Adalet Nöbeti’nde Niğdeli bir anne

Kadın Haberleri —

Zeynep Calıhan

Zeynep Calıhan

  • HADEP’le Kürt kadınlarının mücadelesiyle tanışan ve bugün onlarla Adalet Nöbeti tutan Zeynep Calıhan, “Ben bir Türk’üm. Burada, annelerin yanındayım, insanlık için buradayım. Bu mücadeleden çıkarsam kendime ihanet ederim” dedi.

İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 35 aydır da hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebiyle Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde 27 Kasım 2023 tarihinde açlık grevi eylemine başlayan siyasi tutsaklar ile aynı taleplerle Adalet Nöbeti tutan anneler, İstanbul’da 40 günü geride bıraktı. Adalet Nöbeti’ni tutan annelerden biri de Zeynep Calıhan.

Zeynep Calıhan, ailesinin Türk olması nedeniyle yurtseverlik bilinciyle yetiştirilmez hatta yurtseverliğin, partinin ne anlama geldiğini bilmez. Elbette bunda büyüdüğü Niğde’nin de etkisi de var. Niğde’nin Yıldız Tepe kasabasında 7 kişilik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Calıhan, yurtseverlik bilinciyle 20’li yaşlarında tanışır.

Jinnews’ten Elfazi Toral’ın hikayesini yazdığı Calıhan, 20 yaşında yurtsever bilince sahip biriyle evlenip İstanbul’a taşındıktan sonra hayatında büyük değişimler yaşar.

Calıhan o süreci şöyle anlatıyor: “Evlendikten sonra eşim 10 yıl boyunca benimle mücadele etti. Beni değiştirip dönüştürme noktasında çok katkısı oldu. Yurtsever biriydi ve kendi partisine sahip çıkıyordu. Ben partiye gitmek istemediğim için de eşim bana baskı yapmıyordu. Düşünceme saygı duyuyordu ama ben hiç gitmedim partiye. Bir Türk kimliğim vardı. Hiçbir partiye karşı sempati duymuyordum, benimsemiyordum.”

HADEP’ten bugüne

1994 yılında Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) ile tanıştığını söyleyen Calıhan, “O gün bugündür mücadeleme devam ettim, bundan sonra da devam edeceğim” diyor.

“Eşim bir gün yine partiye gitti. Eşime, ‘Sen her gün gidiyorsun çok geç saate kadar çalışıyorsun partide, sen nereye gidersen ben de geleceğim’ dedim. O da dedi ki, ‘Sen oraya gidersen bir daha çıkamazsın.’  ‘Olsun ben çıkmayayım, sen beni götür’ dedim. Parti araçları geçtiğinde herkes camlarını açıyor, camlara çıkıp bağırıyor. Şarkılar, zılgıtlar, alkışlar çalıyorlardı. Ben camın arkasından bakıyordum. Eşime sizin parti hangisidir dedim. Ben partiyi bilmiyordum. Zaten köyde bir defa oy kullandım. Eşim de, ‘Bizim parti HADEP’ dedi. Ondan sonra beni araçtan indirdiler. Bana halay çektirdiler, halay bilmiyordum. Oradaki arkadaşlarla birlikte vakit geçirdik. Daha sonra eşimle birlikte HADEP ilçeye gittik.

Burada herkes yoldaş

İlçeye gittiğimde bir arkadaş bana, ‘Hoş geldin yoldaşım’ dedi. Ben de dedim ki yoldaş nedir? Daha sonra ‘hoş buldum abi’ dedim. O da dedi ki, ‘ne abisi, abi yok burada yoldaş var.’ O günden sonra yoldaşlığın, yurtseverliğin ne kadar önemli bir şey olduğunu fark ettim. Artık ben de onurlu bir yaşama adım atmış bulunduğumu fark ettim. O gün partinin içine girdim ve bir daha da çıkmadım. O gün bugündür mücadeleme devam ettim, bundan sonra da devam edeceğim. Partimle gurur duyuyorum. Şu an ölmeyi de düşünmüyorum. Çünkü bu can sadece bana ait değil. Bu can çocuklarımıza da aittir. Üç tane çocuğum var, bir tanesi cezaevinde. Çocuklarım için mücadele edeceğim. Yaşamımı bu şekilde sürdüreceğim. Onurlu ve gururlu bir şekilde mücadeleyi büyütüp anlamlandırarak sürdürüyorum ve sürdüreceğim de.”

