ABD özür borcunu ödemeli

Partîya Karkerên Kurdistan (PKK)

Partîya Karkerên Kurdistan (PKK)

  •  PKK Yürütme Komitesi, Uluslararası Komplo’ya öncülük yapan ABD’nin Kürdistan ve Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında adeta şaşkınlık içinde olduğunu; nerede yanlış hesap yaptığını bulabilmek için soruşturma üzerine soruşturma yürüttüğünü belirterek, şunları bir kez daha açıkça ifade etti:
     
  • ABD en büyük hatayı da haksızlığı da Önder Apo’ya ve Kürt özgürlüğüne karşı geliştirdiği Uluslararası Komplo saldırısı ile yapmıştır. ABD, bu biçimde ‘Wilson Prensipleri’ dediği kendi prensiplerine bile ters düşmüştür. ABD’nin tarihi yanlışlığını düzeltmesi ve Kürtlere karşı oluşan özür borcunun gereğini yerine getirmesi gereklidir.

PKK Yürütme Komitesi, Uluslarası Komplo’nun kesin yenilgisiyle soykırımıcı faşist zihniyet ve siyasetin de yok olacağını vurguladı.
PKK Yürütme Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan halkını hedef alan ve 9 Ekim 1998’de başlatılan Uluslararası Komplo’nun yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Komplocu güçlerin, 23 yıldır her türlü yöntemi ve aracı kullanarak Öcal’ı ve özgür Kürt varlığını imha etmeye çalıştığı hatırlatılan açıklamada, ”Hareket ve halk olarak 23 yıldır komploya karşı Önder Apo öncülüğünde kahramanca direniyoruz” denildi. 

Soykırım hedefli kirli saldırı
Komplonun, Kürt halkını soykırıma uğratmayı hedefleyen bir zihniyet ve siyasetin kirli saldırısı olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: ”Önder Abdullah Öcalan’ın imhasını ve bu temelde PKK’nin tasfiyesini gerçekleştirerek, Kürt sorununun özgürlükçü-demokratik çözümünü engellemeyi ve Kürt soykırımını tamamlamayı hedefliyordu. Bu çerçevede Kürt halk varlığına, Kürt sorununun demokratik çözümüne, özgür ve demokratik yaşama düşmandı. Kürt soykırımı temelinde Ortadoğu’nun ve dünyanın faşist gerici egemenlikler altında kalmasını istiyordu. Kuşkusuz bu kirli saldırıların sonuçları, başta Kürtler olmak üzere tüm Ortadoğu halkları açısından çok ağır oldu. Fakat komploya karşı 23 yıllık tarihi büyük direniş, komplocuların bu amaçlarının gerçekleşmesine izin vermedi.

Amaç ve hesapların hepsi bozuldu
Bilindiği gibi komployu, dönemin ABD yönetimi planladı ve uyguladı. Komplonun başarısı için tüm NATO devletlerini, dünya ve bölge gericiliğini, iş birlikçi-hain Kürt güçlerini kullandı. 3. Dünya Savaşı kapsamında ABD’nin geliştirdiği Ortadoğu müdahalesinin çok önemli bir parçasıydı fakat hiçbir güç de komploya katılımdaki amacını tam başaramadı. Önder Apo öncülüğünde gelişen Kürt kahramanlık direnişi bu tür amaç ve hesapların hepsini bozdu.

Kullanmadık taktik bırakmadılar
Komplocu güçler, Önder Apo’yu ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye edebilmek için 23 yıldır her türlü yönteme başvurdu ve kullanmadık taktik bırakmadı. Komplocu yöntemle imha etmekten idama, İmralı çürütme politikasından sahte çözüm süreçlerine, topyekun saldırıdan yakıp yıkmalara kadar her türlü yöntemi denediler. Önder Apo öncülüğündeki Kürt halkı ve demokratik güçler, geliştirdikleri doğru ve etkili direnişle tüm bu yöntemleri boşa çıkartmayı ve komployu başarısız kılmayı bildi. Bu 23 yıllık direniş içinde komplocu yöntemle imha, idam, İmralı’da çürütme planları ile 19 yıldır AKP üzerinden geliştirilen sayısız plan boşa çıkartıldı. Her aşamada komplocu saldırılar kırılarak, özgürlük umudu sürekli canlı tutulup geliştirildi. Tüm komplocu güçler ise peş peşe yok olup gitmekten kurtulamadı.

ABD’nin en büyük hatasıydı
Şimdi Uluslararası Komplo’nun ve buna karşı ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ direnişinin 24. yılına girerken, 23 yıllık genel sonuçlar ortadadır. Komployu kararlaştırıp pratikleştiren öncülük olarak ABD, Kürdistan ve Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında adeta şaşkınlık içindedir. Nerede yanlış hesap yaptığını bulabilmek için soruşturma üzerine soruşturma yürütmektedir. Burada bir kez daha açıkça ifade edelim ki, ABD en büyük hatayı da haksızlığı da Önder Apo’ya ve Kürt özgürlüğüne karşı geliştirdiği Uluslararası Komplo saldırısı ile yapmıştır. ABD, bu biçimde ‘Wilson Prensipleri’ dediği kendi prensiplerine bile ters düşmüştür. Dolayısıyla ABD’nin tarihi yanlışlığını düzeltmesi ve Kürtlere karşı oluşan özür borcunun gereğini yerine getirmesi gereklidir.

