2021’de Türkiye’nin aydınlık yüzü görülecek

Forum Haberleri —

  • Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu ne kadar bağırırsa bağırsın Türkiye’nin yüzü 2021 yılında özgürlük ve demokrasi yönünde olacak ve bunu da hiçbir baskı, tehdit ve şantaj önleyemeyecektir. 

DR. HAYRİ HAZARGÖL

Tüm Türkiye halklarının ve tüm insanlığın miladi yeni yılını kutluyoruz. Yeni yılın tüm halklara barış, demokrasi ve özgürlük getirmesini diliyoruz. Zalimler, sömürücüler, kendileri dışında her kesimi ötekileştirenler, farklı kimlikleri ve inançları soykırıma uğratmak isteyenler ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar tarihin tekerleği demokrasi ve özgürlüklerden yana dönmektedir. Kadınların özgürlük mücadelesine etkin katılmasıyla birlikte bu tekerlek daha hızlı dönmeye başlamıştır. Bu özgürlük ve demokrasi rüzgarına karşı direnenler süpürülüp atılacaklardır. Faşizm baskıyla bu kaderini engellemeye çalışsa da bu rüzgarın en fazla estiği coğrafya da Türkiye’nin içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasıdır. Türkiye, tarihinde görülmediği kadar çok önemli ve köklü değişikliklere gebedir. Ebesi de tarih sahnesine çıkmış bulunmaktadır.

AKP-MHP iktidarı ve onun histeriye kapılmış biçimde bağıran çağıran bakanı Süleyman Soylu ve adaletsizlikler bakanı haline gelmiş Abdulhamit Gül, Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’i de tutuklattılar. Zaten Leyla Güven uygun bir zamanda tutuklanması ve cezalandırılması kararı ile cezaevinden tahliye edilmişti. Çünkü zindanda süresiz dönüşümsüz açlık greviyle İmralı tecridine karşı çıkması bu iktidarı ve Kürt halkına karşı özel savaş yürüten merkezleri çok öfkelendirmişti.

Yeni bir yıla girmeden önce Leyla Güven tutuklanarak 2021 yılında neler yapacakları konusunda Kürt halkına ve tüm demokrasi güçlerine gözdağı vermek istemişlerdir. Mevcut iktidarın yürüttüğü savaş ve saldırı tamamen korkutma ve sindirme üzerinedir. Sorunlar karşısında ürettiği politika yoktur. Tek politika bastırmadır. Aslında bu tarz bu iktidarın çok zayıf olduğunu ve korktuğunun kanıtı olmaktadır. Bu nedenle Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu her gün bağırma ve tehdit etme ihtiyacı duyuyorlar. İşte 2021 yılına yıkılma korkusu yaşayan bir iktidarla giriyoruz. Mezardan geçenlerin ıslık çalması gibi gösterilen tepkiler ve korkutmak için yapılan tutuklamalar bu iktidarın çöküşünü engelleyemeyecektir. Bu iktidar 2021 yılına umutsuz girerken Türkiye halkları, emekçiler, kadınlar ve gençler yeni yıla umutla girmekteler. HDP’nin belirttiği gibi 2021 yılında Türkiye’nin karanlık yüzü gidecek, aydınlık yüzü halkların özgür ve demokratik yaşama gözünü açmalarını sağlayacaktır.

Bugünler aynı zamanda Roboskî katliamının yıl dönümü. 34 çocuk ve genç bizzat ordunun üst komutanlarının hükümetten aldığı izinle katledilmişlerdir. Hiçbir pilot ya da bölgede görev yapan bir komutan böyle bir katliamın emrini vermezdi. İçinde bir gerillanın bulunduğu söylenerek bu çocukların üzerine bombalar yağdırılmıştır. 34 çocuk ve genç var bunları da öldürelim mi, diye sorulmuş; en üst yetkili makam kimse, o da vurun, demiştir. Ordu içinde ve hükümet içinde bu katliamın nedeni böyle konuşulmuştur. Aslında bu olayın nasıl olduğunu Davutoğlu da Babacan da AKP’den ayrılanların tümü de bilmektedir. Ancak devlet çıkarı ve bekası denilerek bu gerçek ifşa edilemiyor. Zaten Tayyip Erdoğan Roboskî’nin bir katliam olduğunu kabul etmiştir. Her kürtaj bir Roboskî’dir, diyerek bir katliam yapıldığını söylemiştir. Çünkü Erdoğan zihniyeti kürtaja böyle bakmaktadır. Aslında Türkiye Cumhuriyeti hep Roboskî zihniyeti ile yönetilmiştir. Roboskî’de tüm Kürt halkına gözdağı da verilmek istenmiştir. Roboskî, Kürt'ü sindirmeye yönelik birkaç amacı olan bir katliam olarak tarihteki yerini alacaktır.

