Alçaklığını yüzüne çaldılar

  • MİT ve Emniyet’in kullandığı seyyar provokatör Mehmet Laçin’in alçaklık ve ihanet çukurunda debelendiği; dağdaki kızı, kentteki oğlu ve anneleri tarafından da teyit ediliyor.

HDP Genel Merkez binasına getirilen ve Deniz Poyraz’ın katliamında gözcülük yaptığı belirtilen Mehmet Laçin’in gerilladaki kızının ardından oğlu ve eski eşi de konuştu. Sevim Sağlam, “Kalkmış HDP’nin önünde çağrı yapıyor.  Bu resmen alçaklıktır. Bu, ‘çocuklarımı çok seviyorum özledim’ meselesi değil, kendini kullandırmaktır” dedi. Laçin’in oğlu Özer Laçin de yıllarca babasının şiddetine maruz kaldıklarını belirterek, “Amacı çocuğunun peşine düşmek değil. Annem ile birlikte onu terk etmemizi sindiremiyor” diye konuştu.  

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) farklı kentlerde bulunan il binaları önüne 2019’dan bu yana çocukları dağa götürüldüğü iddiasıyla birçok kişi getirilip bekletiliyor. MİT ve Emniyet’in organizasyonuyla 2020’de Amed İl binası önüne getirilen Mehmet Laçin, daha sonra HDP İzmir İl binası önüne götürüldü. 17 Haziran’da HDP İzmir İl Örgütü binasında Deniz Poyraz’ın Onur Gencer tarafından katledilmesinde gözcülük yaptığı gündeme gelen Mehmet Laçin, 17 Eylül günü ise HDP’nin Ankara’da bulunan Genel Merkez binası önüne getirilerek çadır kurdurmak istendi. Polisler eşliğinde gelen Mehmet Laçin’i, HDP’li vekiller “Deniz Poyraz’ın katiline gözcülük yapan birini buraya getiremezsiniz” diyerek tepki gösterdi. HDP’li vekiller, Mehmet Laçin’in çadır kurmasına izin vermedi. 

Sevim Sağlam

Sistematik şiddet uygulayan Mehmet Laçin’den boşanan Sevim Sağlam, Jinnews’ten Dilan Babat’a konuştu. Mehmet Laçin ile çocuk yaşta evlendirildiğini söyleyen Sevim, “Evliliği çözemedim, sadece bir köleydim. O süreçte ne kadın olduğumu ne de anne olduğumu bildim. Her gün işkence her gün dayak ve iftira devam etti. Çocuk olduğum için dünyaya getirdiğim çocuklarımla da o süreçte iletişim kuramadım. Annelik duygusunu çözemiyordum” dedi. 

Kızı ile birlikte boşanma kararı

 Evli olduğu süre boyunca şiddete uğradığını ifade eden Sağlam, boşanma kararını ise kızı ile birlikte aldığını belirtti. Kızının hem okuduğunu hem de kadın mücadelesinde yer aldığını dile getiren Sağlam, şöyle devam etti: “Kızım bana, ‘anne senin bu kadar eziyet çekmeni ben istemiyorum artık’ dedi. Babasının karşısına çıkıp ‘benim annem senin malın ve kölen değil’ dedi. Kızımın bu duruşundan sonra aslında bir kadın ve bir anne olduğumu, güçlü olmam gerektiğini anladım. Çocuklarımın desteğiyle 2007 ve 2008 süreçlerinde Mehmet Laçin’den ayrıldım. Boşandığım sırada, Mehmet Laçin sürekli bana, ‘benden ayrılamazsın’, ‘seni öldürürüm, aileni öldürürüm’ diyerek tehdit etmeye başladı. Ben de bu tehditler karşısında Mehmet Laçin’e ‘bu saatten sonra ne yaparsan yap çocuklarım ve ben senden kurtuluyoruz’ dedim.”

