30 yıllık tutsağın infazı yakıldı

Ali Şen

Ali Şen

  • Yozgat 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nden dün tahliye olması beklenen 30 yıllık tutsak Ali Şen’in infazı yakıldı.

Mersin’de 1993’te gözaltına alınarak tutuklanan Şen, “Örgüt üyesi olmak” ve “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddialarıyla Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapisle cezalandırıldı. Sırasıyla Meleti, Yozgat, Konya, Eskişehir ve Tarsus'taki cezaevlerinde kalan, son olarak Yozgat Cezaevi’nde dün 30 yılını dolduran Şen’in tahliyesi, keyfi gerekçelerle engellendi. Yozgat Cezaevi önüne giden Şen’in ailesi, kendilerine verilen bilgi üzerine Mersin’e geri dönmek zorunda kaldı. 

İradelerini teslim alamazsanız

Yaşananlara tepki gösteren Şen’in oğlu İsmail Şen, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından babasına “PKK’yi terör örgütü olarak görüyor musunuz?”, “Pişman mısınız”, “Parti size şimdiye kadar ne verdi” gibi sorular sorularak infazının yakıldığını söyledi. Babasının koğuşundaki 5 tutsağın daha aynı sorulara tabi tutularak infazlarının yakıldığı bilgisini veren Şen, “Bu insanlar 30 yıl bedel ödemiş insanlar, bu saatten sonra iradelerini teslim alamazsınız. Bu şekilde hem tutuklulara hem de ailelerine işkence yapılıyor. Tüm kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuyoruz” dedi. YOZGAT

 

*****

İhlallere itiraza infaz yakma

İzmir Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki 31 yıllık tutsak Gülser Özbay'ın şartlı tahliyesi, cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı yaptığı açlık grevi, slogan atma gibi eylemler gerekçesiyle 6 ay ertelendi.

Gülser Özbay'ın (62) şartlı tahliyesi ikinci kez ertelendi. 1992'de tutuklanarak hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Özbay'ın 11 Temmuz 2023'te koşullu salıverilme hakkı devreye girdi. İdare ve Gözlem Kurulu'nun incelemesi için çağrılan Özbay, çıkmayı reddetti.

Özbay'ın katılmamasına rağmen kararı veren Gözlem Kurulu'nun değerlendirmesinde, "Cezaevi geçmişinde örgüt faaliyeti içerisinde açlık grevi, slogan atma, uygunsuz söz söyleme eylemler içerisine girdiği, anlaşılmış olup adı geçenin toplumla bütünleşmek üzere koşullu salırverilmesinin uygun olmadığı değerlendirilmiştir" ifadeleri yer aldı.

Kürtçe de sakıncalı!

Özbay'a gönderilen Kürtçe kitap ve gazetelerin de sakıncalı bulunduğu değerlendirmesini yapan Kurul kararında, "Kurul esas değerlendirmesinde psiko-sosyal yardım servisi tarafından uygulanan salıverilmesi öncesi risk değerlendirme ölçeği sonucunda hükümlünün riskli olduğu tespit edilmiştir. Yukarda açıklanan nedenlerle gözlem ve sınıflandırma merkezleri ile hükümlülerin değerlendirmesine dair yönetmelik madde 14/2 uyarınca idare ve il gözlem kurulunca iyi halli olmadığına, salıverilmesinin uygun olmadığına, hükümlünün durumunun 6 ay sonra yeniden değerlendirilmesine karar verildi" denildi. İZMİR

 

*****

Tarsus Cezaevi’nde açlık grevi

Tarsus 2 Nolu T Tipi Cezaevi'ndeki 7 tutsak, hak ihlalleri ve kötü muamele nedeniyle açlık grevine başladı.

Tarsus 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan Özkan Yalçın, Mazlum Gök, Mehmet Halis Saykan, Cengiz Dere, Kadri Ezer, Azad Taş ve Emrah Deniz’in, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve kötü muamele nedeniyle 9 Temmuz’dan bu yana açlık grevi eyleminde oldukları öğrenildi. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi durumu öğrenmek için cezaevine gideceklerini bildirdi. MERSİN

 

*****

Şakran'da etek yasağı

Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklar, kıyafetlerine müdahale edildiğini söyledi.

Kadın tutsaklar, avukatları aracılığıyla gönderdikleri mektupta, "Kıyafet yönetmeliği" adı altında kendilerine müdahale edildiğini belirterek, “Kargo ile bize gönderilen şort veya boyu dizin bir parmak üstünde olan elbiselere izin verilmiyor. Sıcak ve nemli bir bölgede kıyafet yönetmeliğinde böyle dayatmaların olması, resmen işkence. Koğuş içerisinde bile nasıl giyineceğimize karışılıyor. Yakında peçe, çarşaf, burka dayatması gelirse şaşırmayacağız” dedi.

Koğuş aramalarındaki usulsüzlüklere de değinen kadınlar, şunları paylaştı: “Arama sırasında yorgan ve yastıklarımız yırtılıyor. Eşyalarımız yere atılıyor. Kitap ve dergilerimiz keyfi gerekçelerle ‘incelenecek’ diye alınıyor ve geri verilmiyor. Gizliden eşyalarımız alınıyor. Hafta bir revire çıkma hakkımız olmasına rağmen çıkarılmıyoruz. Acil olan durumlara dahil müdahale edilmiyor.

Gözlem ve Denetleme Kurulu tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılıyor. Her itirazımızda ‘iyi hal durumunun ortadan kaldırılması’ ile tehdit ediliyoruz. Tahliyemize ‘pişmanlık dayatması’ yapılıyor. Devlet memurları eliyle sahte, doğru olmayan kopyala-yapıştır dosyalar düzenlenerek infaz süremiz bittikten sonra şartlı tahliyemiz engelleniyor.

Ağırlaştırılmış müebbet alan tutsaklar ortak havalandırmaya, spor veya kursa çıkarılmıyor. Havalandırma saatleri hiçbir şekilde uzatılmıyor. Sadece bir saat tek başlarına havalandırmaya kilitleniyorlar. Tecrit içinde tecrit ortamı oluşturuluyor. Arkadaşların sevk talepleri kabul edilmiyor.  

Diyanet yayınları dayatılıyor

Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kanallara ait yayınlar dayatılıyor. Cezaevinden zorla Kuran kursu verilirken bir de idare kanalında sürekli Kuran dinletileri veriliyor. Tek din, tek kitap dayatması yapılıyor. Burada adli tutuklulara hafta da bir saat görüntülü telefon görüşme hakkı tanınırken, bizler hala hafta da 10 dakika sesli telefon görüşmesi yapıyoruz. Ayrıca ‘kapalı görüşe çıkılmadığı takdirde 30 dakika sesli görüş verilir’ yasası bize uygulanmıyor." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.