Zaxo katliamının ortaya çıkardığı gerçekler 

Forum Haberleri —

.

.

  • Erdoğan, sahada ve masada aradığını bulamayınca deli saçması bir kararla Zaxo-Perex’deki turistlik alana saldırarak yeni bir oyun kurgulamaya çalıştı. Çünkü işleri sarpa sarmıştı.

RAUF KARAKOÇAN
Ortadoğu’da peş peşe iki önemli toplantı gerçekleşti. Cidde ve Tahran toplantıları yakın zaman aralığı içinde yapılmasından tutalım verdikleri mesajlara kadar çok çeşitli anlamlar yüklendi. Bölgenin geleceği açısından taşıdığı önem üzerinde halen tartışılmaya devam ediliyor. Bu toplantılar bölge ve küresel çapta önemli sonuçlar ortaya çıkarmışken, Ukrayna savaşının yarattığı krizin etkileri tartışılırken, yeni dengeler kurulurken, çok önemli siyasi, askeri, ekonomik anlaşmalara imza atılırken, beklenmedik Zaxo katliamı bir anda gündeme oturmuş oldu. 

Hararetli tartışmaların yürütüldüğü, analizlerin yapıldığı böylesine bir süreçte, Rojava saldırısı da gündemdeki yerini korurken, Türk devleti tam da “çeşme yalağını pisletme” türünden bir saldırı girişimi ile kendisinden söz ettirmeyi başardı. ABD Başkanı çıktığı Ortadoğu turunda Erdoğan’ı ciddiye almadan gittiği Cidde toplantısında Türkiye’yi pas geçmesi, kendi başına bir mesaj içermektedir. Tahran toplantısına da büyük beklentilerle giden Erdoğan, Rusya ve İran’la sürdürülemez ilişkilerin yüzüne çarptığı bir ortamda buldu kendisini. 

Bölgesel güç olma, dünya liderliğine oynamayı hayal ederken, figüran konumuna düşen bir gerçekle yüz yüze kaldı. Erdoğan, sahada ve masada aradığını bulamayınca deli saçması bir kararla Zaxo-Perex’deki turistlik alana saldırarak yeni bir oyun kurgulamaya çalıştı. Çünkü işleri sarpa sarmıştı. Yeni bir Lozan için zaman daralıyor, seçimler yaklaşıyor, ekonomik çöküntü her geçen gün daha da büyüyor, iktidarı elden gidiyor, liderliği sönüyor, üstüne üstlük Zap’ta yenilgiye uğruyor. Çıkış bulmaya çalışırken Zaxo’da kayaya tosluyor.

Irak ve Suriye, yaşadığı sorunlardan dolayı, yeni Osmanlıcılığın Misak-ı Millî hayalleri için zayıf halkalardır. Türkiye, her iki ülkenin derinliklerine kadar inerek, askerî açıdan denetim altına alma stratejisinin bir parçası olarak, istikrarsızlığı daha da derinleştiren işgal saldırıları için yoğun bir çaba sarf ediyor. Halep, Musul, Kerkük hattına göz diken Erdoğan her iki ülkede istediği gibi at koşturan, istediği zaman saldıran, katliam yapan, işgalci-yayılmacı emelleri olan, uluslararası hukuku tanımayan, siyasi dengeleri alabildiğince zorlayan NATO’nun şımarık ve yaramaz çocuğu, Zaxo katliamı ile her ne yapmak istediyse, bu sefer baltayı taşa vurdu.

Zaxo katliamının dayandığı siyasi beklentiler bilinenden de çok derindir. 2. Dünya savaşında Hitler Almanya’sının Polonya’yı işgal etmek için baş vurduğu provokasyona benzer bir girişimdir. Ters tepmesi ayrı bir konu fakat bu katliam, işgal stratejilerine uygun bir girişimdir. Türk devletinin bölgesel çapta niyetlerini dışa vurması bakımından önemlidir. Irak ve Suriye’ye yapılan katliam ve işgal saldırılarının amacı, sözde terörle mücadele, ülkenin bekası gibi safsatalar değildir. Kendi topraklarına katmanın provalarıdır. 
Zaxo katliamı, bazı gerçeklerin anlaşılması açısından iyi okunması ve sonuç çıkarılması gereken bir girişimdir. Bu coğrafi sınırlarının yeniden çizilmesini öngören, halklar arası bölünmeyi dayatarak hegemonya oluşturmaktır. Kürt düşmanlığı üzerine kurgulanan senaryoyu hayata geçirmek için, ümmetçi bir tabanla dinci-milliyetçi fikriyatta yeni bir toplumsallığı inşa etmek istemektedir. Yapılan katliamlar, Halkların başına musallat olmuş faşist AKP-MHP iktidarının bölgesel yayılmacı politikaların pratik adımlarıdır.  
Faşist iktidarın kurguladığı DAİŞ benzeri toplumsallığa karşı Demokratik Ulus Toplum İnşası çok daha elzem hale gelmiştir. Zaxo katliamında Arap halkının hedef alınması çok bilinçli bir tercihtir. Katliamı PKK’nin üzerine atarak, Kürt-Arap çatışması yaratmak ve böylece Arap halkını PKK’ye düşman hale getirerek amaçlarına daha iyi ulaşmayı hesaplamıştır. Aynı zamanda, Kürt-Arap ortaklığına dayanan Rojava Özerk Yönetimini ortadan kaldırmaya da uygun bir senaryodur. Plan oldukça sinsi ve kanlıdır. 
Bundan sonra yapılması gerekenler çok önemlidir. Katliam sonrası Irak halkı infial halindeyken, merkezi hükümet acil toplanarak birtakım kararları almanın arifesindeyken, Mesrur Barzani’nin soluğu Bağdat’ta alması da bir kenara not edilmesi gerekir. Türkiye elçisi gibi bir görevle gerilimi yatıştırmak için Bağdat’ta bitivermesi de sonuç almaktan uzaktır. 

Bölge halklarının birliğini, dayanışmasını, ortak irade haline gelmelerini esas alan düşünce, faşist iktidarın katliamcı ve yayılmacı politikalarına karşı panzehir etkisi yapacaktır. Zaxo’da Arapların hedef alınmasını, Kürt-Arap birliğini daha da güçlendirmenin vesilesi haline getirmek gerekir. Rojava’daki halkların ortaklaştığı özerk yönetimi daha da güçlendirerek karşılık vermek gerekir. Irak halkları da bütün bileşimleriyle birlikte ortak irade olmaları, acil bir ihtiyaç olarak kendisini dayatmıştır. Halklar ve mezhepler arası parçalanmışlığın giderilememesi dış saldırılara zemin sunmaktadır. Irak’ta bir türlü yönetimin kurulamaması, siyasi istikrarsızlığın sağlanamamasının nedeni de dış müdahalelerin bir sonucu olduğu unutulmamalıdır. Dış güçlerin çekişme alanı haline gelen Irak, Zaxo’da yaşanan trajediden ders çıkararak çıkış yapabilmelidir. Türkiye-KDP, ADB-İsrail, İran gibi ülkeler Irak’ı daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecektir. 

Şengal özgülünde deneyimlenen öz yönetim Irak için bir çıkış modeli olabilir. Türk devletinin sürekli Şengal’e saldırmasının bir nedeni de orada gerçekleşen halkların birliğidir. Irak’ın, Suriye’nin ve de Ortadoğu’nun geleceği Demokratik Ulus inşasıdır, demokratik toplum modelinin tesisidir. Bunun dışındaki yaklaşımlar Zaxo katliamının tekrarına yol açacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.