Zor süreçlerin yiğitleri: Zeynep Kınacı ve Gülnaz Karataş - Laleş RENAS

Haberleri —

Zor süreçlerin kadınıdır Kürt kadını. Ağır ve acının bal eylendiği dem’lerin kadınıdır Kürt kadınıdır.

Zor süreçlerin kadınıdır, herkesin gözünün Kürtlerde olduğu süreçlerin, herkesin “acaba bu sefer ne olacak” diyenlerin arttığı süreçlerin, hatta “işte sonu geldi” diyen kişilere en güzel cevabı veren süreçlerin kadınıdır Kürt kadını.  Yakılan ağıtların sesi, koşulan eylemlerin önde gideni, sessizliğin zulm olduğu süreçlerde sesini en fazla çıkaran dem’lerin kadınıdır Kürt kadını. Özgürlük Hareketi PKK’nin ilkelerini belirleyen, ölçülerine kendi rengini veren, direnişiyle yüzyılların katledilen, susturulan, yok sayılan kadınların intikamını alan kadındır Kürt kadını. Başkalarının; “Kadındır, hayır gelmez, kadındır savaşamaz, kadındır konuşmasın, kadındır dinlemeyin” diyen zihniyetlerinin  ortasında patlayan ve umudu inşa eden  kadınların ülkesi, Kürdistan. Kürtlerin direniş kokan zamanlarına yasak getirenlerin beyninde mermi gibi patlayan an’ların kadını Kürt kadınıdır. İhanetin dağ dağ, patika patika, şehir şehir gezdiği zamanlarda direnişin zamanını meydana getiren kadınını adıdır Kürdistan.

Yine böyle zamanlarda ortaya çıkmıştı bu iki kadın. Kürtlerin esas direnişini, esas amacını ortaya koyan, netliğin ve son sözün taşıyıcıları olmuşlardı. Bunu yaratan ve ortaya koyan kuşkusuz tüm Orta Doğu halkalarının hayranlık beslediği, öngörüsü ile öncülük eden, bugün bile hala tüm kadınların büyük bir dikkatle dinlediği, sözlerini işittiği, Kürt kadının “ Güneşimiz” dediği, tabir-i caizse Bilge olan Abdullah Öcalan’ın ideolojisiydi. Her savaşın kendi kahramanlarını yarattığı süreçler varsa her ideolojinin de ilerlemesini sağlayan, onu çağa göre yenileyen fedaileri vardır. Fedailik; feda etmekten gelen bir terim. Bu terime kadının yüz rengini veren, anlamına kavuşturan, gülüşünü bağışlayan, saçlarını dağların yüzüne sürerek bu fedailiği uzatan zor süreçlerin kadınlarını ortaya çıkartan Kürdistan’da ki zalimlerin uyguladığı zulüm ve insanlığın ahlakını tehdit eden savaşın devamlılığıydı. Böyle koşullarda PKK’nin kadınları doğdu ve ardıllarını doğurdu.

Kürdistan; teslimiyete hayır diyerek, elini ihanete uzatmayan, kendini uçurumlardan atan Beritanların ülkesinin adı,  anlamlı yaşamın arayışçısı olup, sömürgenin belini Dersim’de kırarak, Kürt halkının Önderliğini yapan Abdullah Öcalan üzerindeki komployu boşa çıkararak ölümsüzleşen kahkahanın sahibi Zilan’ın ülkesinin adıdır. Kürt kadınının adı; Beritan ve Zilan yiğitlerinin zamanlarıdır.

