Alevi operasyonunda yeni adım

  •  Alevilere yönelik asimilasyon ve sisteme yamama çabalarını sürdüren Türk hükümeti, yeni bir adım daha atıyor. İktidarın Kültür Bakanlığı bünyesinde ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ projesi, Alevi kurumlarınca tepkiyle karşılandı. 

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, cemevlerine yönelik projesine tepki gösteren Alevi kurumları, söz konusu paketin  Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşaması olduğunu vurguladı. 

Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ekim’de açıkladığı ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ projesine karşılık Garip Dede Cemevi'nde ortak açıklama yaptı. Ortak açıklamayı okuyan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Erdoğan, 'ın Şahkulu Sultan Dergahı’nda, yine her zaman yaptığı gibi Alevilerin kendi öz örgütlerini yok sayarak, çevresinde toplayabildiği kimi göstermelik muhataplarıyla sanki tüm Alevi toplumu ve örgütleri kendi arkasındaymış gibi, bir fotoğrafın önünde Alevilere sözüm ona müjde adı altında sözde demokratik bir reform paketini açıkladığını hatırlattı. "Açıklanan paket ne demokratiktir ne de müjdedir. Aksine bu paket, Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır" diyen Erçe, Alevi toplumunda karşılık bulmayan beyhude bir çaba olduğunun altını çizdi. 

Devletli Sünniliğin bir eklentisi 

Alevilerin sorunlarının, ne cemevlerinin elektrik, su sorunu, ne imar sorunu ne de dedelere ulufe diye dağıtılacak maaş sorunu olduğunu kaydeden Erçe, şunları altını çizdi: "Alevilerin sorunları, doğrudan negatif ayrımcı esaslara ve siyasal rejimin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve kronik hale gelen sorunlardır. Dün olduğu gibi, bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın reform diye müjdelediği paket, Alevilerin inançsal varlığını ve kimliğini inkar etmekte; Aleviliği devletli Sünniliğin bir eklentisine, zenginliğine indirgemekte; dolayısıyla Alevilik kendisinden her an vazgeçilebilir, gerektiğinde malı, canı yağmalanabilir artı bir kaynak olarak konumlandırılmaktadır."

Dört temel başlıkta özetledi

Erçe, Alevilerin talepleri ile hükümetin operasyonel girişimlerini dört temel başlık altında özetledi:

* Alevilerin en temel taleplerinden biri olan ve eşit tanınma, eşit yurttaşlık haklarının sembolik bir ifadesine dönüşen ‘cemevleri ibadethanemizdir’ talebine bağlı olarak, cemevlerimizin ibadethane statüsüne kavuşturulmasına dair hiçbir adım atılmamıştır. Bu demektir ki Alevilik dinsel ve kimliksel özellikleriyle inkar edilmeye devam edilecektir.

* Alevi toplulukların en önemli sorunu olan sosyo-politik, sosyo-kültürel düzeyde kamu gücüyle örgütlenen ve yeniden üretilen negatif ayrımcılık ısrarla reddedilmektedir. Lütfeder gibi Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir kurum oluşturulacağı ve burada kendi ölçülerine uygun, yandaş Alevi kökenlilerin istihdam edileceği müjdelenmektedir. Bilinmelidir ki, istihdam edeceğiniz birkaç Alevi kökenli kişi Alevilere on yıllar boyunca yapılan haksızlıkların ve hala Alevileri kamu kurumlarında kendilerince en düşük kadroya bile almayan adaletsizliğin ve zulmün üstünü örtmeye yetmeyecektir.