Kızım kendi iradesiyle gitti

 Boşandıktan sonra çocuklarının velayeti için açtığı davayı kazandığını ve çocuklarını yanına aldığını dile getiren Sağlam, şunları söyledi: “Çocuklarımla birlikte İzmir’de yeni bir hayat kurmaya başladım. Mehmet Laçin İzmir’de çalıştığım yerlere gelerek, ‘seni öldüreceğim. Bu dünyayı sana dar edeceğim’ tehditlerine başladı. Bu tehditlere rağmen ben çocuklarım için mücadele ettim. Sürekli rahatsız etmesinden kaynaklı çocuklarımla birlikte 2009’da Kocaeli’ye taşındım. Mehmet Laçin, Kocaeli’de de sürekli beni ve çocuklarımı rahatsız etti. Evimin önüne adamlar getiriyordu, sürekli ‘öldürmekle’ tehdit ediyordu. Çocuklarımı kaçırmaya çalıştı. Bunlara müsaade etmedim. Çocuklarımı ona yem etmemek için sürekli kaçmaya çalıştım. Mehmet Laçin sürekli beni ve çocuklarımı rahatsız ediyordu. Kızımı sürekli okulunda taciz ediyordu. Kızım tüm bunlara karşı kendi iradesiyle kimsenin zoru olmadan gitti.”

Kızım sayesindi güçlü oldum

 Mehmet Laçin’in kendisini Kocaeli’de de sürekli rahatsız etmesinden dolayı 2010’da iki çocuğuyla birlikte Amed’e yerleştiğini aktaran Sağlam, “Mehmet Laçin’in tehditleri burada da devam etti. En son Diyarbakır’da HDP’nin önüne gelmiş. Bu adamın derdi, sıkıntısı çocukları değil. Eğer derdi çocukları olsaydı zamanında çocuklarına sahip çıkardı. O çocuklar Mehmet Laçin’in değil, benim çocuklarım. Bizi soktuğu durumu anlatamıyorum. Ben kızımın sayesinde güçlü bir kadın oldum. Kalkmış HDP’nin önünde çağrı yapıyor. Bu resmen alçaklıktır. Bu, ‘çocuklarımı çok seviyorum özledim’ meselesi değil, kendini kullandırmaktır” şeklinde konuştu.

Hala boşanmayı sindiremedi

 Mehmet Laçin’in hala boşanmayı sindiremediğini ifade eden Sağlam, “Ben 2007’den beri bu adamı boşadım. Bu adam beni kendi yaptığı şeylere alet edemez. Ben bunu kabul etmiyorum. Şu ana kadar neden sahiplenmedi de neden şimdi kalkmış sahipleniyor? Bu düzenbazlıktır. 2007’den beri benim ondan ayrıldığımı, neye maruz kaldığımı biliyor. Ne olduğunu çok iyi biliyor. HDP’nin önünde çadır kurmak istemesi bir oyundur. Birilerinin arkasında bu oyunu sergiliyor” dedi.  

Şikayetler dikkate alınmadı

 PKK’ye katılan kızının, kendi rızası dahilinde gittiğini devletin de herkesin de çok iyi bildiğini söylediğini aktaran Sağlam, “Devlet yetkilileri tarafından aranarak kızımın açıklamasını sordular. Benimle görüşen kişilere, ‘Benim kızımın açıklamasını gördünüz. Kızım benim için gitmedi. Bugün neyin peşindesiniz?’ dedim. Bizim yakamızı bıraksınlar artık. Benim ailemi öne atarak kendini aklamaya çalışıyor. Daha önce neredeydiler, ben çocuklarım için yaşam mücadelesi verirken neredeydiler? Bu iftiralarla benim mücadeleme ket vuramazlar. Çadır kursalar neye yarar? En büyük alçaklık budur. Ben şikayet etmeme rağmen tek bir şikayetimi göz önüne neden almadılar da şimdi ne oldu?” diye sordu.

