21 yıllık suç örgütünün hikayesi
- At izinin it izine karıştığı 21 yıllık iktidar süresince, AKP’li ve MHP’li tecavüzcüler, uyuşturucu tüccarları, yolsuzluk yapanlar, katiller ödüllendirilirken, muhalif fikre sahip bir çok kişi haksız yere cezaevlerinde rehin tutuluyor. 21 yıllık suç örgütünün, yaptıklarının haberimize sığan kısmını, sizler için derledik.
Adı taciz, tecavüz, yolsuzluk, cinayet, uyuşturucu başta olmak üzere çeşitli suçlarla anılan AKP iktidarı ve onlara yakın isimler, cezasızlık politikasıyla aklanıyor. İnfaz kanununda yapılan düzenlemelerle kendisine yakın organize suç örgütü yöneticilerini serbest bırakan iktidar, cezasızlık politikalarına karşı tepki gösterenleri ise yargı eliyle cezalandırıyor.
Mezopotamya Ajansı tecavüz, şüpheli ölüm, yolsuzluk gibi suçlarla adı anılan ve hakkında yargılama yapılmayarak, aklanan isimleri derledi.
Nadira Kadirova’nın öldürülmesi
Bu isimlerden biri önceki dönem AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal. Özbek asıllı Nadira Kadirova, 23 Eylül 2019’da Ünal’ın Ankara’daki evinde, Ünal’a ait bir silahla yaşamını yitirdi. Savcılık, şüpheli ölümün intihar olduğunu iddia ederek, 2 Mart 2020’de dosyayı kapattı. Bunun üzerine Kadirova’nın avukatı ve ailesi karara itiraz etti. İtirazları da reddedilen ailenin avukatı, 5 Haziran 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. 15 Mart’ta başvuruyu karara bağlayan AYM, Kadirova’nın yaşam hakkının ihlal edilmediğine hükmetti. Böylelikle vekilliği biten Ünal hakkında hiçbir soruşturma açılmadı.
Ünal hakkında herhangi bir soruşturma açılmaması kadın örgütlerinin tepkilerine neden oldu. Kadirova’nın ağabeyi Muhammet Ali Kadirov, kardeşinin ölümünden AKP’li Ünal’ı sorumlu tuttu. 28 Eylül 2020 tarihinde MA’ya konuşan ağabey Kadirov, Nadira’nın yaşamını yitirdiği odaya ait çıkan görüntüleri izlerken, kendisini bir “faşizm dizisi” izler gibi hissettiğini belirterek, olayın aydınlatılması için yaptıkları tüm hukuksal girişimlerin engellendiğini dile getirdi. Kadirov, şu ifadelerde bulundu: “Kardeşimin vücudunda darp izleri, morarmalar vardı. Başının arkasına darbe almıştı. Sol gözünün altında morluklar vardı. Kardeşimi Ünal ölürdü. Eğer Ünal olmasaydı, bu cinayet çoktan aydınlatılmıştı ve suçlular cezalandırılmıştı. Bu görüntüler Şirin Ünal’ın kardeşimi öldürdüğünü ortaya çıkarıyor.”
Rabia Naz Vatan cinayeti
11 yaşındaki Rabia Naz Vatan, 12 Nisan 2018’de Giresun’un Eynesil ilçesinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Vatan’ın ölümünün intihar ya da yüksekten düşme olduğu iddia edildi. Vatan’ın ölümünün araştırıldığı dosyaya, 16 Temmuz 2020’de takipsizlik kararı verildi. Ailesi Vatan’a siyah bir aracın çarptığını ve dönemin AKP Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin devreye girerek olayın üstünü kapatmaya çalıştığını belirtti.
Canikli’nin yeğeni Kemal Canikli’nin eşi Rüzgar Canikli de geçtiğimiz aylarda açıklama yaparak, Nurettin Canikli'nin yeğeni Kemal Canikli ile birlikte Vatan’ın babası Şaban Vatan hakkında yalan haberler yaptırarak, “deli” olduğunu iddia ettiklerini söylemişti. Yaptığı açıklamalarda Kemal Canikli’nin Nurettin Canikli’nin sağ kolu olduğunu söyleyen Rüzgar Canikli, yolsuzluk yoluyla mallar elde edildiğini ve bu malların çeşitli insanların üzerine yapıldığını iddia etmişti. Buna rağmen ne yolsuzluk iddialarına ne de Vatan’ın ölümüne dair Canikli hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı.
Yeldana’yı öldürüp astılar
1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin sorumlularından biri olan ve yargılanmayan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın oğlu 27’nci dönem AKP milletvekili Tolga Ağar da “aklanan” isimler arasında yerini aldı. Tolga Ağar’ın adı 28 Mart 2019 yılında Xerpêt’te evinde ölü bulunan Kazakistan uyruklu Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi 2'nci sınıf öğrencisi Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümünde geçti. İntihar ettiği öne sürülen Kaharman’ın ölümü ile ilgili organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Ağar’ı işaret ederek sorumlu tuttu. Peker, Ağar’ın Kaharman’a cinsel saldırıda bulunduğu ve Kaharman’ın şikayetinden sonra ölü bulunduğunu söyledi. Alkollü olduğu ve kendisini asarak intihar ettiği iddia edilen Kaharman’ın otopsi raporunda, alkole rastlanılmadığı ve boyundaki yumuşak doku ve kıkırdakta herhangi bir iz olmadığı, kanamanın olmadığı tespit edildi. Otopsi raporu, Kaharman’ın öldürüldükten sonra asıldığı ihtimalini de güçlendirdi.
