30 yıl daha kalsa pişman olmaz

 Cahide Çakmak

Cahide Çakmak

  • 30 yıllık tutsak Hatice Çakmak’ın infazının yakılmasına tepki gösteren annesi, “Çocuklarımıza ‘Bizim gibi olun’ diyorlar. Çocuklarımız ise asla onların istedikleri gibi olmayacak. Bir 30 yıl daha cezaevinde kalsalar yine pişman olmayacaklar, çünkü pişman olacak bir şey yapmadılar” dedi.  

Alanya Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki 30 yıllık hasta tutsak Hatice Çakmak’ın infazı, daha önce verilen hücre cezaları gerekçesiyle yakıldı. 

Alanya Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve 25 Mart’ta tahliye edilmesi beklenen 30 yıllık tutsak Hatice Çakmak’ın infazı, hakkında verilen üç hücre cezası gerekçe gösterilerek yakıldı. Bedlîs’in Tetwan (Tatvan) ilçesinde 1993’te yaralı bir şekilde gözaltına alınan Çakmak hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce (DGM) yapılan yargılamada “Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Tutukluluğu süresince Amed, Sêrt, Mêrdîn, Elîh, Sêwas ve İzmir’deki cezaevlerinde tutulan Çakmak, çeşitli ameliyatlar oldu, şu an rahminde bulunan kistten kaynaklı tedavi görüyor. Çakmak’ın 25 Mart’ta tahliye olması gerekirken, verilen hücre cezaları gerekçe gösterilerek infazı yakıldı. 

Kızının infazının yakılmasına tepki gösteren anne Cahide Çakmak, “Kızım gözaltında ağır işkenceler gördü. Rahminde bulunan kistin yanı sıra birçok kadın hastalığıyla mücadele ediyor. İnfazını bitirmesine rağmen verilen hücre cezaları nedeniyle infazı tamamen yakıldı. Kızım Kürt olduğu için tahliye edilmiyor. Çocuklarımıza ‘Bizim gibi olun’ diyorlar. Çocuklarımız ise asla onların istedikleri gibi olmayacak. Bir 30 yıl daha cezaevinde kalsalar yine pişman olmayacaklar. Çünkü pişman olacak bir şey yapmadılar. Kadınları katledenler, fuhuş yaptıranlar, uyuşturucu satanlar, hırsızlık yapanlar bırakılırken, 30 yıl cezasını bitiren tutsaklarımız bırakılmıyor. Bu bir zulüm ve hakaret değilse o zaman nedir? Hasta ve cezası biten tutsakları bırakın” diye seslendi. BİTLİS

 

*****

Serumlarla yaşıyor

Amed’de 30 gündür kaldırıldığı hastanede tedavi altında tutulan ağır hasta tutsak İsmail Tanboğa’nın babası, Abdullah Tanboğa, serumlarla yaşayan oğlunun serbest bırakılarak tedavisinin yapılmasını istedi. 

Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve 29 gündür hastaneye kaldırılan ağır hasta tutsak İsmail Tanboğa’nın sağlık durumu ağırlaşıyor. Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde 2015’te gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve hakkında siyasi gerekçelerle dört kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen İsmail Tanboğa, tutuklanmadan sonra sevk edildiği hastanede mide kanseri teşhisi konuldu. Tetkikler sonucunda midesinde ciddi gastrit ve ülser olduğu belirtilirken, Tanboğa’nın daha sonra yapılan muayenelerde hastalığına bir teşhis konulamadı. “Şiddetli kansızlık, ağız, boğaz ve sırt yaralanmaları, böbrek hastalıkları, diş dökülmesi ve şiddetli kusma” gibi birçok hastalığı bulunan Tanboğa, üç yıldır mamayla besleniyor. Tanboğa, sağlık durumunun ağırlaşması üzerine 3 Kasım’da Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Bir aydır hastanede tedavisi süren Tanboğa’nın sağlık durumunun daha da kötüye gittiği belirtildi. 

Babası Abdullah Tanboğa, oğlunun sağlık durumunu öğrenmek için 26 Kasım'da Amed’e giderek doktoruyla görüştüğünü ifade ederek, oğlunun sağlık durumunun kritik bir evreye geçtiğini aktardı. Tanboğa, şunları paylaştı: “Oğlumun tedavisiyle ilgilenen doktor, idrar yolunda daralma olduğunu ve tuvalete gidemediğini söyledi. Yine akciğerlerinde kitle ve başında bir damarın tıkandığını ifade etti. Doktor şu anda 35 kilo olduğunu söyledi. Hastanede olduğu bu süre zarfında kilosunda herhangi bir artış olmamış. Kilo almakta zorluk çekiyor. Çünkü yediği her şeyi kusuyor. Doktorlar hastalığını teşhis edemediklerini söylüyor. Teşhis edememelerinin de iki nedeni olduğunu söylüyorlar. Biri hastane cihazlarından kaynaklı olma ihtimali, diğeri de milyonda bir görülen bir hastalığı olma ihtimali olduğunu söyledi. Şu anda hastanede takılan serumlarla yaşıyor. Doktorlar, Ankara veya İstanbul’a götürülüp tedavi edilmesini öneriyor. Bu şekilde hayati tehlikesi olduğu sürece cezaevine gönderemeyeceklerini söylediler. Hastane heyetinin toplanıp bunun için karar vermesini bekliyorlar.” 