Özer Laçin

Çocuklar onun umurunda değil

MA’dan Gökhan Altay ve Özgür Paksoy da Laçin’in oğlu Özer Laçin’e ulaştı. Annesiyle birlikte yaşayan 26 yaşındaki Laçin, annesinin anlattıklarını teyit ederek, 6-7 yıldır da babasıyla herhangi bir irtibatının olmadığını ifade etti. Babasının hem ablasını hem kendisini hem de annesini yıllarca sistematik bir şiddete maruz bıraktığını söyleyen Laçin, “Annem sabretti, biz sabrettik. 12-13 yıldır ayrıyız. Ne öncesinde ne bu 12 yıllık süre zarfında babalığa dair hiçbir şey yapmadı. Tam tersine düşmanca davrandı. Maddi ve manevi olarak yanımızda olmadı. Biz de bu süreçten sonra görüşmeme kararı aldık. Ne bana ne de ablama babalık yaptı” diye konuştu.  

Bizi kullanmak istedi

 Maruz kaldığı işkenceden kaynaklı kafasının bir bölümünde uzun bir süre saç çıkmadığını ve bir yıl boyunca tedavi gördüğünü dile getiren Laçin, “İki günde bir ‘gelin annemi öldürüyorlar’ diye polisi çağırmak zorunda kalıyordum” dedi. Laçin, ayrılık sürecinden sonra babasının zaman zaman kendisiyle irtibat kurmak istediğini, ancak bunu kabul etmediğini belirterek, “Benimle irtibat kurma isteği, beni özlemesiyle ilgili bir durum değil. Mesajlarında da var, anneme iftiralar atıyor, hakaretler ediyor. Bizi kullanmak istiyor. Bu şekilde iletişim kurmaya çalışıyor. Bu derece iğrenç bir hale geldi” şeklinde konuştu.

Annesinin boşanmasını sindiremediğini, HDP önünde olma derdinin de çocuğunun peşine düşmekle ilgisi bulunmadığını kaydeden Laçin, ”Çocuğunu önemseyen bir baba, iletişimi kesmemiz aşamasına getirmezdi. İşkence uygulamazdı, taciz etmezdi. Onu (dağdaki ablası) önemsemiş olsaydı, bunları yapmazdı. Asıl amacı bu değil. Oraya gidip ‘ben kızımı özlüyorum, kızım benim canımdır’ diyor. Bu doğru değil. İşin gerçeği yalakalık yapmaktır. Ne babalıkla ne de çocuklarını sevmekle alakası yok. Son açıklamalarını izleyin; annemi hedef gösteriyor. Dayımdan da bahsediyor. Mesele annenim onu terk etme meselesi. Annem bizi alıp gidiyor. O da bunu kendine yediremiyor.”

Aramalarına cevap vermiyorum

 Babasının en son Amed’e geldiğinde kendisiyle irtibat kurmak istediğini aktaran Laçin, şunları ifade etti: “Geldikten sonra da mesaj attı, cevap vermedim. Geldikten sonra da 4-5 kez aradı. Sonra gittikten sonra aramayı kesti. ‘Görüşelim, konuşalım, özledim’ diyor. Beni de kullanmak istiyor. ‘Bakın ben çocuğumu seviyorum’ gibi gösterecek. Onun bana el uzatmasını bile öyle göstereceklerdi. O yüzden hiçbir şekilde iletişim kurmadım.”

Diyarbakır Valiliği de

 Babasının yanı sıra Diyarbakır Valiliği’nin de kendisiyle irtibata geçtiğini ifade eden Laçin, arayan yetkilinin kendisine ablasını sorduğunu söyledi. Laçin, şunları ekledi: “Geçen yıl aradılar. Ablamı sorup, ‘gelin konuşalım’ dediler. Ablamın dağda olduğunu söylediler. ‘Evet’ dedim. Sonra konuşmak istediklerini söylediler. Avukatımla görüştüm, tebligat gönderilmesi durumunda gidebileceğimi söyledi. Ondan sonra da aramadılar.”

