ABD, NATO ve Rusya Türk faşizmini besliyor

• ABD, Avrupa ve Rusya’dan tek bir açıklama duymadık! Çok ilginç değil mi? Sükût ikrardan gelir derler. Karkamış’a bir roket düştü iki kişi yaşamını yitirdi. ABD Ankara büyük elçisi hemen ortaya atıldı. Saldırıyı şiddetle kınadı. Derik’te ölen Kürtler insan değiller mi? Zalim ve zorba bir saldırının kurbanı oldular. ABD’lilerin vicdan ve adalet duyguları bu kadar tek taraflıymış! Yarın utanmadan SDG’lilerin yüzüne bakıp DAİŞ’e karşı birlikte operasyonlara giderler.

ZEKİ AKIL
 
Türk devleti Kürt halkını soykırıma tabi tutmak istiyor. Yüz yıldır karar haline getirilen strateji aralıksız sürdürüldü ve günümüzde sonuca götürülmek isteniyor. Önce bunu net olarak bilelim ve gelişmeleri ona göre değerlendirelim. Yoksa gelişmeleri doğru okuyamayız.

Faşist Erdoğan ve Bahçeli yönetimi şimdi her tarafta Kürtlere saldırıyor. Hedeflerinde Kürtlerin kazanımları olduğu ve herhangi bir statüye sahip olmaları engellenmeye çalışılıyor deniliyor. Bu değerlendirme doğrudur ama eksiktir. Kürtlerin sadece kazanımları hedeflenmiyor, varlıkları da hedefte.

Türk devletinin Rojava’ya mevcut saldırıları Kürt halkını tümüyle ortadan kaldırmaya yöneliktir. Rojava için başka biçimde değerlendirmeler yapmak yanlış ve eksik olacaktır. Özerk, demokratik bir yönetim istemedikleri, bunu ortadan kaldırmak istedikleri açıktır. Suriye’nin en özgürlükçü ve demokratik yönetimi açıktır ki, kurulan özerk bölgelerdir. Türkiye buraları istikrarsızlaştırmak için elinden geleni yapıyor. İşgal bölgelerine doldurduğu çetelerle Kürtleri bölgeden tamamen temizliyorlar. Çeteleri halkın üzerine salıyorlar. Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde Kürtler barınamıyor. Bütün mal varlıklarına el konuyor, yaşam alanları elinden alınıyor. Henüz işgal edemediği bölgelerde de DAİŞ, El Nusra gibi güçleri destekleyerek ve yıkıcı çalışmalar yürüterek bölgeyi boşaltmak istiyor.

Halkın güvenlik içinde yaşamaması için ne kadar kötülük varsa onu yapıyor ve örgütlüyor.

Bütün dünya biliyor ki, Rojava’da yaşayan Kürt halkının Türk devletini tehdit edecek bir gücü yoktur. Böyle bir politika ve arayışları da yoktur. Kürtler bütün halklarla barış içinde yaşamaya çalışıyorlar. Ama Türk faşizmi bela olmuş. Sınırları dışındaki Kürtleri de yok etmek istiyor. Özellikle Kürtlerin yaşadığı sınır boyları Türk devleti tarafından güvenlik bölgesi ilan edilmiş ve 30 km derinlik denetimimde olacak diyor. Kürtlerin yerleşim yerleri de bu sınır bölgeleridir. Buraları Türk devleti ele geçirdiğinde artık Rojava diye bir yer kalmaz.

Özellikle Kürt halkı ve dostları bu gerçekliği iyi kavramalı. Kürdistan’ın Rojava parçası ortadan kalkar. Kürtler yaşam alanlarından, topraklarından sürüldükten sonra soykırım başarıya ulaşır ve bu parçada Kürtler tıpkı Ermeniler gibi yokluğu karışırlar. 

