'Savaşa hayır’ ikiyüzlülüğü!

Fehim IŞIK yazdı —

  • Hakikat, devrimcilik, insanlık yaşamın her alanında savaşa hayır demeyi gerektirir. İnsanlar bombalar altında can verirken bunları Ukraynalı, Dombaslı, Kürdistanlı, Afganistanlı ya da Alevi, Êzîdî, Hristiyan, Şii, Sünni olarak ayırıp tutum almak ahlaksızlığın daniskasıdır.

Gazeteci arkadaşımız Nuri Akman Türk askerlerinin toplarla Cizre’deki evleri bombaladığı görüntüleri Twitter’da, "Görüntüler Kiev’den. Rus askerleri çocuk yaşlı demeden kent merkezini gelişigüzel bombalıyor!" sözleriyle paylaşmıştı.

Bu elbet, Türkiye’de birdenbire artan savaş karşıtlığına ironik bir gönderme amacıyla paylaşılmıştı. Cizre’yi yakından takip eden arkadaşımız da, çokça takipçisi de görüntülerin Kiev’den, bombalayanların da Rus askerleri olmadığını iyi biliyordu.

Benzer bir tepki bazı sanatçıların 'savaşa hayır' paylaşımları için de gösterildi. Erdoğan’ın etrafına toplanıp Efrîn işgalini şarkılarla kutlayanların 'savaşa hayır' paylaşımlarına sanatçı Servet Kocakaya "Ukrayna’da savaşa hayır, Suriye’de ay akşamdan ışıktır." sözleriyle tepki gösterdi.

Bir tek bu ironik göndermeler yoktu dijital medyada. Aydın’ın CHP’li belediye başkanı Özlem Çerçioğlu’nun Atatürk’ün "Yurtta sulh cihanda sulh" sözü ile 'savaşa hayır' sloganı atmasını, çokça takipçi Efrîn bombalanırken insanlara ölüm kusan bombaların üzerine imzasını attığı fotoğraf ile paylaşıp ikiyüzlülüğe dikkat çekti.

Türkiye’de savaş karşıtlığı üzerinden paylaşımlar son günlerde öyle çok ki bunlar arasında ikiyüzlülük gösterenleri ayıklayıp ırkçı veya Kürt düşmanı skalada duranların tepkilerini teşhir etmek de mümkün değil. Türkiye’yi yakından tanımayanlar, Türk devletinin Kürt halkının üzerine bombalar yağdırırken sevinç çığlıkları atan ırkçıların varlığından haberdar olmayanlar, en büyük savaş karşıtlığının bu ülkede yaşandığı kanısına çok çabuk ulaşırlar.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile tersinden bir durum da kendini ‘sol’ olarak tanımlayan bazı çevrelerde yaşandı. Onlar da birden SSCB’yi, iki kutuplu dünyayı hatırlayıp sosyalizm güzellemesi ile Rusya’nın Ukrayna’ya dönük saldırısına haklılık oluşturmaya kalktılar. Bu işin başını Grup Yorum üyeleri çekti. İlk paylaşımlarında "Grup Yorum olarak sosyalizmin anavatanında, Moskova'da konserimizi gerçekleştirdik!" sözleriyle Rusya’nın tutumuna dolaylı destek veren grup üyeleri, bir diğer paylaşımlarında ise "Donbass halkının NATO ve Ukrayna faşizmine karşı mücadelesini destekliyoruz" sözleriyle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını açıktan savundular. Benzer paylaşımlarda bulunan farklı ‘sol’ kişi ve çevreler de vardı.

Bu kesimlerin Kürt halkına karşı sürdürülen acımasız savaştaki tutumları da Türk ırkçı ve faşistlerinden farklı değil. Türk ırkçı ve faşistleri devletin resmi savunusu ile Kürtlere dönük soykırım saldırılarını desteklerken, bunlar da Kürt ulusal hareketlerine, Kürt özgürlük mücadelesinin öncülerine 'milliyetçi', 'emperyalizm destekçileri' gibi ipe sapa gelmez suçlamalarla yönelerek kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar. Tüm dünyayı etkileyen Rojava devrimine de bu nedenle devrim demez, Rojava halkının onurlu ve bir o kadar da bedeli ağır direnişini teslimiyet gibi değerlendirirler.

Bu örnekleri verirken elbet derdim ırkçı da olsalar, faşist ve Kürt düşmanı da olsalar birilerinin savaş karşıtlıklarına karşı çıkmak değil. Savaşa karşı çıkmak, savaş karşıtı olmak iyidir. Bunda bir anormallik yok. Anormallik, kendi yanındaki insanlar katledilirken sevinç çığlıkları atanların, onları ipe sapa gelmez suçlamalarla aşağılayanların bir başka coğrafyadaki savaşa karşı çıkma veya hakikati çarpıtma ikiyüzlülüğü... Bu ikiyüzlülük hiç kuşku yok çıkara endeksli ahlaksızlığın dışa vurumudur. Yaşanan savaşların temel nedeni de budur. Kendi çıkarı söz konusu olunca her türlü kötülüğü, yalanı, ikiyüzlülüğü mubah görenler, savaşa da çıkarları tehlikeye düştüğü için karşı çıkarlar. İktidar ya da muhalefet olmasına bakılmaksızın, Türk ırkçı ve faşistlerinin, ‘solcu’ ya da ‘sağcılarının’ savaş karşıtlığı tam da bu nedenledir. Onlar Ukrayna halkının, Dombaslıların üzerine bombalar yağdığı için değil, çıkarları tehlikeye düştüğü için savaşa karşılar.

Peki, Kürtler, Kürt ulusal hareketleri, Kürt özgürlük mücadelesinin öncüleri ne düşünüyor?

Çok açık. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına da, NATO üyelerinin, ABD ve batılı devletlerin Ukrayna’yı bir top gibi Rusya’nın önüne atmasına da karşı çıkıyorlar. Bu savaşın müsebbiplerinin emperyal güçler olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyorlar. Hakikat de bu. Soğuk savaşın tarafları SSCB’nin yıkılmasından itibaren yeni bir paylaşım savaşımına başladılar ve 'yeni dünya' dedikleri rezilliğin dizaynını da kendi çıkarlarına uygun yapabilmek için her türlü ahlaksızlığı sergiliyorlar.

Bu paylaşım savaşında, bu rezil emperyal mühendislikte taraf olmak savaş karşıtlığı değil, savaş yandaşlığıdır. Süslü cümlelerle 'Savaşa Hayır' demek bu rezilliğin üzerini örtmez. Hakikat, devrimcilik, insanlık yaşamın her alanında savaşa hayır demeyi gerektirir. İnsanlar bombalar altında can verirken bunları Ukraynalı, Dombaslı, Kürdistanlı, Afganistanlı ya da Alevi, Êzîdî, Hristiyan, Şii, Sünni olarak ayırıp tutum almak ahlaksızlığın daniskasıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.