 

*****

 

 

12 yeni cezaevi açılıyor

Adalet Bakanlığının bütçesinde 12 yeni cezaevinin açılması öngörülüyor. İHD ve ÇHD temsilcileri, tecridi derinleştirecek yeni cezaevleriyle toplumun hapsedilmek istendiğini belirtti. 

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 20 Ekim-24 Kasım tarihleri arasında görüşülen 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, komisyon tarafından kabul edilirken, 11 Aralık'ta Genel Kurul'da görüşülmeye başlanacak. Bütçeden 198 milyar 703 milyon 54 bin lira talep eden Adalet Bakanlığı ise bunun bir kısmını yeni cezaevleri için kullanmayı planlıyor. Bütçe teklifinde 2024 yılı için 12 tane yeni cezaevi inşa etme planı olan bakanlığın, 2025 tahmini bütçe planında da 8 yeni cezaevi var.

AKP iktidarı döneminde artan insan hakları ihlalleri ve tutuklamaların tedbir olmaktan çıkarak cezalandırma yöntemi olarak kullanılması sonucu cezaevlerinde büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Yine 2019'da 26, 2020'de 23, 2021'de 32 ve 2023'te 19 cezaevi inşa edilirken, mevcut cezaevi sayısı da 285'e çıktı. Cezaevlerinde yaşanan ihlaller ise her geçen gün artarak devam ediyor. Küresel döneminde “tedbir” amacıyla getirilen birçok yasak artık cezaevleri için rutin hale gelirken, sağlığa erişim hakkından gazete, kitap özgürlüğüne kadar kısıtlanmayan alan kalmadı. Hasta tutsakların tedavileri yapılamazken, birçok hasta tutsak da cezaevinde yaşamını yitirdi. Yine çıkarılan infaz kanunları ve komisyonlar ile başta 30 yıllık tutsak olmak üzere birçoğunun da tahliyesi engelleniyor.

Y ve S tipleri açılıyor

İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Ahmet Çiçek, ne kadar çok cezaevi varsa haksızlık ve hukuksuzluğun da o kadar fazla olduğunu belirterek, "Yeni açılan cezaevleri ise Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Y ve S Tipi cezaevlerinden oluşuyor. Bunlar tek kişilik hücreler ile kimsenin kimseyle görüştürülmediği hücre yapılanması. Bu aslında tecrit demektir. Kendi hukukunu bile çiğneyen bir anlayışla oluşturulmuş bu cezaevleri, infaz yasasındaki keyfilikten ortaya çıkan bir durum. Böyle olunca bu keyfilik bütün hapishanelere yayılmış durumda. Bazen bunu kılıfına uydurmak için disiplin cezaları veriliyor ve o insanları hücreye atıyorlar. Biz hapishaneler istemiyoruz. Hatta bütün hapishanelerin kapatılması, Ceza İnfaz sisteminde değişiklik yapılması gerekiyor. Bu, toplumsal muhalefetin üzerine daha çok gelineceği ve onlara karşı tutuklamaların çok fazla olacağı anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

Hapishane yolu açılıyor

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi Başkanı Dilancan Ateş ise cezaevlerinin ülkede en çok hak ihlallerinin yaşandığı tutulma yerleri olduğuna dikkati çekti. Haberleşme hakkı ihlalinden işkence yasağı ihlaline kadar onlarca hak ihlali yaşandığını aktaran Ateş, "Bu özellikle toplumdaki muhalif kesime bir gözdağı. Yeni açılan hapishanelerin boş durmayacağını bildiğimiz için de toplumun büyük kesimine hapishane yolunun açılacağını gösteriyor. Tahliye zamanı gelen insanların bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor. Devletin yapması gereken yeni hapishaneler kurmak değil, mevcut olanların koşullarını düzeltmek, siyasi tutsakların keyfi tutulmalarının önüne geçmesidir." İZMİR

 

*****

Tutsakların eylemi 6. günde

Cezaevlerinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 6. gününe girdi.

104 cezaevindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, ”Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattıkları açlık grevi, 6. gününde devam ediyor. Eylem, 15 Şubat 2024’e kadar devam edecek.

25 yıldır rehin tutulduğu İmralı’da, tecrit politikalarına maruz kalan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 32 aydır ailesi ve avukatları ile görüştürülmüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.