Kadınlar öğretti, geliştirdi

“Kürtler gerçekten haklıydı” diyen Calıhan, en çok kadınların kendisini etkilediğini, “Kürt halkı, haklı bir mücadele yürütüyor. Mücadele ve Kürt halkının iradesiyle tanışmam benim için yeterli bir sebep oldu. Çünkü Kürtler gerçekten haklıydı. Onun için onlarla birlikte bu yolda yürümek istedim ve onlara katıldım. Kürt halkının haklı direnişi beni etkiledi. Ama Kürt kadınları beni çok daha fazla etkiledi. Onların mücadelelerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar bana çok şey kattı. Bana çok şey öğrettiler” sözleriyle anlatıyor.

Çok onurlu bir mücadele

Televizyonda Kürt kadınları ve annelerinin mücadelesin görünce, ‘Onurlu bir mücadele yürüttüklerini’ düşünmeye başlayan Calıhan, “Bu mücadele çok onurlu bir mücadele dedim kendi kendime. Ben de bu mücadelenin bir parçası olabilirim, kendi partimden çıkmayacağım dedim. Çünkü eğer ben gidersem kendime ihanet ederim. Gerçekten de annelerin mücadelesi beni çok etkilemişti. Onlar Kürtçe ağıtlar yakarak ağlıyordu, benim içim parçalanıyordu. Bu onurlu ve çok gururlu mücadeleyi sonuna kadar da sürdüreceğiz. Barış olana kadar devam edeceğiz mücadelemize” diyor.

Adalet gelinceye kadar durmak yok

İktidarın yıllardır Kürt halkına uyguladığı baskı politikalarına karşı Adalet Nöbeti eylemine başladıklarını dile getiren Calıhan, cezaevlerinde tutsaklara adeta işkence yapıldığını belirtiyor.

“Cezaevlerinde tecrit devam ediyor. Cezaevlerinde çocuklarımıza işkence uyguluyorlar, tecrit ve baskı var. Biz anneler de bu hukuksuzluğu, adaletsizliği kabul etmedik. Adalet istiyoruz, bizim de hakkımız var deyip bu yola çıktık. Bu yola çıktık ve adalet talebimize devam ediyoruz. Bizler anneler olarak adalet talebimizi sürdüreceğiz. Ne zaman ki hak, hukuk ve adalet gelir, o zamana kadar mücadelemizi büyük bir kararlılıkla sürdüreceğiz.  Bugün de bu talebimiz devam ediyor. Çünkü ceza üstüne ceza veriliyor çocuklarımıza. Adalet bu ülkeye gelene kadar bunu sürdüreceğiz.”

Öcalan için, herkes için

Öcalan’dan 35 aydır haber alınamadığını hatırlatan Calıhan, İmralı ile görüşme yapılıncaya kadar herkes için adalet istemeye devam edeceklerini söylüyor.

“Adaleti herkes için istiyoruz. Tüm insanlığa, hak ve hukuka, halklara çağrımdır; Buyurun gelin siz de bu adalete katılın. Ben bir Türk’üm. Burada, annelerin yanındayım. Özgürlük, adalet ve barış için tüm halkları adalete çağırıyorum. Haksızlığa ve zulme karşı boyun eğmeyeceğiz. Ben Kürt kardeşlerimin, Kürt halkının yanındayım. Her zaman onlarla birlikteyim. İnsanlık için buradayım. Mücadelem anneler ile birlikte sonuna kadar devam edecek.” İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.