Bu iktidar, katili polis olan Kemal Kurkut cinayetinde bile faili cezalandırmamıştır. Suruç’ta Şenyaşar ailesi devlet işbirlikçisi bir çevre tarafından katledildiği için failler cezasız bırakılmıştır. Çünkü şu anda Kürt işbirlikçiliği bu devlet için değerlidir. Kürt'ün iradesini kırma saldırısında kullanılmaktadır. Roboskî, Kemal Kurkut ve Şenyaşar ailesi olayları bu devletin karakterini göstermektedir. Bu devletin karakterinin ne olduğunu anlamak için başka bir örnek ve kanıt göstermeye gerek yoktur.

AİHM, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması kararını verdi. Türkiye anayasasına göre bırakılması gerekirken, bırakmayacaklarını söylediler. Böylece, biz tutuklayarak Kürtleri sindirmek isterken Selahattin’i bırakmak tüm bu yaptıklarımızı boşa çıkarmak olur, tutumunu ortaya koymuşlardır. Açıkça anayasanın AİHM’in verdiği kararlarla ilgili hükmünün Kürtler için geçerli olmadığını söylemiş olmaktadırlar.

2020 yılı bu iktidarın kadın düşmanlığını da gözler önüne serdi. Kadınlar bilinçli ve planlı hedeflendi. Türkiye tarihinde ilk defa bu kadar kadın gözaltına alındı ve tutuklandı. Şu anda Türkiye cezaevlerinde dünyanın hiçbir yerinde olmayan ve hiçbir zamanda görülmeyen kadar kadın tutuklu var. Bu da bu devletin karakterinin önemli bir yüzü. Kadın düşmanlığı 2020 yılına damgasını vurdu. Ancak 2020 yılına hem dünyada hem Türkiye'de kadın direnişi de damga vurdu. Şu açıktır ki, bu kadar kadın düşmanı olan bir iktidarın ayakta kalma şansı yoktur. Özellikle karşısında bu düzeyde bir kadın direniş gücü varken. Tayyip Erdoğan da Devlet Bahçeli de Süleyman Soylu da özgür ruhlu kadınların direnişiyle gidecektir. Erkek egemenlikli zihniyetin Türkiye’deki çöküşünün sembolü olacaklardır.

Leyla Güven zindana götürülürken Kürt halkının tutumunun ne olduğunu ilan etmiştir. Nerede olursa olsun direnilecektir. Leyla Güven’in o konuşması soykırımcı sömürgeciliğin mutlaka yenilgiye uğratılacağının ilanıdır. Böyle bir halk sindirilemez, korkutulamaz, yenilemez. Kadın özgürlük ruhu Kürt halkının özgürlük ruhunu ve demokratik zihniyetini derinleştirmiş ve kapsamlılaştırmıştır. Özgürlük ruhu ve demokratik iradesi böyle olan bir halk sindirilemez, özgürlük ve demokrasi mücadelesi engellenemez. Bu duruş aynı zamanda Türkiye’nin en temel demokrasi gücüdür. Türkiye’nin geleceğini belirleyen Marmara, Ege, Akdeniz ve Çukurova bu ruhla mayalanmakta, Türkiye’nin geleceğini özgürlük ve demokrasi yönünde ilerletmektedir. Bu nedenle Kürt halkı ile Türkiye’nin demokrasi güçlerini buluşturan HDP, biz Türkiye’nin aydınlık yüzüyüz, demiştir.

Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu ne kadar bağırırsa bağırsın Türkiye’nin yüzü 2021 yılında özgürlük ve demokrasi yönünde olacak ve bunu da hiçbir baskı, tehdit ve şantaj önleyemeyecektir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.