100 gündür açlık grevindeler

  • PKK ve PAJK’lı tutsaklar, 22 yıldır İmralı’da esaret altında tutulan ve Nisan 2020’den beri hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması amacıyla 100 gündür açlık grevinde.

Barış Annelerinden Aklime Keskin, çözüm ve barışın, masada olduğunu, ölümle barış sağlanamayacağını belirterek, şunları altını çizdi: ”Yıllardır dağlarda Kürtleri bitirdik, diyorlar ama bitmiyoruz. Daha da çoğalıyoruz. Tek bir çocuğumuz bile kalsa davasına devam edecek.”

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 100. gününde devam ediyor. Ayın amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 79, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 62 gündür açlık grevi yapılıyor.

Hükümet yetkilileri tüm çağrılara karşı sessizliğini korurken, Barış Anneleri İnisiyatifi tecridi muhalefet, sivil toplum örgütleri ve kamuoyunun gündemine koymak, açlık grevlerinin sonlandırılması amacıyla görüşmeler yapıyor. Anneler bu kapsamda İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile görüşmeler gerçekleştirdi. Barış Anneleri, önümüzdeki günlerde de görüşmelerine devam edecek.

Tecrit bizim de üzerimizde

Barış Annelerinden Bedia Gökgöz, Öcalan üzerindeki tecridin topluma da sirayet ettiğini belirterek, “Sokaklarımıza dahi çıkamıyoruz. Sesimizi kimselere ulaştıramıyoruz. Çocuklarımız cezaevlerinde açlık grevinde. Hak ve hukuku bizden almışlar. Bizim üzerimizde de tecrit var. Bizler de anneler olarak bu tecridin sonlanması için yazarlar, demokratlar, insan hakları savunucuları ile görüşmeler yapıyoruz. Sesimizi bir yerlere ulaştırmalarını talep ediyoruz. Tutsakların talebi bizlerin de talebidir. Adalet istiyoruz hepimiz için” şeklinde konuştu.

Ölüm çözüm değildir

 Barış Annelerinden Aklime Keskin ise Kürt coğrafyasında yıllardır kan döküldüğünü ifade ederek, öldürmenin çözüm olmayacağını vurguladı. Keskin, “Bu ölümler ve tecrit bitsin istiyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin, nereye bakarsanız bakın çözüm ve barış, masada olur. Öldürmekle barış sağlanmıyor. Yıllardır dağlarda Kürtleri bitirdik, diyorlar ama bitmiyoruz. Daha da çoğalıyoruz. Tek bir çocuğumuz bile kalsa davasına devam edecek. Türkiye Cumhurbaşkanı kendini çok büyük görüyor ama barış için bir şey yapmıyor” dedi.

Tecrit artık kabuledilemez

Barış Annelerinden Behiye Duman da açlık grevindeki çocuklarının seslerinin duyulmadığını söyleyerek, Kürtlerin önder olarak gördükleri Abdullah Öcalan’ın bir adada rehin tutulup tecrit koşullarında yaşatılmasını kabullenmeyeceklerini söyledi.

Devlet vazgeçmeli

Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Saliha Ceylan ise 2013-2015 yılları arasında devam eden ‘diyalog süreci’nin AKP tarafından tek taraflı bitirildikten sonra yeniden şiddet ve savaş yoluyla Kürt sorununun çözülmeye çalışıldığına işaret ederek, “Cezaevinde başlatılan açlık grevlerine bir anne yüreğiyle üzülmekteyim. Devlet yetkileri üç gün yemek yemeden durabilirler mi?” diye sordu. Öcalan’ın İmralı’da 22 yıldır tecrit altında tutulduğunu vurgulayan Ceylan, “Öcalan hukuksuz bir şekilde tutulduğu yetmiyor, tecrit uygulanıyor. Devlet bu tutumdan vazgeçmeli, diyalog yollarını açmalı. Bizim ihtiyacımız tecrit ve ölüm değil, barıştır” diye konuştu. 

Kızımın mezarını bile bilmiyorum

 Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine karşı duyarlı herkesin ses çıkarması gerektiğini dile getiren Ceylan, şöyle devam etti: “Bu savaşta binlerce genç öldü. Anneler her gün ağlıyor.  Kızım beş yıl önce şehadete ulaştı, mezarının nerede olduğunu hala bilmiyoruz. Devlet cenazeyi bize vermedi. Çoğu anne çocuklarının mezarlarının nerde olduğunu bilmiyor. Düşman hukuku uygulayan zihniyete karşı Kürtlerin bir olması gerekiyor. Bütün Kürtler ayağa kalkmalı ve bu zulme dur demeli.”

İnsanlık suçu işleniyor

 Van’dan 10 yıl önce baskılar nedeniyle Ankara’ya göç etmek zorunda bırakılan Barış Annesi Aygül Çiftçi ise tek isteğinin barış olduğunu dile getirdi. Tecridin insanlık suçu olduğunu hatırlatan Çiftçi, “Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla bir an önce görüşmeli. Bu tecridin hukuki bir yanı yoktur. Sorunlar diyalog yoluyla çözülmeli. Herkes talepler kabul edilene kadar bulunduğu yerden ses çıkarmalı” dedi.  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.