 

Düşmana hizmet etmeyin

Amara Ronahi

Emniyet ve MİT’in kullandığı Laçin’in zorla dağa götürüldüğünü söylediği kızı ise kendi iradesiyle PKK’ye ve gerilla saflarına katıldığını, bir yıl önce uzun uzun izah edip anlattı.

YJA Star komutanlarından Amara Ronahi, ANF’ye yaptığı açıklamada, Türk devletinin Kürtlere yönelik katliamlar tarihini ve soykırım siyasetini özetleyerek, kendi hikayesindeki Kürtlük uyanışı, bilinci ve hesaplaşma çabasını paylaştı. Bugün de AKP-MHP rejiminin her türlü ahlak ve insanlık dışı yöntemlerle halka saldırdığını vurgulayan Ronahi, yaşananları tek teker hatırlattı. HDP İl binası önünde ‘evlat nöbeti’ adı altında bazı insanların oturtulmasının da bu politikanın ürünü olduğunu vurgulayan Ronahi, HDP İl binası önünde nöbet tutanlardan birinin de babası olduğunu söyledi. Ronahi, şunları ifade etti: ”HDP İl binası önündekiler ve yıllardır bizi yok etmeye çalışan bu düşman da çok iyi biliyor ki; hiç kimse iradesi dışında bu dağlara gelemez. Babam şahsında kendilerini, evlatlarını düşman karşısında daha fazla aşağılamamaları gerekir. Başta belirttiğim gibi benim özgürlük mücadelesine katılmam çok bilinçli ve büyük bir heyecanla aldığım karar temelindedir. Kendine insanım, Kürt’üm diyen, her gencin böyle bir karar alması ve dağlara gelmesi kadar normal bir şey yoktur. Hatta halkımıza, ülkemize bu kadar saldırı yapılırken hiçbir şey yapmamak anormal ve ahlak dışı bir durumdur. Hiç kimse iradesi dışında PKK saflarına katılamaz, Kürdistan dağlarına gelemez.”

Yaptıklarınızın adı ihanettir

Ronahi, babası şahsında HDP önünde bekletilen tüm ailelere sesledi: ”Değerlerinizi, onurunuzu ayaklar altına almayın ve aldırmayın. Bu katliamcı faşist devletin ve AKP hükümetinin emellerine alet olmayın. Düşmanın politikalarına hizmet etmeniz; bu katliamları, ahlaksızlığı, onursuzluğu kabul etmeniz, desteklemeniz demektir. Bizler bu halkın evlatları olarak hayatta en önemli ve değerli olan şeyin hak ve onur olduğunu öğrendik, böyle büyütüldük. Babam başta olmak üzere HDP önünde oturanlar, yaptığınız ne insanlığa ne ahlaka ne de Kürtlüğe sığar. Hiçbir halkın mensubu kendi değerlerine karşı düşmanın yanında yer tutmaz, ona hizmet etmez. Bunun adı ihanettir. Ben de bir Alevi Kürt olarak adalet, hak ve direniş kültürünün bilinciyle büyüdüm. Biz de kendi ırkına, inancına sırtını dönenler, en büyük suçu işlemiş demektir. Kendinize bunu layık görmeyin, düşmanın kendi amaçları için her anlamda kullandığı bir duruma getirmeyin.

Onurluyum, mücadele ediyorum

Bir an önce içine girmiş olduğunuz bu tutumdan vazgeçerek, kendi değerlerinize, ülkenize, ihanet anlamına gelen bu çağrılara son verin. Kürt düşmanlarına hizmet etmeyin. Kürt halkına karşı kirli bir plan yürütülüyor. Son olarak halkımın, ülkemin, tüm ezilen halkların ve kadınların özgürlüğü için özgürlük mücadelesi içinde yer aldığım için çok onurlu olduğumu ve diğer yoldaşlarım gibi tüm gücümle kanımın son damlasına kadar direnmeye devam edeceğimi belirtmek istiyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.