Bu tarihi ve güncel gerçekler ortadayken Suriye’de bulunan ABD ve Rusya gibi güçler basıl olur da Türk devletinin bu ağır insanlık suçlarına, jenoside onay ve destek verirler? Devletlerin vicdanı ve inançları olmaz. Maalesef çıkarları bütün insanlık değerlerinin üstündedir. Kürtler ABD ve koalisyonla birlikte DAİŞ’e karşı savaştılar. Yirmi binden fazla şehit ve yaralı verdiler. Dünyayı DAİŞ belasından kurtardılar. Türk devleti ise DAİŞ’le iş tuttu. Şimdi DAİŞ’e karşı savaşanlar ağır saldırılar ve imha tehdidi altındalar. ABD ve Rusya da sahada. Üstelik hava savunması da kendi sorumlulukları altında. Türkiye bizi dinlemiyor vb demesinler. Bunlar hikaye!

Erdoğan herkesin bildiği gibi güçten anlar. Onun başka bir ilkesi yoktur. Suriye’ye saldıramazsın, bu BM yasalarına ve devletler hukuka aykırıdır denirse Türk faşizmi ne yapabilir? Yapacağı bir şey yoktur. Rusya kendi çıkarları için Suriye askerlerini de öldürtüyor. Çünkü Suriye’nin sınırları mevcut haliyle Suriye ordusuna bırakılmış. Suriye BM üyesi bir devlet. Türkiye hangi hakla gelip işgal edebilir?

Erdoğan faşistini ayakta tutmak Rusya’nın işi midir? Putin resmen Erdoğan’ı iktidarda tutmak için Kürtleri ve Suriye askerlerini feda ediyor. 

Bu söylediklerimiz herhangi bir tahmin veya zorlama yorum değildir. Erdoğan’ın kendisi bunu söylüyor. Erdoğan en son ne dedi?

Haziran seçimlerinden sonra Şam yönetimiyle yeni bir sayfa açabiliriz, dedi. Niye Haziran’dan sonra? Neden şimdi sayfayı açmıyor?

Önünde hangi engel var? Hiçbir engel yoktur. Zaten CHP biz iktidara gelirsek Suriye’yle ilişkilerimizi normalleştireceğiz, diyor. Erdoğan niye seçimleri beklesin ki! Burada verilen mesaj Rusya’yadır. Seçimde beni destekleyin, seçilirsem dediğinizi yapar, Esat yönetimiyle sorunları çözerim diyor. Sözde muhalefet partileri de Erdoğan’ın bu Kürt düşmanlığını ve savaş maceralarını destekliyor. Dış politikanın ve savaşın nasıl bir iç siyaset argümanı ve seçim aracına dönüştüğünü göremeyecek kadar körleşmişler.

İstiklal caddesindeki saldırının Kürtlerle hiçbir bağı olmadığını bilmeyen kaldı mı? Sözde bu saldırıdan dolayı Kürtlere saldırıyorlar.

Dünyada kendi halkıyla bu kadar alay eden, aklıyla oynayan başka bir yönetim var mı? Hitler bile Polonya’ya saldırı provokasyonunu tertiplediğinde daha ciddi davranmıştı.

Türk devleti ayın 19’undaki saldırıda Irak ve Suriye’de 90’a yakın hedefi vurduğunu ve onlarca uçak kaldırdığını açıkladı. Sadece Dérik’te ondan fazla sivil can kaybı oldu. Suriye askerleriyle birlikte onlarca insan imha edildi, çok sayıda yaralı ve maddi yıkımlar yaşandı. ABD, Avrupa ve Rusya’dan tek bir açıklama duymadık! Çok ilginç değil mi? Sükût ikrardan gelir derler. Karkamış’a bir roket düştü iki kişi yaşamını yitirdi. ABD Ankara büyük elçisi hemen ortaya atıldı. Saldırıyı şiddetle kınadı. Derik’te ölen Kürtler insan değiller mi? Zalim ve zorba bir saldırının kurbanı oldular. ABD’lilerin vicdan ve adalet duyguları bu kadar tek taraflıymış! Yarın utanmadan SDG’lilerin yüzüne bakıp DAİŞ’e karşı birlikte operasyonlara giderler.

Kürtler ve özgürlükten, adaletten yana olan güçler bu kanlı oyunlara karşı daha etkili bir kavganın örgütleyicisi olmak zorundalar. Meydanı katillere ve zorbalar bırakmak kötülükleri artırır.