Meydan okuyoruz!

Kadın Haberleri —

.

.

  • HDP Kadın Meclisi, “Erkek devlet şiddetine karşı mücadeledeyiz” şiarıyla birçok kentte 25 Kasım startını verdi. Agirî’de konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “Biz varız ve bizi katleden her türlü zihniyete karşı meydan okuyoruz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü çalışmalarının startını 7 Kasım Cumartesi günü pek çok ilde kadınlarla bir araya gelerek verdi. “Li Dijî Tundiya Devlet-Zilamî Em Têdikoşin(Erkek devlet şiddetine karşı mücadele ediyoruz)” şiarıyla yapılan açıklamalarda, Türkiye’de kadına yönelik sistematik bir şekilde devam eden şiddet, taciz, tecavüz, istismar ve katliamlara, AKP/MHP tarafından tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesine, kadınları toplumsal yaşamdan uzaklaştırmayı hedefleyen ‘kadın üniversitesi’ projesine, savaşa ve ranta aktarılan bütçeye, bir bütün olarak erkek-devlet şiddetine karşı mücadelenin büyütüleceği vurgulandı. Agirî ve Riha’da yürüyüşler engellendi, Muğla’da ise Valilik tarafından eylemler yasaklandı.
Ankara’da HDP il binasında düzenlenen basın açıklamasında konuşan Ankara İl Kadın Meclisi Sözcüsü Zeyno Bayramoglu,”Kadın katliamlarının erkek devlet tarafından özendirildiği, savaş politikaları ile kadına yönelik saldırıları ve baskıların süratle arttığı bu dönemde; isyanımızı birlikte büyüttüğümüz kadınlarla, 25 Kasım haftası evde, okulda, işyerinde, meydanlarda, yaşamın her alanında yan yana omuz omuza olacağız” dedi.
25 Kasım’ın startı İstanbul ve Muğla’da da verildi.

TJA terörize ediliyor

Şirnex’in Cizîr ilçesinde kadınlar, polis ablukasına aldırmadan giydikleri yöresel kıyafetlerle Dörtyol’dan HDP binasına kadar “Em xwe diparêzin, Jin Jiyan Azadî” sloganları ile yürüdü. HDP Kadın Meclisi Eşsözcüsü Ayşe Acar Başaran, Roza Kadın Derneğine yönelik devlet saldırılarına ve bir kadın hareketi olan TJA’nın terörize edilmesine dikkat çekerek, “Eğer kadına şiddete karşı olmak suç ise bizler bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Gelin birlikte bu faşizmin kurumsallaşmasına karşı mücadele edelim, gelin hep birlikte kendimizi koruyalım” dedi.
 
Abluka ve engelleme

Riha’nın Pirsus, Colemêrg’in Gever ve Agirî’nin Bazîd ilçesinde yürüyüş yapmak isteyen kadınlar valiliğin “yasak” kararı ve polis engeline takıldı.
Gever’de yapılan açıklamada konuşan HDP’li vekil Semra Güzel, “Mevcut zihniyeti yıllardır tanıyoruz. Bu zihniyet Özgecan, Şule, Taybet Ana’nın katilleridir. Saldırılar dilimiz, kültürümüz üzerinedir. Kadınlar sokaklarda olacak, tüm bu saldırılara karşı kendilerini savunacaklardır. Kadının direnişiyle sokaklar ve halk özgürleşecektir” diye konuştu.
Agirî’deki yürüyüşün engellenmesine tepki gösteren DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kadına yönelik şiddete son verilmesi için her yıl 25 Kasım’da olduğu gibi bugün de alanlarda olmak istediklerini belirtti. Güven, “Kadınlar, en sevdikleri tarafından öldürülüyorlar. Artan bu şiddete, eril zihniyete karşı başkaldırıyoruz. Diyoruz ki biz kadınlar toplumun yarısıyız, bizler dünyanın yarısıyız, bizleri öyle kolay katledemezsiniz. Birleştiğimizde erkek zihniyetini tüm dünyada alaşağı edebiliriz. Bu gücümüz var, bu cesaretimiz var. Bunun için alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi 
 
‘Bu zihniyete meydan okuyoruz’

Geçtiğimiz aylarda kentte şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınları hatırlatan Güven, “Kadınlara karşı suç işleyenler devlet tarafından korunuyorlar. Yargı eliyle, medya eliyle bu cinayetlerin üzeri örtülüyor. Failler bu sistemden cesaret alıyor. Yine iktidarın söylemleri ile ne deniliyor ‘sen bir kadın olarak sus’ diyorlar, ‘sen de bir kadın olarak dışarı çıkmasaydın’ diyorlar, her gün cinsiyetçi dilleriyle kadınların katliamlarını meşrulaştırıyorlar. Aile olgusu içerisinde kadınları yok ediyorlar. Bizler bu zihniyete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınlar sadece burada değil, dünyanın her yerinde ayaktalar, Las Tesis dansı ile meydan okuyorlar, kadınlar Rojava da DAİŞ çetelerine karşı meydan okudular. Evet biz varız ve bizi katleden her türlü zihniyete karşı meydan okuyoruz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. 

