'Tatbikat' adı altında baskı

İHD Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir

İHD Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir

  • Diyarbakır Kadın Cezaevi'ndeki tutsakların “tatbikat” adı altında baskılara maruz kaldığını belirten İHD Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, ihlallere karşı hukuki süreci başlattıklarını söyledi.

Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki ihlaller her geçen gün artıyor. Son günlerde yaklaşık 15 gardiyanın katıldığı saldırı tatbikatları yapıldı. İHD Amed Şubesi Hapishaneler Komisyonu ise yerinde gözlem yaptı. "Saldırı tatbikatı" adı altında tutsakların baskı altına alındığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, uyudukları ve giyindikleri alanda kameraların yer aldığı, kitapların verilmediği, yemeklerde porsiyonun azaltıldığı, telefon görüşmelerinin 10 dakikayla sınırlandığı ve denetimli serbestlik için 45 puan şartı getirildiği tespit edildi. 

İHD Şube Başkan Yardımcısı ve Kadın Komisyonu’ndan Ezgi Sıla Demir, yaşanan hak ihlallerine karşı hukuki süreç başlatacaklarını söyledi. Demir, “Saldırı tatbikatı” adı altında bazı cezaevi personellerinin siyasi tutsak şeklinde gösterildiğini ve söz konusu personellerin “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı attığı sırada; diğer personellerin saldırıda bulunma biçiminde onları bastırmaya çalıştığının aktarıldığını ifade ederek, yapılmak istenilenin ifade özgürlüğe yönelik baskı unsuru olduğunu kaydetti. Demir, “‘Saldırı tatbikatı’ deyip hapishane personeli, bu baskı unsurlarını geliştirmek amaçlı eğitim düzenliyor” dedi.

Demir, denetimli serbestlikten faydalanmak için bir puanlama sistemi getirildiğini ve tutsakların bu durumdan faydalanabilmek için de 85-100 arasında puan almaları gerektiğini aktardı. Demir, “Bunun neye göre, kimler tarafından, neye ilişkin ve hangi kıstaslara göre verildiği çok net değil. Çok net olmadığı için de özellikle de siyasi mahpuslara 45 gibi bir puanlama getirerek, denetimli serbestlikten faydalanmalarını engelleyici bir tutumla karşı karşıya kaldıklarını söylediler” dedi. 

İşkenceye suç duyurusu

İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde duruşma öncesi tutsaklara yapılan işkenceye dikkat çekilerek, suç duyurusunda bulunuldu. 
İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 Kasım 2015'te koğuşlarına takılan kameraları kırdıkları iddiasıyla gardiyanlarca darp edilen 22 tutsak hakkında adli soruşturma başlatıldı. Tutsaklara şiddet uygulayan gardiyanlar hakkında herhangi bir adli ve idari soruşturma açılmadı.

İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, tutsaklar hakkında "Hükümlü veya tutukluların ayaklanması" ve "Kamu malına zarar verme" iddiasıyla iddianame hazırladı. İddianame, İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Dosyanın üçüncü duruşması ise 6 Haziran'da aynı mahkemede görüldü. Farklı cezaevlerinde tutuklu bulunan Emrullah Abay, Mehmet Şafak Elçiçek, Süleyman Benzer ve İsmail Genç, duruşma için 5 Haziran akşamı İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildi. Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasını kabul etmeyen dört tutsağa gardiyanlarca işkence edildi. Cezaevi revirine götürülen tutsaklara, itirazlara rağmen gardiyanların talepleri doğrultusunda rapor verildi. Üzerlerindeki kanlı elbiseleriyle duruşmaya katılan tutsaklar, suç duyurusu taleplerini mahkeme hakimine iletti ve kayda geçti. Mahkeme, duruşma tutanağının İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi. 

