2024 umudun ve kazanmanın yılı olmalıdır

Forum Haberleri —

Gerilla

Gerilla

  • 2023’ü gerilla güçleri Xakurke ve Zap’ta etkili eylemlerle kapattı. Erdoğan ve şürekası alt üst oldular. KDP’nin yardımıyla Güney Kurdistan’ın içlerine yayıldılar ve üstlendiler. Ancak gerillanın fedakarlığını ve Apocu iradeyi yeterince hesaplamadıkları anlaşıldı.

ZEKİ AKIL

2023 yılı Kürtler açısından her yönüyle bir mücadele ve direniş yılı olarak geçti. Faşist Türk devletinin planlamasına göre cumhuriyetin 100. yılında PKK ezilecek ve zafer ilan edilecekti. Ancak bu planları gerillanın ve Kürt halkının direniş duvarlarına çarptı. Türk devleti Kürt düşmanlığını sınırlarının dışına taşırarak Irak ve Suriye’nin içlerine yaydı. Nerede direnen ve hak talep eden bir Kürt varsa onu yok etmeyi kendisi için acil bir görev olarak belirledi. Yüz yıldır bitmeyen ve dinmeyen bir Kürt soykırımı ve düşmanlığı taptaze canlılığını koruyor. Dünya değişti, Türkiye’de birçok hükümet değişti ama Kürt düşmanlığı baki kaldı!

Erdoğan ve Bahçeli ikilisi gizli ve karanlık bir ittifakla 2015’ten beri Kürtlere karşı bir savaş yönetimi kurdular. Erdoğan bu sürede 35 binden fazla Kürt’ü öldürdüklerini iftiharla kamuoyuna duyuruyor. Geçmiş hükümetlerden daha fazla Kürt öldürdüklerini, her yerde onları kovalayıp yok edeceklerini vurgulayıp duruyor. Kürtlere karşı dili şiddet ve inkar temelindedir. Kürtler söz konusu olunca inanılmaz bir gaddarlık ve nobranlık, burnu havada bir faşist tip olarak dünyanın karşısına çıkıyorlar.

2023’ü gerilla güçleri Xakurk’e ve Zap’ta etkili eylemlerle kapattı. Erdoğan ve şürekası alt üst oldular. KDP’nin yardımıyla Güney Kurdistan’ın içlerine yayıldılar ve üstlendiler. Ancak gerillanın fedakarlığını ve Apocu iradeyi yeterince hesaplamadıkları anlaşıldı. Aslında ordularının savaş iradesi kalmamış. Elde ettikleri uçak, SİHA vb. tekniklerle, ajan ağlarıyla savaşı bir oyun haline getirdiler. Buna alışmışlardı. Ayrıca ölen askerler zaten yoksul ailelerden, ölümlerini de gizledikten sonra geriye bir sorun kalmıyordu. Nasıl olsa Türk toplumunu milliyetçilik ve dincilikle düşünemez ve sorgulayamaz hale getirmişlerdi. Muhalefet ve akademi dünyası, basın alışıla gelen ezberleri tekrarlayıp faşist yönetimin arkasına diziliyordu. Erdoğan’ın ele geçirdiği basın zaten savaş kışkırtıcılığı ve psikolojik harbin bir aparatı olarak ön safta görev yapıyordu.

Kürtlere karşı savaş Erdoğan için çok verimli ve elverişli bir araç olarak sürekli kullanılıyordu. Mayıs 2023 seçimlerini savaşı sürdürsün diye Erdoğan’a verdiler. Kimse Türkiye’de normal bir seçim yapıldığını iddia edemez. Türk devleti Kürtleri tanımaya ve haklarını vermeye hazır değildi. Bunun için savaşı sürdürmeleri gerekiyordu. Erdoğan ve Bahçeli dışında da başkaları bunu yapamazdı. Bu açıdan bir daha Erdoğan’ı seçtirdiler.