İki suç örgütü lideri serbest
Sarallar olarak bilinen suç örgütü lideri Allattin İlyas Saral ve yine Şahinler olarak bilinen suç örgütü lideri Sedat Şahin de, işledikleri onlarca suça rağmen tahliye edildi. 2005 yılında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye azmettirmek, yağma, hürriyeti tahdit" suçlarından 3 kez müebbet ve 40 yıl 5 ay hapis cezası verilen Şahin, temyiz duruşmalarında “Delil yetersizliği” iddiasıyla 2011’de beraat etti. En son “Suç örgütü lideri yöneticisi olmaktan” yargılanarak 8 yıl cezaevinde kalan Şahin, tutuklu bulunduğu İzmir Buca Cezaevi’nden 20 Temmuz’da tahliye edildi. Şahin’in tahliye olur olmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmesi de dikkat çekti.
12 Haziran’da tutuklanan Saral ise, "Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak" ve "Nitelikli yağma" suçlarından 27 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, 21 Temmuz’da tahliye edildi. Gazeteci Tolga Şardan’ın 11 Kasım 2022’de T24’te yayınlan yazısında, Süleyman Soylu’nun Sarallar Grup’la temasları olduğunu iddia etti. Bahçeli ve Soylu’yla bağlantıları olduğu iddia edilen iki suç örgütü liderlerini tahliye eden hakim Hakan Türkön ise, Yargıtay üyeliğine atandı.
Katil AKP’li Yıldız yargılanmadı
Urfa’nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Adil ve Celal Şenyaşar katledilirken, oğulları Ferit ve Fadıl Şenyaşar yaralandı. Hastanede gördüğü tedavi sonrası cezaevine götürülen Fadıl Şenyaşar’a, 37 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Katliam sonrası eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ve katliamdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar, faillerin yargılanması ve Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılması talebiyle 9 Mart 2021’de Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti’ne başladı. Yıllarca yakalanmayan AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ağabeyi Celal Yıldız, yeğeni Osman Şah Yıldız ve Osman Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 11 kişi, adliyeye giderek teslim oldu. Yıldız’ın ağabeyinin de aralarında bulunduğu 4 kişi, “Kasten adam öldürme ve delilleri karartma” suçlamasıyla tutuklandı. Yıldız’ın ağabeyi Enver Yıldız’a, “Haksız tahrik altında suç işlediği” nedeniyle 18 yıl hapis cezası verildi. Katliamın üzerinden geçen 4 yılın sonunda hazırlanan iddianamede, AKP’li vekil Yıldız hakkında ise herhangi bir suçlamaya yer verilmedi.
Şenyaşar ailesi, 18 Temmuz’da Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılmaması ve adaletin sağlanmaması üzerine 846 gün boyunca Urfa Adliyesi önünde sürdürdükleri adalet mücadelesini Ankara’ya taşıdı. Ailenin adalet mücadelesi Ankara’da sürüyor.
Tecavüzcü Musa Orhan Soylu korumasında
Batman’ın Qûbîn (Beşiri) ilçesinde 18 yaşındaki İpek Er’e tecavüz eden ve intihara sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan, iktidar zırhına alındı. Fail Musa Orhan’ın tutuklanmamasına tepki gösterenler, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından, “Elbette bu olayın bazı çevreler tarafından sürekli gündeme getirilmesinin temel nedeni, HDP milletvekilinin ve diğer PKK’lilerin yaptıklarının üstünü örtmektir” ifadeleriyle hedef aldı. Orhan tutuklanmadığı gibi, sanatçılarında aralarında olduğu birçok kadın hakkında soruşturma açıldı.
Orhan hakkında 3 Aralık 2021’de, “Nitelikli cinsel saldırı” suçundan verilen 12 yıl hapis cezası, “İyi halli” denilerek 10 yıla indirildi. Mahkeme bunun yanı sıra, “Kaçma şüphesi bulunmadığı” iddiasıyla adli kontrol tedbiri uygulayarak, Orhan’ın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. ATK raporunda fail Orhan’ın, Er’e yönelik eyleminin doğrulanmasına rağmen verilen cezanın düşürülmesi, tutuksuz yargılanması ve yargının olayın yaşandığı günden bugüne devam eden tutumu, iktidarın yargı eliyle tecavüzcüleri nasıl koruduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Katile ödül gibi ceza
Ankara’da şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Aleyna Çakır’ın (Sema Esen) ölümüyle ilgili açılan davada da cezasızlık politikası devreye konuldu. Çakır, Ankara’da şüpheli şekilde yaşamını yitirmeden önce 17 Nisan 2020’de kendisine şiddet uyguladığı anlara ilişkin görüntülerini sanal medyada canlı yayınlayan Ümitcan Uygun hakkında şikayetçi oldu. Fail Uygun ve bu sırada evde bulunan arkadaşı Enes Özdemir, gözaltına alınmalarının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturma sonunda failler hakkında dava açılırken, Ankara 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi Uygun’a, “konut dokunulmazlığını ihlal”, “Bilişim sistemine usulsüz giriş” ve “Kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme” ve tehdit suçlarından toplamda 4 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme Enes Özdemir'e de “Konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası vererek erteledi.