Yolun açık olsun dedim


Mardin’in Midyat ilçesi kırsalında, 22 Ocak 2013’te HPG’liler ile askerler arasında çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li İdris Turan (Norşin Bagok) ardından ailesine bıraktığı not defterine “Her bitişin bir başlangıcı vardır. Halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı peşinden koşan insanlar fiziki teslimiyeti kabul eder, ama asla zihinsel teslimiyeti kabul etmez” diyerek düşüncelerini not ederken, anne ve babası ise 2012 yılında devlet şiddetinin dağa çıkarttığı oğulların anlattı. Turan’ın annesi Naciye Turan, oğlu PKK’ye katıldıktan sonra her akşam pencerenin önünde durup yolunu gözlediğini belirterek, “Akşamları kapının zili çaldığında koşar giderdim, belki İdris’im gelir diye. Yolunu hep gözlerdim. Sonunda şahadet haberiyle yıkıldım. Allah kimseye evlat acısı vermesin” dedi.
Her hafta mezarı başına gidiyor
Çocuğunun hayatını anlatırken gözyaşlarını tutamayan anne Turan, “Dağın yolunu tutmadan önce ona çok güzel siyah bir mont almıştım. Ama ne yazık ki giyemedi. Montu alıp okşuyorum, kokluyorum. ‘Bak herkes okuldan döndü, hadi sen de gel evladım, nerede kaldın’ diye sayıklıyorum her gün. Mezarına gidip her hafta dua ediyorum. Mezarı başında ona seslenip, ‘İdris’im hadi kalk yavrum, eve gidelim, neden kapına kilit vurup gittin evladım, hadi aç kapını oğlum bak ben geldim’ diye ağıt yakıyorum” diye konuştu.
‘Polis işkencesi dağa gönderdi’
Oğlunun 2012 yılında Midyat’taki Newroz kutlamasına katıldığı için gözaltına alındığını ve gördüğü işkencenin ardından dağın yolunu tuttuğunu söyleyen baba Sadık Turan ise hiç unutamadığı o günü şöyle anlattı: “Newroz etkinliğinden sonra yolunun özel harekât polislerince kesildiğini ve polislerin yumruklarla, coplarla feci bir şekilde dövdüğünü söyledi. Daha sonra Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek, bir gece gözaltında tutuldu. Polislerin kendi aralarında, ‘Çok kanama geçiriyor, doktora götürelim’ dediklerini öğrendik. Diğer polis de ‘Bırakın ölsün, boşverin’ demiş. Aynı günün gecesi saat 01.00’de polis beni aradı. ‘Elbise getir’ dediler. Ben de elbise alıp emniyet müdürlüğünün yolunu tuttum. Sonrasında baktım ki evladım elbiseleri kanlar içinde yerde yatıyor. Serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra bana ‘Baba bana bir kol saati al’ dedi. Çok güzel bir kol saati aldım. ‘Ben polislerin bana yaptığı vahşice işkenceye dayanamıyorum baskı altında yaşamak istemiyorum. Ben dağa çıkacağım’ dedi. Sonrasında ikimiz de gözyaşlarına boğulduk. Onun verdiği karara karşı çıkamazdım. Çünkü polisler ona çok işkence etmişti. Tabi ki çok zordu. Üzülüyordum. Ama yine de yolun açık olsun dedim.”
‘Mezara tahammülsüzler’
“Pişman değilim. İdris, yoğun düşman saldırılarına karşı Apocu direniş çizgisinde mücadele vererek şahadete ulaşmıştır. Anılarına bağlılığımızı, mücadelemizi ısrarlarla sürdüreceğiz” diyen baba Turan, oğluna 2014 yılında Midyat’ta bir anıt mezar yaptırdığını, ancak polislerin mezarı tahrip ettiğini de söyledi.
Turan, mezarlık saldırısından sonra eve yapılan baskınla gözaltına alındığını söyleyerek, anıt mezarın üzerinde KCK, HPG, logosu bulunduğu gerekçesi ile soruşturma başlatıldığını ve 7 bin TL’lik para cezası verildiğini dile getirdi.
ABDULKADİR TURAY/DİHA/MARDİN
