ABD ve Avrupa İŞİD’in suçlarına ortak olmamalıdır
Tayyip Erdoğan, Avrupa’ya, siz PKK’ye, daha doğrusu Kürtlere karşı benim gibi savaşmazsanız, şehirlerinizde bombalar patlar dedikten sonra Belçika’da patlamalar yaşandı. Şimdi de aynı tehdidi Rusya’ya yapmıştır. Avrupa da, ABD de, Rusya da, dünya da biliyor ki PKK Avrupa ya da Rusya’da böyle eylemler yapmaz. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın söylediklerine hiç kimse inanmaz. Tayyip Erdoğan bu sözlerle, siz PKK’ye karşı beni tam desteklemezseniz, ben de IŞİD ya da başka çeteleri başınıza bela ederim, diyor. Rusya’yı açıkça tehdit etmiştir. Erdoğan’ın Saray Gladyosu ve MİT birçok Çeçen çeteyle ilişki içindedir. El Nusra’nın Çeçen liderleri Türkiye ajanıdırlar. Hatta El Nusra Çeçenler üzerinden Türkiye tarafından kurulmuştur. Türkiye tarafından Suriye’ye geçirilen Çeçenlerin önemli bir bölümü daha sonra IŞİD’e geçmişlerdir.
Türkiye bu çeteleri destekleyip bu çetelerle dünyayı tehdit ederek insanlık suçu işlemektedir. Tayyip Erdoğan’ın tehdidini başka türlü anlayanlar kafayı kuma gömenlerdir. Erdoğan “sizde bomba patlar” derken neyi kast etmektedir? Belçika’da patlatanlar belli olmuştur; Rusya’da da aynı çeteler patlatabilir. Peki, dünya bu açıklamalardan neden hesap sormuyor? Rusya’nın tehdit edilmesinden neden hesap sorulmuyor? Bir zamanlar İran, Suriye, Libya ve Kuzey Kore şer devletleri ilan edilmişti. Bunların hiçbirisi IŞİD gibi dünyanın her yerinde bomba patlatan bir çeteyi desteklememişlerdi. Libya, bir uçağın havada patlatılıp düşürülmesinden sorumlu tutulmuştu. Zaten bu nedenle Kaddafi’nin başına getirilmeyen kalmadı. Peki, Türkiye’den neden hesap sorulmuyor? Türkiye’nin IŞİD’e verdiği desteği hiçbir ülke sunmamıştır. Türk devleti, Kürt düşmanlığı ve Ortadoğu’da siyasi bir enstrüman olarak kullanmak için IŞİD’e her türlü desteği sunmuştur. IŞİD çetelerinin büyük çoğunluğu Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmiştir. Lojistik destek Türkiye üzerinden gitmiştir. Bunu tüm dünya bildiği halde Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye neden dokunulmuyor? Dünyada başka bir ülke Türkiye’nin yaptıklarını yapsaydı başına neler getirilmezdi ki!
AKP Hükümetinin bu suçlarını cezalandırmayanlar, AKP’nin IŞİD’le ilişkilerinden hesap sormayanlar IŞİD katliamlarının suç ortağı durumuna düşerler. Şu anda Avrupa ve ABD’nin içine düştüğü durum budur. Suçlu görülüp cezalandırılması için AKP daha neler yapmalıdır? Avrupa’da bomba patlatanların tümü Suriye’de eğitim görüp Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmişlerdir. Türkiye üzerinden ne kadar IŞİD’li Suriye’ye geçmiş ya da dönüp Avrupa’ya gitmiş bunun haddi hesabı yoktur.
Belçika bombacısının birini Antep’te yakalayıp Hollanda’ya göndermişler. Şimdi “biz yakalayıp sınır dışı ettik” diyor. Belçika’ya haber verilmemiş, sadece Türkiye’de bir Belçikalı görevliye böyle bir adamı sınır dışı ettik demişler. Aslında bu adamı kolay biçimde Avrupa’ya yollamışlar. Belki parası ve pasaportu bile olmayan bir çeteyi Avrupa’nın başına bela olsun diye göndermişler. Çünkü başka türlü gitmenin birçok prosedürü var. Ama böyle polis uçağa bindirip gönderiyor. Belki de bu adam ya Suriye’de ya da Türkiye’nin IŞİD kamplarında eğitim görüp gönderilmiştir.
Mülteci şantajı ya da IŞİD sizi bombalar şantajı ile Avrupa sessiz kalıyorlarsa bundan daha çirkin bir suç ortaklığı olamaz. Avrupa ve ABD siyasal ve ekonomik çıkarları gereği Türkiye’nin bu suçlarına ortak olmaktadırlar. Avrupa ve ABD IŞİD’e karşı mücadelede samimilerse ilk önce Türkiye’ye tutum almalıdırlar. Türkiye’nin IŞİD’e nasıl destek olduğu tüm ayrıntılarıyla açığa çıkarılıp dünyanın önüne serilmelidir.
Türkiye IŞİD’i palazlandırdı, canavar haline getirdi. Şimdi bununla dünya tehdit ediliyor. Hatta “IŞİD’i tasfiye etmek istiyorsanız benim dediğimi yapacaksınız” diyor. Eğer Rojava Devrimi ve PKK karşıtı politikalar izlerseniz ben de IŞİD’i size satarım diyor. İşte Kürtler üzerinde böyle kirli bir pazarlık ve ilişki yürütülüyor. Böyle bir şantaj ve bu şantaj üzerinden yapılan politikalar ahlaksız değil de nedir? Avrupa ve ABD Türkiye ile Kürtler üzerinde çok kirli bir pazarlık yapmaktadır. IŞİD’le bu kadar ilişki içindeyken hala AKP iktidarından hesap sorulmaması, Erdoğan’ın Radoviç Karaziç gibi mahkeme karşısına çıkarılmaması bunu ortaya koymaktadır.
