Açlık grevi ikinci grupta

❏

  • Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevi koşullarına karşı 27 Kasım’da başlattığı açlık grevi eylemi, bugün ikinci grup tarafından devralınıyor.

Türk cezaevleri iki yıl dolmadan yeniden açlık grevleri ile gündemde. PKK ve PAJK’lı tutsaklarca başlatılan eylemin merkezinde ise Öcalan’a yönelik süreklileştirilmek istenen tecrit, cezaevlerinde katlanan hak ihlalleri var. 

Devlet heyetlerinin 2013-2015 yıllarını kapsayan süreçte kendisiyle görüşmek üzere İmralı Adası’na gittiği Abdullah Öcalan, sürecin AKP iktidarı tarafından sonlandırılmasıyla mutlak tecrit altına alındı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde 7 Kasım 2018’da başlatılıp, Abdullah Öcalan’ın adaya gitmelerine izin verilen avukatları aracılığıyla yaptığı çağrı üzerine 200. gününde sonlandırılan açlık grevi ile esneyen tecrit politikası sonrasında yeniden devreye konuldu. Avukatları ile sadece 5 kez görüştürülen Abdullah Öcalan’a dair kamuoyunda büyüyen kaygılar üzerine kardeşi tarafından 3 Mart 2020’de ziyaret edilmesine izin verildi. 27 Nisan’da ise 21 yıl aradan sonra ilk kez telefon görüşmesi gerçekleştirebildi..

İmralı’nın kapılarının avukatları ve ailesine açılması beklenirken, 23 Eylül’de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Kürt sorununa çözüm perspektifi ile 2009’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı ”Yol Haritası” gerekçesiyle Öcalan hakkında 6 aylık avukat görüş yasağı kararı verdi.

Bu karar, PKK’li ve PAJK’lı tutsaklar için bardağı taşıran son damla oldu. Tutsaklar öncesinde kamuoyuna duyurdukları gibi 27 Kasım’dan itibaren 5 gün süreli-dönüşümlü açlık grevine başladı. Farklı cezaevlerinde çok sayıda tutuklunun katılımı ile başlayan eylemleri, bugünden tibaren ikinci grup devralacak. Salgın dolayısıyla avukat ve aile görüşlerinin kısıtlanmasından dolayı hangi cezaevlerinde toplam kaç tutsağın eyleme girdiği konusunda net bir bilgi yok. 

Açlık grevinin başladığı kimi cezaevleri ve ilk grupta eyleme katılan tutsaklardan bazıları şunlar: Samsun-Vezirköprü M Tipi Cezaevi’nde Hüseyin Koç; Urfa T Tipi Cezaevi’nde Erkan Bayrak; Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde İhsan Bulut ve Muzaffer Acu; Bakırköy L Tipi Cezaevi’nde Lorin İnanç; Elazığ 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’nda Mehmet Askeri Duman; Ankara-Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde Saadet Akın, Necla Yıldız ve Arjin Yüksekbağ; Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Mehmet Emin Ürper, Şükrü Çiçek, Sabah Dayan ve Serhat Çağlı; Mersin-Tarsus T Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde Nurcan Aslan, Hatice Kaymak ve Fatma Bese; İzmir-Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Sertaç Kılıçarslan, Ozan Alpkaya ve Abdullah Günay; Kocaeli-Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde HDP önceki dönem Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Seher Orçu; Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Merve Aydoğan.  AMED

 

 

Kanser hastası Rojbin Çetin cezaevinde tedavi edilmiyor

Rahim kanseri olan TJA aktivisti Rojbin Çetin’in cezaevinde tedavi edilmediği öğrenildi.

Amed’de 26 Haziran günü evine yapılan baskında üç saat boyunca köpekli işkenceye maruz bırakıldıktan sonra Mardin’e götürülen Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Üyesi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Sevil Rojbin Çetin, 12 günlük gözaltının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti. Temmuz’dan bu yana tutuklu bulunan Çetin, uzun süredir gördüğü rahim kanseri tedavisi nedeniyle cezaevinde zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Hastaneye götürülmüyor 

 Hastalığı nedeniyle cezaevinde ilaçlarını alamayan Çetin’in tedavi için hastaneye götürülmediği öğrenildi. Hastalığının cezaevinde ilerlemesi nedeniyle günlük ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çeken Çetin’in tedavi için hastaneye götürülmediği de belirtildi. 

Dışarıda sayıma zorlanıyor

 Çetin’in koğuştaki diğer tutsaklar ile birlikte cezaevi yönetimi tarafından avluda sayıma zorlandığı öğrenildi. Avukatlarından alınan bilgilere göre, güvenlik gerekçesiyle dışarıda yapılmak istenen sayımı kabul etmeyen tutsaklar hakkında her gün tutanak hazırlanıyor. 

Konuya dair görüştüğümüz ailesi sağlık sorunu bulunan Çetin’in bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

 

Tutsak dövenlere takipsizlik

İskenderun Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Cebrail Ancar’ı sayım sırasında ”Devlet geldi ayağa kalk” diyerek darp eden gardiyanlar hakkında başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. 

İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Cebrail Ancar, 13 Ocak’ta kaldığı tek kişilik hücrede ayakta sayım dayatmasına maruz kaldı. ”Devlet geldi ayağa kalk” diyen gardiyanlarca darp edilen Ancar, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancar’ın suç duyurusunu değerlendiren savcılık, gardiyanlardan E.Y. hakkında soruşturma başlattı. Savcılık, müştekinin darp raporunda; darp ve cebir izine rastlanmadığını ve kameraların olayın gerçekleştiği koğuşu göstermediği, görüntülerde darp iddiasına dair bir olayın bulunmadığını ileri sürdü. Savcılık, olaya ilişkin İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü tarafından da idari soruşturma başlatıldığını ve tutuklunun darp edildiğine dair somut delile rastlanmadığını da aktardı. 

”Tüm dosya kapsamında şüphelinin müştekiye tokat atmak suretiyle darp ettiğine ve üzerine atılan suçu işlediğine ilişkin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte yeterli şüphe düzeyinde herhangi bir delil elde edilmediği anlaşıldığından” diyen savcılık, E.Y. hakkında takipsizlik kararı verdi.

Doktor rapor vermedi

Ancar, olayın hemen akabinde İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi’ne ve İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı‘na başvuru yapmıştı. Ancar, 13 Ocak’ta saat 19.45’te bulunduğu hücreye birkaç gardiyanın gelerek, ”Devlet geldi ayağa kalk” deyip, kendisine saldırdıklarını aktarmıştı. Şiddetin koridorda da devam ettiğini ardından da götürüldüğü revirde doktorunun, kendisine uzaktan bakıp ‘darp yoktur’ raporu verdiğini paylaşan Ancar, ”Koridora çekildiğim alanda çok sayıda gardiyan bulunmakta birlikte, olayı bilmesine rağmen sessiz kalan cezaevi yönetimi de işkence yapan gardiyanlarla birlikte suçludur. Tüm şahıslardan şikayetçiyim” demişti.

Karara itiraz edilecek

 Verilen karara itiraz edeceklerini aktaran Ancar’ın avukatı Mehtap Sert, müvekkilinin dört yıldır İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde olduğunu ve defalarca darp ve kötü muameleye maruz kaldığını dile getirdi. Sert, ”Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri hep aynı gerekçe ile meşrulaştırılıyor. Olay yerini gören kamera yoktu. İşkence insanlık suçudur. Memurun kendini devlet olarak görerek şiddet uygulaması kabul edilemez. Karara itiraz edeceğiz” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.