Ferhat Demirbaş'ın annesi Faika Demirbaş, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde açık görüşte görüştüklerini, vücudunun çeşitli yerlerinde darp izinlerini gözlemlediklerini belirtti. Ferhat Demirbaş'ın kendilerine, "Pazar günü İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi'nden İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildim. İskenderun M ve T Tipi Kapalı Cezaevi'nde sebepsiz yere darp edildim. İşkenceye maruz kaldım. Ellerimi ve ayaklarımı bağlayarak, hakaret ve sinkaflı küfürler eşliğinde darp ve işkenceye maruz kaldım. Hiçbir başvurumu ve suç duyurusunu işleme almadılar. Cezaevi idaresi psikolojik ve fiziki şiddetinin dozunu daha da artırmıştır. Olayla ilgili cezaevi revirinden yüzeysel bir şekilde, 'sıyrık, sürtünme' türünden ifadelerle olayın üstü örtünmeye çalışılmıştır" dediğini kaydetti. 

Ailelerin başvurusu üzerine İHD Cezaevi Komisyonu avukat Mehtap Sert ve Mizgin Doğan ile Hatay Barosu üyesi Mustafa Çamlıbel, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne giderek Demirbaş'la görüştü. Görüşmenin ardından avukat Mehtap Sert, cezaevi önünde yaptığı açıklamada, “Darp edildiği gözlerle görünüyordu. Ferhat Demirbaş ile bugün görüşmeye geldim. Görüşmede gözle görülür bir şekilde sağ ve sol bilekte sıkı bağlanmış kelepçeden kaynaklı izler. Sağ ayak bileğinde kelepçe izleri, sağ omuzunda morluklar ve sağ omuzunun hareket ettiremiyor. Vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar gözlemlendi ve tutanak tutuldu. Duruşmada aleyhte beyanda bulunmamak için darp edildiler. Ailesi suç duyurusunda bulundu. Bizde İHD olarak suç duyurusunda bulunacağız" dedi.

İHD Şubesi'nde açıklama

İHD İskenderun Şubesi, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde duruşma öncesi 5 tutsağa yapılan işkenceye ilişkin dernek binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hatay İl Eşbaşkanı Hülya Ateş, HDP İskenderun İlçe Eşbaşkanı Abdurrahim Şahin ile İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Üyesi Avukat Mehtap Sert ile çok sayıda kişi katıldı. İHD İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, "Mahpusların giysileri kan içinde kalmıştır. Cezaevinden hastaneye sevk istekleri kabul edilmemiş cezaevi revirinde muayeneleri yapılarak raporda sıyrık, sürtünme vb. ifadelerle üstü örtülmeye çalışılmıştır. Yapılan duruşmada mahpusların durumu giysilerindeki kan lekeleri vücutlarındaki darp izleri mahkeme heyeti tarafından görülmüş ve zabta geçirilmiştir. Böylece işkence ve kötü muamele doğrudan mahkeme heyeti tarafından tespit edilmiştir" dedi.
 
Cezasızlık cesaretlendiriyor
 
Uygulanan cezasızlık politikasının yasalara uymamayı alışkanlık haline getiren görevlileri cesaretlendirdiğini ifade eden Selçuk, şunları kaydetti: "Yargı, işkence ve kötü muamele konusunda iddiaların üzerine kararlılıkla gitmeli ve bu insanlık suçunu önlemelidir. Demokrasi ve hukuk bütün siyasi tutum ve yaklaşımların üstünde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki insan haklarına, hukuka her insanın ihtiyacı vardir. İskenderun T Tipi Cezaevi’nde yaşanan işkence ve kötü muamele iddiaları ile ilgili TBMM İnsan Hakları Komisyonu ve Adalet Bakanlığına başvuruda bulunarak ortaya çıkarılması ve sorumlularla ilgili gereken işlemin yapılmasını isteyeceğiz. Ayrıca, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının olayla ilgili derhal soruşturma başlatmasını ve sorumluların ortaya çıkması için gerekeni yapmasını bekliyoruz."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.