HABER MERKEZİ

Mücadele sokağa taşınıyor

Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA), 15 Eylül’de başlattığı “Em xwe diparêzin” (Kendimizi savunuyoruz) kampanyası devam ediyor. Birçok kentte ev ve sokaklarda kadınlarla bir araya gelen TJA’lılar, kampanya hakkında bilgilendirme yapıyor.  
Yürüttükleri kampanyaya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulunan TJA aktivisti Hacer Karaoğlan, “Özel savaş politikalarına karşı kendimizi savunuyoruz” dedi.
 
Sömürgeciye karşı özsavunma

Şimdiye kadar bilinçlenme çalışmaları çerçevesinde yürüttükleri kampanyayı Kasım ayı ile birlikte sokaklara taşıdıklarını kaydeden Karaoğlan, anadile, mezarlıklara, kültüre, emeğe ve kadın bedenine yönelik saldırılara karşı son 40 yıldır öz savunma ile verilen mücadeleyi güçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi. 25 Kasım’ın erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların mücadele günü olduğunu hatırlatan Karaoğlan, 25 Kasım’ın kadınlar için neden önemli olduğunu anlatarak, “Kürt kadınları olarak bizler de şiddete karşı bulunduğumuz her alanda 40 yıldır mücadelemizi yükseltiyoruz. Şimdi de TJA olarak, Kürt halkına özelde de Kürt kadınlarına sistemin dayattığı sömürge politikalarına karşı öz savunmamızı geliştiriyoruz” dedi. 
 Kürdistan illerini kastederek sürdürülen asimilasyon politikalarının Kürt kadınını düşürme amaçlı devreye sokulduğunu ifade eden Karaoğlan, kolluk güçlerinin taciz, tecavüz ve şiddetinin bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, Êlih’te Türk askeri Musa Orhan’ın İpek Er’e tecavüz edip, onu intihara sürükleyen uygulamaları ve devletin tecavüzcü askerini sahiplenmesini hatırlattı. Devamla ise “Biz bu savaş politikalarını mücadeleyle boşa çıkarıyoruz ve kadınlar olarak kendimizi savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Tecride dikkat çekiliyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen mutlak tecrit politikasına da dikkat çeken Karaoğlan, tecridin Kürt halkı ve Öcalan arasına konulan bir sınır olduğunu dile getirdi. Öcalan’ın kadın özgürlükçü paradigmasıyla bugün büyük kazanımlarının olduğunu ifade eden Karaoğlan, şöyle dedi: “Tecrit bir insanlık suçudur. Tecridin kalkması insanlığa ve barışa hizmet edecektir. Bu nedenle Ortadoğu’da halklar arasında sürdürülen savaşların çözümü de Öcalan sayesinde olacaktır. Mahallerde ve evlerde aldığımız toplantılarda Öcalan üzerinde sürdürülen tecride dikkat çekiyoruz.” 

Direnerek özsavunma

Agirî’de artan şüpheli kadın ölümleri nedeniyle Bazîd’i kampanya çalışmalarının yoğunlaştığı yer olarak belirlediklerini belirten Karaoğlan, böylelikle kadınlara ulaştıkları için daha doğru tespit ve aktarımlar yapabildiklerini dile getirdi. Kentte yaşanan şüpheli kadın ölümlerinde şu ana kadar kimsenin yargılanmadığını da kaydeden Karaoğlan, kadın cinayetlerinin politik olduğunu söyledi. Yapılacak eylem ve etkinliklerin mevcut düzene cevap niteliğinde olacağının altını çizen Karacaoğlan, “Biz her kadına ulaşmak için sabah akşam çalışıyoruz. Ne kadar çok kadına ulaşırsak o kadar güçlü olacağız. Önümüze koyduğumuz programları sürekli kılacağız. Direnerek öz savunmamızı sağlayacağız” dedi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.