866 bin iş yeri kapandı

İşyeri kapanma

İşyeri kapanma

  • Ekonomik kriz, iş yeri ve şirket kapanmalarını arttırdı. TOBB’a bağlı odalara üye 357 bin şirket iflas ederken, son 4.5 yılda 866 bin iş yeri kapandı.

Ekonomide yaşanan sorunlar şirketleri ve küçük esnafı etkiledi. Ekonominin büyüdüğü söyleniyor ama şirketler iflas ediyor, küçük esnaf dükkan kapatıyor. Ocak 2021’den bu yana kapanan, feshedilen veya re’sen kapanan şirketler, gerçek kişi ticari işletmeler ve küçük esnafların sayısı toplamda 866 bini aştı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kayıtlarına göre; Ocak 2021 ile Nisan 2025 arasında, 205 bin 725 şirket kapandı. Bu rakama, tasfiye edilen ve re’sen kapanışı yapılan 152 bin 177 şirket eklenince TOBB’a bağlı odalara üye, anonim şirketler ve limited şirketler dahil toplam 357 bin şirket kilit vurdu.

508 bin 132 küçük esnaf

Küçük esnaf da bitik durumda. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) kayıtlarına göre; 2021’in başından Nisan 2025’e kadar tam 508 bin 132 küçük esnaf iş yerini kapattı. Böylece bu sürede kapanan iş yeri sayısı toplam 866 bin gibi bir rakama ulaştı. 4.5 yılda kapanan toplam iş yeri sayısı, halen SGK’da kaydı bulunan 3 milyon 655 milyon aktif Bağ-Kur sigortalısının yüzde 24’üne denk geliyor.

Tasfiye ve re’sen kapanış

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), re’sen kapanan şirketleri, yani faaliyeti tespit edilemediği için Ticaret Sicil Müdürlükleri tarafından kaydı silinenleri ayrı başlık altında açıklıyor. Son iki yıldır re’sen kapanışlarla ilgili sağlıklı bir rakam açıklanmadı.

TOBB’a göre son 4 yıl 4 ayda 109 bin 611 şirket tasfiye oldu. Ocak 2021-Kasım 2023 döneminde 42 bin 566 şirket de re’sen kapandı. Bu iki kalemin toplamı, 152 bin 177 iş yeri kapanışına işaret ediyor. Bunlarla birlikte yaklaşık 4.5 yılda kapanan şirket sayısı 866 bin 34’ü buluyor.

 

* * *

Açlık sınırı asgarinin üzerinde

Türk-İş’in hesaplamasına göre bile açlık sınırı, asgarinin üzerinde duruyor. 

Türk-İş Konfederasyonu tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay, düzenli olarak yapılan bu araştırmanın Mayıs 2025 sonucuna göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 25 bin 92 TL’ye çıktı. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 81 bin 733 TL’ye yükseldi.

Çalışmada şöyle denildi: "İnsan onuruna yaraşır bir yaşantıyı sürdürmek için gerekli olan ve ücretli çalışanların ağırlıklı bir kesiminin haneye giren tek geliri olan asgari ücret ile bir ailenin temel gıda harcamasını karşılayabilmesi mümkün değildir. Mayıs ayı itibariyle bir çalışanın aylık yaşama maliyeti olan 32 bin 463 TL, asgari ücretten 10 bin 359 TL fazladır. Yürürlükte olan asgari ücret, vatandaşların aileleriyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek gelir olma niteliğinden uzaktır."

Türk-İş’in verilerine göre “mutfak enflasyonu” verilerindeki değişim, Mayıs 2025 itibarıyla şu şekilde gerçekleşti: "Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin 'gıda için' yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 4,40 oranında gerçekleşti. 12 aylık değişim oranı yüzde 32,28 oldu. Yıllık ortalama artış ise yüzde 47,62 olarak gerçekleşti.”

 

* * *

Asgari ücerete artışına karşılar

İşçi tarafının taleplerine karşın Temmuz'da asgari ücrete ara zam konusuna işveren tarafı sıcak bakmıyor. İşveren kesimi, ekonomik koşullar nedeniyle asgari ücret artışının şirketleri zorlayacağı, sıkıntıya sokacağı görüşünde.

