Zindan direnişi güç verdi, dağlar savaşıyor

Forum Haberleri —

.

.

  • Bugün Zap, Metîna ve Avaşîn’de savaşan gerilla, 14 Temmuz direnişçilerinden devir aldıkları direniş bayrağını onurla taşıyıp zafere yürüyor. Gerillanın direnişi artık durdurulamaz. 
  • Direnişin adı gerilladır. Gerilla kendi direnişini ve tarihini yazıyor. Büyük direnişçi önderlerinden aldıkları hakikat gerçekliği ile Kürdistan dağlarında özgürlük zamanını ve tarihini yazıyor.

FIRAT DİCLE

Diyarbakır 5 No’lu zindanı, insanoğlunun tanık olmadığı, insanlıktan nasibini almayan Türk devletinin ve rejiminin yarattığı bir yerdi. İnsanlık tarihinde eşine rastlanmayan ve adı tarihe geçen Guantanamo ve Irak’ta Ebu Garib’e örnek teşkil eden Diyarbakır 5 No’lu zindanı, insan iradesinin zafer kazandığı bir zindan oldu. 

Demir ateş, örs, çekiç ve suyla kırılmaz çeliğe nasıl dönüşüyorsa işkencelerle, insan onuruna hakaretlerle kırılmak istenen insan iradesi de çelikten sağlam bir iradeye dönüştü. Direnenler insan olma mücadelesinin abidesini yarattılar. Önder Apo’nun dediği gibi en büyük, en güçlü teknik insan iradesi dediği şey de tam bu cehennemde ortaya çıkmıştı. Çıplak yürek ve irade gücüyle, faşizmi en muhkem kalesinde yenilgiye uğrattı. Bir Anka kuşu misali kendini yeniden yaratma gücüne sahip olan insan iradesinin, düşkünlüğün en dip noktasında boğdurulmaya çalışıldığı zamanlarda bir erdem olarak insanlığın önünde belirdi.

Evet, devran dönmüş, tarihe düşülmesi gereken notlar düşülmüş ve söylenmesi gerekenler söylenmişti. Hakikati yargılamak isteyen cellatlar ise sanık sandalyelerinde yargılanır konuma gelmişlerdi. Tarih tüm gerçekliği ile karanlıkları yırtan gün ışığı gibi ortaya çıkmıştı. Ve ‘kendini bil’ gerçekliğinde saklı olan yol bulunmuştu. Artık bu yoldan dönüş olmayacaktı. Çünkü biliniyordu ki bu yolun ardındaki hakikat ışığı özgürlükle buluşmuştu. Mazlum Doğan’ın ‘direniş zafere teslimiyet ihanete götürür’ belirlemesi temelinde hakikati kendilerinde yeniden yaratan Hayri, Kemal, Akif ve Ali ise, ‘ne ararsan ara kendinde ara, ne bulacaksan kendinde bul’ gerçekliğinin en yalın halini kendi duruşlarında ve yaşamlarında sergilemişlerdi. Onlar özgürlüğün militanları ve hakikatin kendisi olmuşlardı. 

Evet, bundan tam 40 yıl önce Diyarbakır 5 No’lu cehenneminde yargılanan hakikat, bugün onların ortaya koyduğu gerçekliğin ışığında artık somutlaşmış bir yaşama dönüştü. Mazlum Doğan’ın Newroz ateşini devralan Dörtlerin ışığı ile aydınlanan Büyük Ölüm Orucu’nun hakikatçilerinin iradeleri ile ortaya koydukları direniş, bugün başta Kürdistan olmak üzere tüm Ortadoğu ve dünyada kendi rengini ortaya koyarak, insanlık mücadelesinde ezilenlerin özgürlük umudu haline dönüştü. 

İnsanlığın ortak değeri olan bu tarihi kanla bastırmak isteyen faşist AKP-MHP zihniyeti, Kürt halkını imha etmek ve Kürdistan’ı talan ve işgal etmek istemektedir. Bu nedenle 17 Nisan günü Kürdistan özgürlük gerillalarının savunduğu alanlar özelinde Güney Kürdistan’a yönelik işgal hareketi başlatan bu ceberut zihniyet, Kürt halkının kazanımlarını yok etmek, Kürdistan başta olmak üzere Irak ve Suriye’yi istila etmek istemektedir. 

