Zindanda işkence sıradanlaşıyor

Haberleri —

Tutuklu bulundukları Manisa T Tipi Cezaevi’nden geçtiğimiz günlerde tedavi için Manisa Devlet Hastanesi’ne getirilen PKK’li tutsakların, hastanede bulunanlara yönelik “Herkese söyleyin işkence yapıyorlar” şeklinde maruz kaldıkları işkenceyi haykırması üzerine Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) İzmir Şube Başkanı Avukat Seda Tanrıkulu, cezaevine giderek tutsaklarla görüştü.
Av. Tanrıkulu, görüşmesini DİHA’ya anlattı.
Görüştüğü tutsakların anlatımlarına göre, OHAL ile birlikte cezaevindeki siyasi tutsaklar üzerinde baskının arttığını belirten Tanrıkulu, 2 Ekim günü Cezaevi 2. Müdürü tarafından tutsakların ‘Sabrımı taşırıyorsunuz. Ayakta sayım verin’ şeklinde tehdit edildiğini söyledi.

Kameraları kapatın, saldırın!Tanrıkulu, cezaevinde 3 Ekim günü yaşananları şu sözlerle aktardı: “Gardiyanlar koğuş kapısında bulunan mazgaldan tutsaklara ‘Osman Kılavuz, Mehmet Çağlayan, Ferit Akbulut hazırlanın buradan gideceksiniz’ demiş. Tutsaklar ise bunun sebebini sorduklarında cevap alamayınca koğuşlarını terk etmemişler. Bunun üzerine Cezaevi 2. Müdürü, beraberinde yaklaşık 30 gardiyan ile koğuşa gelmiş. Gardiyanlar kamera kaydı alarak tutsaklara ‘ayakta sayım vereceksiniz’ dayatmasında bulunmuş. Ancak tutsakların ayakta sayım vermeyi kabul etmemesi üzerine, cezaevi müdürünün verdiği ‘kameraları kapatın zor kullanın’ talimatı ile birlikte gardiyanlar tutsaklara doğrudan saldırmış.”

Çoğu tanınmaz haldeydiŞiddete maruz kalan tutsakların durumunun ağır olduğunu dile getiren Av. Tanrıkulu, karşılaştığı manzarayı ise “Tutsaklarla görüştüğümde Doğan Kara adlı tutsağın anlında halen postal izleri vardı. Ellerine ters kelepçe takılan tutsakların kafalarını beton zemine vurmuşlar. Heybet Aydemir adlı tutsağın yüzü halen yara içerisindeydi. Osman Kılavuz’un yüzü ise cop izlerinden tanınmaz haldeydi. Tutsakların çoğu tanınmaz hale gelmişti” sözleriyle anlattı.

Demir eldivenlerle vurdular
Yine Lokman Gür adlı tutsağın elleri ve ayakları kelepçelendikten sonra gardiyanlar tarafından demir eldivenlerle ağır şekilde darp edildiğini iade eden Tanrıkulu, demir eldiven izlerinin tüm tutsaklarda hala mevcut olduğunun altını çizdi.
Av. Tanrıkulu, Yusuf Silinsin adlı bir tutsağın ise astım hastası olması ve gardiyanlardan birinin ‘O astım hastasıdır ona çok vurmayın’ demesine rağmen diğer gardiyanların saldırısına maruz kaldığını kaydetti. Tanrıkulu, astım hastası tutsağın uğradığı şiddeti “Gardiyanlar tekmelerle sürekli Yusuf’un göğsüne vurmuş. Darp esnasında gardiyanlar Yusuf’a ‘Silvanlı terörist seni Silvan’a gömeceğiz’ diyerek tehdit ettikten sonra Yusuf’un başını betona vurarak bayıltıyorlar” diyerek anlattı.

Sağlık personeli akıl vermiş
Tanrıkulu, revirdeki sağlık personellerinin darp esnasında gardiyanlara ‘darp izi bırakmadan vurun’ şeklinde uyarıda bulunduklarını kaydetti.
İşkencenin yaklaşık 2 saat boyunca devam ettiğini belirten Tanrıkulu, Orhan Karaca, Şinasi Zorbay, Doğan Karan ve Osman Kılavuz adlı tutsakların dövülerek süngerli odaya götürüldüğünü ve süngerli odada işkencenin devam ettiğini söyledi.

Duyurdukları için de işkence
Hastaneye kaldırılan tutsakların Manisa Devlet Hastanesi’nde maruz kaldıkları bu işkenceyi ‘Siyasi tutsaklara işkence yapılıyor. Herkese söyleyin işkence yapıyorlar’ diyerek haykırdıkları için de ring aracında ayrıca şiddete maruz kaldıklarını paylaşan Tanrıkulu, “Cezaevi girişinde Osman Karaca adlı tutsağın göğsüne Robokop kıyafetli gardiyanlar tarafından kalkan vurularak ‘Sizi öldüreceğiz teröristler’ şeklinde tehdit etmişler” diye konuştu.

9 tutsak ağır yaralı
Av. Tanrıkulu, Cesim Levent, Sadrettin Ünver, Mehmet Çağlayan, Osman Kılavuz, Ferit Akbulut adlı hükümlülerin ayrı koğuşa konulduklarını da belirtti. Toplam 23 tutsağın feci bir şekilde işkence gördüğünü belirten Av. Tanrukulu, bunlardan Hebat Aydemir, Yusuf Silinsin, Habip Keleş, Orhan Karaca, Doğan Karan, Lokman Gür, Osman Kılavuz, Mehmet Çağlayan, Ferit Akbulut adlı tutsakların durumlarının oldukça ağır olduğunu vurguladı.


DİHA/İZMİR


Bin 600 tutsağa bir doktor

Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DİHA muhabiri Erdem Mühirci, cezaevindeki ihlalleri yazdı.

Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 26 Ağustos tarihinden bu yana tutuklu bulunan Erdem Mühirci ailesi aracılığıyla gönderdiği mektupta, OHAL’le birlikte cezaevinde yaşanan hak ihlallerini ve siyasi tutsaklar üzerindeki baskıları yazdı. Mühirci mektubunda cezaevindeki hak ihlallerini şöyle sıraladı:

  • Son süreçle birlikte Özgürlükçü Demokrasi, Azadiya Welat ve Cumhuriyet gazeteleri “örgüt propagandası yaptıkları” iddiasıyla tutsaklara verilmiyor.
  •  Cezaevinde bin 600’e yakın tutsak var ve buna karşın sadece bir doktor bulunuyor. Tutsaklar tedavi edilmiyor. Bir hasta tutsak ancak 3 hafta sonra revire çıkabiliyor. Sevki olan hasta tutsaklar ise hastanelere götürülmüyor.
  • Havalar soğudu ve kaloriferler yanmıyor. 10 kişilik odalarda 20 tutsak bulunuyor. Çoğu tutsak buz gibi zeminde yatmak zorunda kalıyor. 
  • Kimi tutsakların cezaları denetimli serbestlik ya da ilçe cezaevleri için uygun olmasına rağmen cezaevi yönetimi tarafından talepleri reddedilerek, “Bağımsızların koğuşlarına geçin sonra bakarız” dayatmasında bulunuluyor.
  • Cezaevine yeni gelen tutsaklara yastık, nevresim takımı ve battaniye uzun süre verilmiyor. Aynı şekilde kırtasiye malzemeleri de, “1. Müdür’ün emri böyle” denilerek verilmiyor.
  • Tutsaklara gelen ve tutsakların gönderdiği mektuplara gerekçe gösterilmeden el konuluyor.
paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.