Asgari ücrete  ara zam talepleri gündemde. Halen yaklaşık 8 milyona yakın işçi aylık net 22 bin 104 lira olan asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Mevcut asgari ücret ile olması gereken asgari ücret arasındaki fark 10 bin liranın üzerine çıkmış durumda. İşçi kesiminde Temmuz'da asgari ücrete ara zam talepleri dile getiriliyor. CHP de geçen hafta içerisinde hem işveren hem de işçi konfederasyonlarını ziyaret ederek asgari ücrete ara zam yapılmasının önemine dikkat çekti. Asgari ücreti belirleyen komisyon, 15 üyeden oluşuyor. 5’i hükümet, 5’i işçi, 5’i de işveren temsilcisi. Komisyon kararlarını çoğunlukla alıyor. Komisyonda işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını da TİSK temsil ediyor. Türk-İş komisyonun yapısı değişmeden toplantılara katılmayacağını duyurdu. Geriye hükümet ve işveren temsilcileri kalıyor.

İşveren tarafı da asgari ücretin yetersiz olduğunu kabul ediyor. Bu ücretle geçinmenin olanaklı olmadığını dile getiriyor, ancak çekinceleri var. Mevcut ekonomik koşullarda şirketlerinin finansal performansının iyi olmadığını, para kazanamadıklarını, ücret artışının firmaları sıkıntıya sokacağını savunuyorlar. Asgari ücrete ara zammın şirketleri zorlayacağını ileri sürüyorlar.

 

* * *

İstanbul enflasyonu belli oldu

İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi verilerini paylaştı. İstanbul'da enflasyon Mayıs'ta yüzde 2.83 oranında artış gösterdi. 

 İstanbul’da Mayıs 2024'e göre Mayıs 2025'te İstanbul’da yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İTO 2023=100 bazlı İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksinde yüzde 46,57 olarak gerçekleşti. Nisan'da ise İstanbul Ticaret Odası'nın hesaplamalarına göre, aylık enflasyon yüzde 3,21, yıllık enflasyon ise yüzde 47,21 olarak belirlenmişti.

 

* * *

Kira enflasyonunda lider

Türkiye’de yıllık kira enflasyonu yüzde 89’a ulaştı. OECD lideri Türkiye, kendisini takep eden Macaristan’ın 8 katı. 

OECD verileri Türkiye’de barınma krizinin ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Ekonomist İnan Mutlu’nun OECD verilerinden derlediği kira enflasyonu grafiği, Türkiye’nin konut piyasasında yaşanan yapısal sorunları çarpıcı bir biçimde ortaya koydu. OECD’ye üye 38 ülkenin yer aldığı sıralamada, Türkiye yüzde 89,19’luk oranla ilk sırada yer alırken, en yakın takipçisi Macaristan’da kira artışı yalnızca yüzde 11,01 seviyesinde kaldı. Listenin son sırasındaki Güney Kore’de ise kira artışı yüzde 1’in altında. 

2015'den itibaren 11 kat

Karar'ın derlediği bilgilere göre; OECD’nin konut fiyatları endeksinde, Türkiye’de kira fiyatları 2015'ten bu yana yaklaşık 11 kat artarak uluslararası düzeyde eşi benzeri görülmemiş bir yükseliş sergiledi. Aynı dönemde Litvanya gibi ülkelerde bu artış yüzde 80-90 seviyelerinde kalırken, Türkiye’deki artış yüzde 1000’i aştı. Türkiye, bu oranla yalnızca 2025’te değil, son 10 yılda da OECD ortalamasının çok üzerinde bir seyir izledi.

Uzmanlara göre bu olağanüstü yükselişin arkasında birkaç temel faktör var: Uzun süredir yüksek seyreden genel enflasyon, konut arzındaki yetersizlik, kentsel dönüşüm süreçlerinin yavaş işlemesi, iç göç ve yabancı nüfusun büyük şehirlerde yoğunlaşması, üniversitelerin yüz yüze eğitime geçmesiyle birlikte öğrenci talebinin artması.

Uzmanlar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu ve çözümün yalnızca faiz politikalarında değil, konut arzını artırıcı ve sosyal konut üretimini teşvik eden kamu politikalarında aranması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde büyükşehirlerde barınma, yalnızca ekonomik değil, insani bir krize dönüşebilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.