor. Başka toprakların bombalanması için oluşturulan bütçe emekçilerin cebinden çıkıyor. Emekçiler ancak savaş politikaları ve savaş ekonomisini ortadan kaldırdığı sürece insanca yaşam koşullarına ulaşabilir. Bu nedenle savaşa karşı barış talebi 1 Mayıs’ın en önemli talebidir.”
TMMOB: Bir ekmek ne kadar?
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Amed İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Doğan Hatun ise mimar ve mühendislerin de işsizlik ordusunun bir parçası haline geldiğini belirtti. Hatun, 1 Mayıs’ta dile getirecekleri öncelikli taleplerini şöyle sıraladı: “TMMOB’a kayıtlı 650 bine yakın mühendis, mimar, şehir plancısı var. Pandemi öncesinde meslektaşlarımızın yaşadığı işsizlik sorunu pandemiyle birlikte pik yaptı. Şu anda üyelerimizin en yoğun tartışma konusu işsizlik sorunu. Bir de eskiden meslek odaları kendi üyelerinin asgari ücretini belirler ve SGK ile bu konuda protokol imzalardı. Son 5 yıldır AKP-MHP hükümeti bizim SGK protokollerimizi feshetti ve artık asgari ücret bile alamayan üyelerimiz var. Bu nedenle meslektaşlarımızın bu yakıcı sorunlarını 1 Mayıs'ta dillendireceğiz.”
Batıya emek göçü
Bölgede tırmandırılan savaş politikalarının mimar, mühendis, şehir plancısı gibi pek çok nitelikli iş gücü statüsündeki emekçi için emek göçünü tetiklediğine dikkat çeken Hatun, "Yüz binlerce arkadaşımız asgari ücretin altında çalışıyor ve kendine bir gelecek göremediği için mesleğini yurt dışında icra etme arayışına giriyor. Kentlerimizin gelişimi açısından bu bir sorun, batıya doğru ciddi bir emek göçü var," diye belirtti.
“Bu sorunun temel nedeni ülkenin kalkınması için harcaması gereken bütçenin yüzde 50'sinden fazlasını savaşa ayrılması. İktidar her sıkıştığında 'siz bir mermi fiyatı nedir, biliyor musunuz?' diye sormayı biliyor, kendilerinin bir ekmek fiyatından haberleri yok" sözleriyle iktidarın savaş öncelikli ekonomi yönetimini eleştiren Hatun sözlerini şöyle noktaladı: "Bu nedenle 'savaşa değil emekçiye bütçe' sloganımız da her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs'ta temel sloganımız olacak. Bütün meydanlarda savaşa karşı barış diye bağırıp bunun örgütlenmesini yapacağız. Biz bütün şantiyelerde, sanayide, fabrikalarda çalışan mühendis, mimar, şehir plancıları olarak bizler de emekçiyiz ve 1 Mayıs'ta haklarımızı diğer işçi emekçi yoldaşlarımız gibi en yüksek sesle talep edeceğiz.”
İnşaat İş: 19. yüz yıl koşulları var
Giderek derinleşen ekonomik kriz, her gün gelen zamlar, açlık ve yoksulluğun giderek arttığı bir dönemde 1 Mayıs’a girdiklerini söyleyen İnşaat İş Sendikası Örgütlenme Sekreteri Yunus Özgür, “İnşaat işçilerinin birinci talebi elektriğe, doğalgaza, kiralara yapılan tüm zamların derhal geri çekilmesi. İkinci talebimiz maden ocakları ile doğanın katledilmesinin durdurulması. Esas olarak inşaat işçileri zaten iş kanunun dahi uygulanmadığı şantiyelerde çalışıyor, inşaat işçileri 19’ncu yüz koşullarında çalıştırılıyor. Bu anlamda biz bu 1 Mayıs' ücretlerin artırılması, sigortaların gerçek ücretler üzerinden yatırılması, yemeklerin iyileştirilmesi, barınma koşullarındaki sorunların çözülmesi gibi taleplerle yerimizi alacağız” şeklinde konuştu.
DEV-TEKSTİL:Taleplerimizle alanda olacağız
Ekonomik krizin sonuçlarını en derinden hisseden sektörlerin başında tekstil iş kolu geldiğini belirten Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV-TEKSTİL) İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi Okan Karaçam, tekstil işçilerinin asgari ücretin altında bir maaşa çalıştırıldığını ifade etti. Tekstil işçilerinin insani olmayan koşullarda çalıştırıldığını ifade eden Karaçam, Ocak ayında farklı sektörlerde büyük direnişlerinin yaşandığını hatırlatarak şöyle konuştu: “Çorap işçileri zamlara karşı kendi zam taleplerini haykırdılar, Antep’te dokuma işçileri patronların düşük ücret dayatmalarına karşı üretimden gelen güçlerini kullanarak iş başı yapmadılar. Bu direnişlerin hepsi kazanımla sonuçlandı.”
Kendi talepleri ile 1 Mayıs meydanlarında olacaklarını ifade eden Karaçam taleplerini şöyle sıraladı: “Herkese iş ve gelir güvencesinin sağlanması, yakıt, enerji, barınma ve gıda zamlarının geri çekilmesi, ücretlerin artırılması, elektrik ve doğalgaz dahil temel tüketim ihtiyaçlarının ücretsiz olması, dolaylı vergilerin kaldırılması, gelir ve servet vergisinin uygulanması, işten atmaların yasaklanması ve 7 saat iş günü-35 saat çalışma haftası, 2 günlük kesintisiz hafta sonu tatilinin uygulanması talepleri etrafında 1 Mayıs’ta olacağız.”