Ülkücü Nazi’den farksız
- Hem Alman hem de Türk ırkçılara karşı mücadele eden kendisi de bu saldırıların hedefi olan Berlin Eyalet Milletvekili Ferat Koçak, “Türk faşizminin Almanya’da yasaklanması için farklı kesimlerden milletvekilleriyle birlikte çabalarımız var” dedi.
- Liberal partilerin sağ endeksli politikalarının ırkçıları güçlendirdiğini söyleyen Koçak, “Bu politikalar aslında AfD’nin politikasıydı ve bir şekilde ırkçıların ve faşistlerin önünü açtı. Almanya’nın ve Avrupa’nın durumu kötüye gidiyor” uyarısında bulundu.
- Koçak, “DAİŞ Kurdistan’da insanları diri diri yaktı, Naziler evimizi kundakladı, Belçika’da Bozkurtlar Kürtlerin evini yakmak istedi… Bu üç zihniyet arasında fark olmadığını yaptıklarından görebiliyoruz. Mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz” dedi.
HAKAN TÜRKMEN/BERLİN
Sol Parti (Die Linke) Berlin eyalet milletvekili Ferat Koçak, Almanya’da Türk ırkçılarının Almanya’daki örgütlenme ağlarının yasaklanması için aktif çalışan siyasetçilerden biri. Siyasetteki görünürlüğüyle sadece Türk ırkçılarının değil aynı zamanda Almanya’daki ırkçıların da hedefinde olan Ferat Koçak, ırkçı ve şovenist fikir ve çevrelerle her yerde mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “DAİŞ, ülkücüler ve Naziler arasında bir farkın olmadığını yaptıklarından görebiliyoruz. Bu ırkçı zihniyet ile mücadelemizi her alanda sürdürmeye devam edeceğiz” diyor. Avrupa’da ve özellikle Almanya’da ırkçı politikanın gün geçtikçe güçlendiğine dikkat çeken Koçak, “Almanya’nın durumu kötüye gidiyor” sözleriyle yaklaşmakta olan tehlikeye işaret ediyor.
Türk ve Alman ırkçılara karşı aktif mücadele eden Sol Parti Berlin eyalet milletvekili Ferat Koçak ile Almanya-Türkiye ilişkileri ve Türk ırkçıları üzerine görüştük.
Almanya özelinde Avrupa’da yükselişe geçen aşırı sağa karşı yeterince politika üretiliyor mu sizce?
Aşırı sağa karşı politika üretmemiz gerekmiyor aslında. İnsanların sorunlarıyla gerçekten ilgilenilse aşırı sağ da bu kadar güçlenemez. Aşırı sağ, Almanya’da bir boşluk buldu ve bu boşluk da kapitalizmden oluşuyor. Yeşiller “yeşil kapitalizmi”, sosyal demokratlar “büyük şirketlerin politikalarını uygulayanlar” demektir. Bunlar da halkın sorunlarına çözüm olamıyor. Halkta bir gelecek korkusu yaratıyorlar. Sol Parti de bu sorunlara çözüm olamadığından kaynaklı protesto partisi olarak gündeme gelen AfD’yi seçmeye başladılar ve ırkçı söylemlerini de desteklediler.
Almanya-Türkiye arasındaki uyumlu siyaset için en söylemek istersiniz?
Almanya-Türkiye ilişkileri Osmanlı dönemlerinden günümüze gelen karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanıyor. Almanya’da Nazi faşizmi neyse Türkiye’de Neo-Osmanlıcılık da aynı şeydir. Bu nedenle faşizmin dili, dini, ırkı, mezhebi olmadığı gibi bulundukları her alanda birbirini besliyor. Almanya, Türkiye’ye silah satışı yapıyor, kirli ekonomik ilişkiler kuruyor, tabii Erdoğan rejimi de buna karşı mülteci konusunu gündemleştiriyor. Bu da Alman devleti şahsında tüm Avrupa devletlerinin işine geliyor. Şöyle tezat bir durum var: Almanya’da Gazze saldırılarına karşı tutum alan bir anlayış var, aynı zamanda Filistin’i destekleyen Erdoğan yönetimi var ve bu tezatlıklar hatta şizofren bir durum söz konusu olmasına rağmen karşılıklı çıkar ilişkileri sürüyor. Örneğin; Almanya’ya ilk göçenlerin solcular, Aleviler, Kürtler olduğunu gören Almanya, Türkiye’ye bizlere sağcı gönderin diyerek burada Türk federasyonlarının kurulmasını sağladı. Bilerek isteyerek yapılan bu politikaların sonuçlarını görüyoruz.
Belçika’nın Leuven kentinde Kürt bir aile yakılarak katledilmek istendi, bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz ?
Türkiye’de Kürtler faşizm ile karşı karşıya. Burada yaşayan göçmenler de faşizm ile karşı karşıya kalıyor. Yetmiyor Almanya özelinde Avrupa’da yaşayan Türkler de faşizmi buraya taşıyıp bizlere faşizmi uygulamaya çalışıyor. Bu nedenle bizim için önemli olan faşizmle her yerde mücadele etmektir.
Bir ay öncesinde Belçika’nın Leuven kentinde Newroz kutlamasından dönen bir aile yakılmak istendi. DAİŞ’in Kurdistan’da insanları diri diri yakması, Nazilerin evimizi kundaklayarak yakması ve Kürtleri yakmak isteyen Bozkurt olarak isimlendirilen gruplar… Bu üç zihniyet arasında bir farkın olmadığını yaptıklarından görebiliyoruz. Bu ırkçı zihniyet ile mücadelemizi her alanda sürdürmeye devam edeceğiz.
Almanya’da Bozkurtlar/ülkücüler ile ilgili yasaklanma tartışmaları neden sonuçsuz kaldı?
Birkaç yıl öncesinde Almanya Parlamentosu’nda Bozkurtların yasaklanmasına yönelik bir tartışma açıldı fakat bir sonuç elde edilemedi. Bozkurtlar ismi ile örgütlenmedikleri, kurumsallaşmadıkları bahanesiyle yasaklanamadı. Fakat bu çete gruplarının nerelerde aktif oldukları, hangi kurumlarda örgütlendikleri, nerede organize oldukları belli. Bu nedenle bir an önce yasaklanması gerekiyor. Örnekleri çok, Almanya’da Bozkurtların birçok kriminal eylemleri oldu. 1980 yılında Celalettin Kesim faşistler tarafından katledildi, 2015-2016 sürecinde HDP bürosuna, stantlarına saldırı gerçekleştirdiler. Berlin’de çok aktif olmasalar bile bu saldırılar yapıldı, hatta Almanya’nın birçok kentinde bıçaklı saldırılar, Kürtleri, Alevileri hedef alan saldırılar oldu. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda Bozkurtlar ismi ile gezinen çete gruplarının Almanya devleti tarafından yasaklanması gerekiyor. Hala yasaklanmamasının ardında yatan hesap Türkiye ile olan çıkar ilişkileridir.