PKK’nin Beritan’ı olan Gülnaz Karataş, dağlara olan sevdasını kıblesi eylemiş ve yolunu seçmişti. Çok sonradan bugün düşmana meydan okuyan ve öz savunmanın yaratıcı gücü Kadın Ordulaşmasının esin kaynağı olacaktı. Gülnaz, tıpkı Kürdistan tarihinin bugünlerde tekerrür ettiği vakitlerde 92-93 süreçlerinde KDP yine yapmış yapacağını, 21. yüzyılda faşizme o kirli yüzünü vermiş olan ve yüzyıla halklara yaptığı işkencelerle damgasını vuran Türk Devleti’ne eline vererek Kürdistan dağlarını işgale başlamıştı. Türk Devletinin, peşmergeyi kullanarak Kürtleri, Kürtlerin eliyle bitirme planına KDP sesini çıkartmamış ve Başurê Kürdistan’da gerillanın peşine düşmüştü. Türk Devleti ve KDP’nin tüm güçlerini kullanarak Xakurke’de peşine düştükleri Gülnaz, son mermisine kadar savaşır. Mermisi bitince silahı ele geçmesin diye silahını kırar ve tepeye çıkarak son kez direnişinin destanlaştırdığı dağlara bakar. Gülnaz, baka dururken arkasında duran ve ona elini uzatan peşmergeyi fark eder. Peşmergenin eline ikinci kez bakmadan az önce baktığı dağların avuçlarına zılgıt atarak kendini bırakır. “Direniş, zafere götürür; teslimiyet ihanete götürür” sözlerini söyleyerek kendisine uzatılan eli itekleyen Gülnaz, Mazlum Doğan’dan bir nefes alıp dağlara geri verince, Beritanlaştı ve bugün kadınların öz savunma gücü haline gelen Yekiniyen Jinên Star’ın çizgisini var etti. Kendini, özgürlük için savaşan kadınların hala beslendiği bir değirmen yaptı. Hem de hiç kurumayan, hiç durulmayan!

Bu dağlar, Beritanların kol gezdiği zamanları görmüş, geçirmiş kadar yaşamış, zinde kalmış, yeni Bertanlar yaratacak kadar kendini sevdirtmiştir. 92-93 süreçlerinin zalimlere yetmeyen bir süreçte PKK’nin dağlar da yenilmeyeceğini görünce ya PKK’yi Öcalansız ya da Öcalan’ı PKK’siz bırakma politikasına girişti. Nitekim Öcalan’ın avukatlarıyla son olarak İstanbul seçimleri için gönderdiği mektubunda Türkiye medyasının “ PKK, Öcalan’ı dinlemiyor” absürtleri devletin bu politikayı hala sürdürdüğünün göstergesidir. Ve 96 komplosu böyle başladı. PKK Hareketinin taktik açıdan zorlandığı süreçlerde Kürtlerin Önderi Sayın Öcalan’a uluslar arası alanda uygulanan komploya Dersim’den cevap verdi Zeynep Kınacı. PKK Lideri Öcalan, Kürtlerde öyle bir ruh yaratmıştı ki yanlarında yoksa bile ona uygulanan, ona yapılan en ufak çirkin bir şey için bile  kendini feda edebilecek milyonları yaratmıştı. Bu taktik tıkanıklığına nefes aldırtan, anlamlı yaşamın yaratıcı gücü olma arayışında iken uluslar arası uygulanan komploya,  30 Haziran 1996’da Dersim’de fedai eylem yaparak cevap verdi Zeynep Kınacı. Öcalan’ın, Kadının Kurtuluş İdeolojisi dediği  ideolojinin ilk temel taşını ortaya koymuştu Zeynep. Ve Zilanlaşmıştı. Sonradan herkesin sustuğu her alandan Zilanlar çıktı, Beritanlar çıktı, Zınarlar, Doğalar, Faraşinler, Axinler çıktı. Yaratılan PKK ruhunu kendi feda ederek yenileyen süreçlerin kadınıdır Kürdistan kadınları.

Kürdistan tarihi tekerrür ediyorsa bugün, direnişi destanlaştıran fedailere de gebedir Kürdistan dağları. Zor süreçlerin yiğitleri; Zeynep Kınacı ve Gülnaz Karataş.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.