129b hukuk değil, çıkar yasasıdır
Yurt Dışı Haberleri —
- Stammheim’da iki yıldır devam beş Kürdistanlının yargılandığı davanın son duruşmaları görüldü. Avukatlar yaptıkları savunmada Kürt siyasetini terörize eden 129b yasasının hukuk değil, çıkarlar yasası olduğunu belirtti.
PERVİN YERLİKAYA
Stammheim’da 2 yıldır devam eden ve 3’ü tutuklu 2’si tutuksuz 5 Kürdistanlının yargılandığı davanın 90. ve 91. duruşması Perşembe-Cuma günü görüldü. Duruşmaya Veysel S. Özkan T. Agit K. Cihan A. Evrim A. ve avukatları hazır bulundu.
Stuttgart davasında yargılanan ve 17 ay cezaevinde kalan Evrim A. için istenen 2 yıl 6 ay hapis cezasına itiraz eden avukatı Fransizka Nedelmann, "İtirafçının anlattıkları dikkate alınarak, delillerin doğruluğu araştırılmadan Evrim A. cezalandırmıştır. İtirafçının tehdit, şantaj ve yalanları görmezden gelinmiştir" dedi. Nedelmann, yalan beyanlarda bulunan itirafçı hakkında işlem yapılmasını da istedi.
Tüm hakları elinden alındı
Müvekkili Evrim A.’nın Türkiye’de bir Alevi ve Kürt olarak sistematik ırksal ve inançsal ayrımcılığa maruz kaldığı için 2017 yılında ülkesini terk etmek zorunda kaldığını belirten Nedelmann devamla şunları belirtti: “Müvekkilim Nisan 2018'de siyasi mülteci olarak oturum aldıktan kısa bir süre içinde tutuklandı. Bu yargılamalarda kendisine yöneltilen suçlamalardan kaynaklı Federal Göçmenler ve Mülteciler Dairesi kararı bile beklemeden ‘terörist’ yaftasıyla mülteci statüsü iptal edildi, tüm hakları elinden alındı.”
İnsan onuruna aykırı bir karar
Savcının Evrim A.’nın kalan cezasını yatması talebinin de iptal edilmesi gerektiğini belirten Nedelmann, “Bu dosya siyasi bir davadır. Normal bir dava olsaydı hiç ceza almadan sadece küçük bir para cezasıyla sonuçlandırılırdı. Hiç bir kanıt delil olmadan sadece itirafçının söylemiyle 1,5 yıl cezaevinde yatarak bütün hakları elinden alınmıştır. ‘Almanya’da zorunlu kalacak ve tüm yaşamı kısıtlı bir şekilde devam edecek’ deniliyor. Bu kabul edilemez insan onuruna ve özgürlüğüne yakışmayan bir tutumdur" diye konuştu.
Kürtler yerlerinden edildi
Agit K.’nın avukatı Fatma Sayın ise ”Kürtler bugüne kadar yaşadıkları zulüm ve baskıdan kaynaklı 4 parçaya bölünmüş bir halktır. Özellikle Türkiye’nin Kürtler üzerinde yürüttüğü baskı ve inkar politikası görünmezden gelinemez” diye konuştu ve son olarak öz yönetim sürecinde yaşanan katliam ve zorunlu göçü hatırlattı. Sayın, “Kürtler bu yüzden ülkelerini terk ederek mülteci olarak yaşamak zorunda kalmışlardır” dedi.
129b çıkarlar yasasıdır
Almanya’da yaşayan Kürdistanıların siyasi faaliyetlerinin kriminalize edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Avukat Sayın, "Burada demokratik haklarını kullanarak yürüttükleri siyasal faaliyet ve eylemleri 129b yasası ile kriminalize ediliyor. Kürtler ‘tehlikeli ve terörist’ olarak gösteriliyor. Alman mahkemelerinin tavrı budur. 129b yasası temel değerlerle ve insanların iyi yaşam hakkı ile değildir, tamamen siyasi ve ekonomik çıkarlarla ilgilidir” diye konuştu.
Baştan karar verilmiş
Özkan T.’nin avukatı Antonia Von Der Behrens ise, "Bu dava herhangi bir ceza unsuru olarak değil, Türk ve Alman devletlerinin çıkarları örtüştüğü için yürütülüyor. Bundan dolayı bu dava siyasi bir davadır” dedi. Avukat Dr. Björn Elberling de ”İtirafçının suçlamaları doğrultusunda verilen kararlar doğru değildir. İddiaların çoğunu çürüttük. Ancak bazı kararlar baştan veriliyor” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti son sözü sanıklara verdi. Tüm sanıklar, avukatlarının savunmalarına katıldığını belirtti. Sanıklardan Veysel S. “Şartlar ne olursa olsun, halkım için mücadele ettim. Bundan sonraki yaşamımda da böyle yapacağım“ dedi.
Duruşma 30 Nisan Cuma gününe ertelendi. Bu duruşmada Mahkeme heyeti kararını açıklayacak.