Ancak masa başında hazırlanan bu planlar pratikte hiç de bekledikleri sonucu vermedi. Faşist AKP-MHP zihniyeti Kürdistan dağlarında Kürt özgürlük gerillalarının direniş duvarına çarptı. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişçilerinin ortaya koydukları ölçüler ve ruh doğrultusunda savaşan gerilla, başta Zap, Metîna ve Avaşîn olmak üzere faşizmin işgal hareketi düzenlediği her yerde büyük darbeler vurmaktadır. 

Her dönem kendi militanını, devrimcisini ve her savaş da kendi komutanını ortaya çıkarır gerçekliği ile bugün Zap, Metîna ve Avaşîn’de savaşan gerilla, 14 Temmuz direnişçilerinden devir aldıkları direniş bayrağını onurla taşıyıp zafere yürüyor. Zafere yürüyen gerillanın direnişi artık durdurulamaz. Askeri olarak günü birlik yenilgi yaşayan faşizm, kendi çöküşüne doğru hızla ilerliyor. 

Baş aşağı gidişi aşikar olan AKP-MHP faşizminin gizli hesapları açığa çıkıp deşifre oldu. Kürdistan başta olmak üzere tüm Türkiye’de uyguladığı faşist politikalar, Rojava, Suriye ve Irak’a dönük işgal emelleri gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Ne içeride ne de dışarıda bir taraftar bulamayan Erdoğan-Bahçeli faşizmi, bugün girdiği yerde debelenerek, birbirine sarılmış bir vaziyette sonlarını beklemektedirler. Son çok yakındır. 

Bu son, direnişle gerçekleşecektir. Direnişin adı gerilladır. Ve gerilla kendi direnişini ve tarihini yazıyor. Büyük direnişçi önderlerinden aldıkları hakikat gerçekliği ile Kürdistan dağlarında özgürlük zamanını ve tarihini yazıyorlar. 

Bundan 40 yıl önce yaratılan direniş ve iradenin tarih yazdığı yeni bir döneme girdik. Faşizmi kendi kazdığı kuyuda boğma zamanı geldi. Bunun için bugün Kürdistan dağlarında umudun savaşçılarının yaktıkları özgürlük ateşinin büyütülmesi gerekiyor. Ve başta Kürt halkı olmak üzere kendine demokrat, ilerici, sosyalist diyen tüm halk kesimlerinin devrime katılmasıyla bu gerçekleşecektir. 
Toplum düşmanı ulus devletlerin, halk karşısında tek tek sarsılıp yıkılmaya başladığı günleri yaşıyoruz. Komünal bir yaşam ve eşitlik adına ancak Kürdistan öncülüğünde Ortadoğu’ya da özgürlük getirilebilir. Bugün Sri Lanka’da ve başka birçok yerde yaygınlaşan halkların özgürlük arayışı en yüksek perdeden dile getirilir oldu. İnsanlık özgülüğü arıyor. 

İnsanlığın, özgürlüğün kaybedildiği yer Mezopotamya’dır. Önder Apo’nun dediği gibi, “Hazineler kaybedildikleri yerde aranır, insanlık ise köklerinde aranır.” Evet insanlığı arama mücadelesi yürüttüğümüz, insanlığa beşiklik etmiş Kürdistan’da, insanlık değerlerinin tekrar kazanıldığı zamanları yaşıyoruz. 

40 yıl önce Diyarbakır 5 No’lu zindanında iradeler teslim alınamadı ve günümüzde gerilla direnişin devamcısıdır. Zaferi yaratmanın kolektif bir emek işi olduğunu bilerek gerillanın ortaya koyduğu bu direnişi büyütmemiz ve bu direnişe sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için de her yeri bir direniş meydanına çevirelim. Durmayalım hemen bugünden başlayalım...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.