İşlenmiş hataları düzeltmeliler
Komploda aktif kullanılan iş birlikçiler olan Mısır’daki Hüsnü Mübarek yönetimi ile Yunanistan’daki PASOK yönetiminin yerinde adeta yeller esmektedir. Boris Yeltsin yönetimine kadar tüm iş birlikçilerin yaşadığı son ortadadır. Çok açık ki basit çıkarlar uğruna tarihi insanlık gerçeğine karşı çıkmanın sonu hüsran olmaktadır. Ancak komploda kullanılan tüm ülkelerdeki mevcut yönetimlerin de Kürtlere karşı bir özür borcunun olduğu ve işlenmiş hataları düzeltmeleri gerektiği açıktır.

Komplonun yenilgisiyle yok olacaklar
Komplonun gardiyanı olan TC Devleti ile AKP yönetiminin yaşadığı durum ise ortadadır. Türkiye’de komployu başarma iddiasıyla ortaya çıkan iki kişiden birincisi olan Bülent Ecevit’in yaşadığı son bilinmektedir. Ne komployu anlayabilmiş ve ne de başarısız olmanın sonucunu kavrayabilmiştir. Başarısızlığın bedelini ağır ödeyerek tarih sahnesinden silinip gitmiştir. Bundan da sonuç çıkartarak direnmeye çalışan Tayyip Erdoğan kişiliğinin geldiği nokta da gözler önündedir. Devlet Bahçeli, Hakan Fidan, Süleyman Soylu ve Hulusi Akar gibi süper gladio elemanlarına dayanarak ayakta kalmaya çalışsa da Kürt özgürlük direnişi karşısında onun da çözülüşü ve çöküşü yaşadığı açıkça görülmektedir. Tayyip Erdoğan kendisiyle birlikte Türkiye’yi de bitme noktasına getirmiştir. Komplonun kesin yenilgisiyle Türkiye’deki faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetin yok oluşunun birlikte gerçekleşeceği anlaşılmaktadır.
Komplonun en düşkün gücü
Kuşkusuz Uluslararası Komplo’nun en düşkün gücü Kürt iş birlikçi ihanetidir. KDP şahsında bu durumun hangi düzeye düştüğü gözler önündedir. Yeminli Kürt düşmanı faşist-soykırımcı güçlerle birleşerek Kürt özgürlük güçlerine silah sıkmanın ve onları katletmenin ne anlam ifade ettiği açıktır. Bir kez daha netleşmiştir ki, faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı mücadele iş birlikçi-ihanete karşı mücadeleden ayrılmamaktadır. 

Sonuçları daha da netleşecek
Uluslararası Komplo’ya karşı 23 yıllık direniş içinde Önder Apo’nun nasıl tarihi öneme sahip büyük gelişmeler yaratmış olduğu ortadadır. Üçüncü Önderliksel Doğuş bu direniş içerisinde gerçekleşmiş ve Önder Apo tüm ezilenlerin önderi olarak evrenselleşmiştir. Demokratik Modernite Kuramı işte bu gerçekliği ifade etmektedir. Bu tarihi gelişmenin Kürdistan, Ortadoğu ve dünyadaki pratik sonuçları önümüzdeki süreçte daha net ve kapsamlı bir biçimde ortaya çıkacaktır.

23 yıllık kesintisiz mücadele
Çok açık ki, halkımız da özgür yaşam bilincini ve tutkusunu komploya karşı 23 yıllık direniş içinde pekiştirmiştir. Halkımızın kahraman öncüsü gerilla güçlerimiz, geçen süreçte yenilmezliğini ve zafer çizgisinde yürüdüğünü sayısız kez kanıtlamıştır. Özgürlük mücadelemizin öncüsü ve zafer garantisi Kadın Özgürlük Devrimi en büyük ve anlamlı gelişimini bu 23 yıllık direniş içinde gerçekleştirmiştir. Kürt gençliği komploya karşı 23 yıllık mücadelenin her zaman motor gücü olmayı bilmiştir. Komploya karşı 23 yıllık mücadele Rojava Özgürlük Devrimi gibi tarihin en anlamlı ve önemli gelişmelerinden birini ortaya çıkarmıştır.
Önder Apo’nun sık sık ifade ettiği gibi, 23 yılda yaptıklarımız 24. yılda neler yapacağımızın aynasıdır. Çok açık ki, 9 Ekim komplosuna karşı da onun Girê Sipî, Serikanî ve Şengal’deki 2019 ve 2020 versiyonlarına karşı da en büyük ve anlamlı mücadele 24. yılda verilecektir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen ‘Dem Dema Azadîyê Ye’ hamlesi her alanda geliştirilerek, İmralı tecrit ve işkence sisteminin yıkılması ve komplonun kesin yenilgiye uğratılması sağlanacaktır. Uygulanacak yaratıcı taktiklerle devrimci halk savaşı stratejimizin başarısı gerçekleştirilecektir.” n BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.