ABD ve Avrupa PKK’ye terörist diyorlar ve her fırsatta PKK’yi tehdit ediyorlar. Ama Türkiye her türlü suçu işliyor, ses çıkarılmıyor. PKK Avrupa’da ya da başka bir yerde herhangi bir sivile zarar vermiş midir? PKK’nin Türkiye’ye ve IŞİD’e karşı mücadele etme dışında kime, hangi zararlı eylemi olmuştur? Türkiye’de sadece Kürt halkı üzerinde baskı gücü olan asker ve polise karşı eylem yapmaktadır. Sivilleri hedef alan bir eylem anlayışı yoktur. Savaş içinde dolaylı zarar gören sivillerden de her zaman özür dilemişlerdir. Avrupa’nın ve ABD’nin PKK’yi terörist ilan etmesi için hiçbir gerekçe yoktur.
1990’lı yıllarda Türkiye Kürt Özgürlük Hareketi karşısında zor duruma düşünce PKK’yi sıkıştırmak ve Türkiye’ye siyasi destek vermek için bu adımı atmışlardır. Yoksa ABD ve Avrupa da biliyor ki PKK’nin kendilerine yönelik tek bir eylemi olmamıştır. Kürtlerin Avrupa’da yaptığı eylemler de demokratik ölçülerde olan eylemlerdir. 1990’lı yıllarda Türk devletinin dört bin köyü yakıp yıkmasına, binlerce faili meçhul cinayete, halkın protestolarına saldırılıp insanların katledilmesine yönelik bu tepki eylemleri sonraları daha disiplinli biçimde yapılmıştır. Şimdi Kürt halkının bu mücadelesine kim terörizm diyebilir?
Dün AKP yandaşı televizyonda Belçika’da faşist çetelerin Kürtlerin Davutoğlu’nu protesto etmek için açılan çadırı yakıp yıkmalarını ballandıra ballandıra anlatılıyordu. Böyle bir eylemi teşvik ediyorlardı. Herhalde bir Kürt televizyonu Avrupa’da böyle bir eylemi teşvik etse hemen dava açılırdı. Türkiye, Avrupa’da suç olan bu tür eylemleri teşvik ediyor, IŞİD’e açık destek veriyor, terörist ülke olmuyor, ama Avrupa’da sadece demokratik hakkını kullanan Kürtler terörist oluyor.
Avrupa’nın Türkiye’yi memnun etmek için PKK’yi terörist ilan etmesi şimdi Avrupalılara karşı kullanılıyor. Avrupa’ya PKK’ye terörist diyorsan o zaman tüm Kürtlere terörist muamelesi yap diyor. Yani kendisinin tüm Kürtlere uyguladığı politikayı Avrupa’nın da izlemesini istiyor. Avrupa’nın siyasi çıkarı gereği PKK’yi terörist örgütler listesine almasını şimdi Avrupa’ya karşı kullanmaya çalışıyor. Türkiye böyle bir ülkedir; yüz verirsen astarını da ister. ABD ve Avrupa Türkiye’ye her türlü desteği veriyor, bu yetmiyor, bir de kendi adına Kürtlerle savaşmasını istiyor. ABD ve Avrupa’yı Kürtler üzerinde uyguladığı soykırım suçuna daha fazla ortak etmek istiyor.
Eğer ABD ve Avrupa ikiyüzlüyse, samimi değilse, çıkara göre davranıyorsa, bunu Türkiye ile kurdukları ilişki ve Türkiye’ye verdikleri destekle yapıyorlar. Hem özgürlük ve demokrasiden söz ediyorlar, hem de bir halkın varlığını inkar eden ve her türlü baskıyı uygulayan Türkiye’ye destek veriyorlar. Bırakalım öldürmeleri, katliamları, yakıp yıkmaları; avukat, belediye eşbaşkanı, siyasetçi binlerce tutuklamaya sessiz kalmaları bu ikiyüzlülüğün daniskasıdır. Eğer ABD ve Avrupa bir tutum alacaksa, bir baskı yapacaksa bu da AKP Hükümetine olmalıdır. Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı hem suçlu, hem güçlüdür. Sürekli ABD ve Avrupa’yı suçlayarak kendi suçlarının üzerine gelinmesini istemiyor. Sürekli suçlayarak kendi zulmüne ve suçlarına göz yumulmasını istiyor.
ABD ve Avrupa’nın sen bırak PKK’yi; IŞİD’le suç ortaklığını terk et, IŞİD’e destek vermeyi bırak, ilk önce bunların hesabını ver, sonra bir şey söyleme hakkını elde et demelidir. Türkiye, Ermeni ve Süryani soykırımında Avrupa ve ABD’nin sessiz kalmasından yararlanmıştı. Şimdi de Kürt soykırımında ABD ve Avrupa’yı suç ortağı yapmak istemektedir. ABD ve Avrupa bu konuma düşmemelidir. ABD ve Avrupa, bizim Başurê Kurdîstan yönetimiyle ilişkilerimiz var, onlara desteğimiz var deyip bu suç ortaklığından kurtulamazlar. Kürtlerle dost olup olunmadığı en başta da Bakurê Kurdîstan halkına yaklaşımla belli olur. Bakurê Kurdîstan’da Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşmadan, Türk devleti soykırımcı politikalardan vazgeçmeden Kürdistan’ın hiçbir parçasında Kürtlerin varlığı, özgür ve demokratik yaşamı güvencede olmaz.