Mayıs seçimlerinden bu yana Türkiye’de hangi sorun çözüldü veya çözüm yoluna girdi? Olumlu hiçbir şey olmadı. Ancak kurulan yeni savaş hükümeti seçilmelerinin hakkını vermek için sadece ve sadece savaşı tırmandırdı. MİT tam bir cinayet şebekesi gibi örgütlenmiş ve cinayetleriyle iftihar eder hale getirilmiş. Ne kadar çok gerilla ve Kürt öldürdüklerini anlatıyor ve başarılarının ölçüsü olarak lanse ediyorlar. Bu eylemlerin tümü uluslararası hukuka göre suçtur. Sorumlularının yargılanması gerekir. Ama Kürtler söz konusu olunca ne hukuk işliyor ne de kurallar. Faşist Türk yönetimi de bunu bildiği için çok rahat ve oldukça pervasız hareket ediyor. Türkiye başka ülkelerin topraklarında istediği gibi at koşturuyor.

Türkiye 6 Şubat depremiyle büyük bir yıkım yaşadı. Tahminlere göre 200 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin ve enkazın üzerine yine de Erdoğan’a iktidar verildi. Ekonomi dibe vurdu. Türkiye mafya ve kara para cenneti haline getirildi. Can Atalay olayında da görüldüğü gibi anayasa bir tarafa bırakıldı. Erdoğan baş vurguncu ve soyguncu olarak Türk tarihinde mümtaz yerini alma hakkını kazandı. Tarikatları ve bütün devlet kurumlarını yozlaştırarak iktidarının ve faşizmin payandası haline getirdi. Cumhuriyetin eğer varsa bazı kazanımları hepsinin canına okudu. Özgürlükler ve demokratik kazanımların tümünü silip süpürdü. Cumhuriyetin en gerici ittifakını kurdu. Cumhur ittifakı dedikleri ırkçı, faşist ve dört dörtlük gerici bir ittifaktır. AKP’den, MHP ve Hüda-Par’a kadar demokrasi, kadın, Alevi, sol ve Kürt düşmanı güçler bir araya getirildi.

MHP gibi marjinal bir parti bugün gerçek anlamda Türkiye’yi yönetiyor ve yönlendiriyor. AKP’liler bunu bilmeyecek durumda değiller. Ama Erdoğan da artık o çizgide yol alıyor. Erdoğan dışında da bir AKP’den, partiden zaten söz edilemez.

Erdoğan, gerilladan yediği darbelerin intikamını almak için sözde Rojava’ya saldırdıklarını söylüyor. Vurdukları yerlerin tümü halkın yaşam alanlarıdır. Bu yerleri vurmak savaş kurallarına aykırıdır. Ama Erdoğan Kürt halkına savaş açtığı için Kürtlere ait olan her şey doğal olarak hedeftir ve yok edilmesi gerekiyor. Şark kurnazlığına baş vurarak Rojava’da PKK’nin kaynaklarını vuruyoruz, diyor. Matbaada çalışan emekçileri katletmek yiğitlik midir? Savaş kurallarına uygun mudur? Uygunsa neden İsrail’i Gazze’de yaptıkları için kınıyorsunuz? Evet, faşist yöneticilerin insanlık ve Kürt karşıtlıklarını bütün dünyaya anlatmak gibi bir görev var. Dünya halkları olan biteni tam bilmiyor. Erdoğan ve faşist takımı inkar ve yalanda ustalaşmışlar. Yüz yıllık Kürt sorununu PKK’ye, PKK’yi de teröre indirgemişler. PKK’yi vurduk deyince bütün suçlarının üstünü örtmüş oluyorlar. ABD ve Avrupa ülkeleri de bu suçlara ya ortaklık yapıyor ya da seyretmekle yetiniyorlar. Onun için iş demokrasi güçlerine ve Kürtlere düşüyor. 2024 yılının hedefi Erdoğan faşizminin yıkılışı olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.