* Bu zehirli pakete göre Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir oluşum, bundan sonra Alevilerin dişi, tırnağı ve kendi öz güçleriyle yoktan var ettiği, bütün cemevlerinin yönetimini yürütecektir. Açıkça ilan ederiz ki; bu, devletin Alevi kurumsallaşmasına, Alevi dinselliğine yönelik darbe ve el koyma girişimidir. Halkın seçilmiş temsilcilerinin yerine kayyum atanmasına nasıl karşıysak Alevi toplulukların öz be öz kendi mekanları, kendi ibadethaneleri olan cemevilerine de devletin el koymasına aynı şiddetle karşıyız. Diyanet İşleri Başkanlığının özelleştirilerek dağıtılmasını ve tasfiyesini tartışmamız gerekirken, tam tersine cemevlerinin devletleştirilmesi, ancak AKP tarzı bir kurnazlığın ürünü olabilir.

* Bu antidemokratik paketin gereği olarak oluşturulacak kurum ‘cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine’ kadar cemevlerinde tüm kontrolü eline almaya hazırlanmaktadır. Erdoğan'ın bu belirsiz, muallak cümlesinin içinde taşıdığı tehdide karşı bütün Alevi toplumunu ve kurumlarını uyanık olmaya çağırıyoruz. Aksi halde, rızalık üstüne, talibe hizmet borcuyla, hakullah ile Hakk uğruna hizmet veren dedelerimiz bundan sonra devletten alacağı maaşın hizmetçisi olacak, kamu kaynaklarının din kisvesi altında yağmalanmasından pay alacaktır. Yetmezmiş gibi, eğitim faaliyetleri adı altında, çocuklarımız, dedelerimiz, pirlerimiz, analarımız, ana sultanlarımız, ana bacılarımız, rayberlerimiz, rehberlerimiz, zakirlerimiz, hak aşıklarımız, Sünniliğin devlet çarklarında şekillenecek; deyişlerimiz, nefeslerimiz, ayetlerimizin yerini Sünni doktrinin boğucu soluğu alacaktır. Bunun varacağı yer, cemevinde Kur’an kursu, cemevinde mızraklı ilmihal, cemevinde namazdır. Kimsenin dininde ve ibadetinde gözümüz yo ama bilinmelidir ki son bir Alevi de kalsa her Alevi kendi dinsel varlığının üzerine kimsenin kem gözünü de düşürmeyecektir.

Alevilere yönelik saldırıdır

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı paketin, Alevilere yönelik ‘demokratik bir reform’ paketi değil, tam tersine Alevilere saldırı olduğunu tekrarlayarak, şunları ekledi: "Demokratikleşme peşinde olanlar, öncelikle Alevi toplumuna, onların meşru kurumlarına kulak vermekle, onları muhatap kabul etmekle işe başlamalıdır. 'Ben yaptım oldu' diyerek açıklanan her paket, geleneksel antidemokratik sağcı devlet refleksinden başka bir şey olmayacaktır. Bizim tarihimiz, Cumhurbaşkanının zikrettiği gibi militarist bir tarih değildir. Militarist bir milliyetçilik anlayışıyla Aleviliğin en temel düsturu ‘72 milleti bir nazarla görmek’ ilkesi taban tabana zıttır. Hem Muaviye’nin, hem Ali’nin, hem Hüseyin’in, hem onun başını kesenlerin safında yer alamazsınız."  İSTANBUL

 

Tamamen inancından koparmadır

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Alevilerin şimdi de tamamen inancından koparılma eşiğinde olduğunu belirtti. 

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) de İstanbul’da yaptığı basın açıklamasıyla Alevileri ve Aleviliği hedef alan operasyonun yeni aşamasına tepki gösterdi. Alevilerin on yıllardır gerçeğinden parça parça koparıldığını; önce topraklarından, sonra ocaklarından, pirlerinden, musahiplerinden, ziyaretlerinden ve şimdi de tamamen inancından koparılma eşiğinde olduğunu vurgulayan DAD, Erdoğan'ın, Alevilere kayyum atamalı müjdesine dikkat çekti.  Alevileri ve haklarını dernekçilik çizgisinde sıkıştırmış zihnin özendirmesi sonucunda açığa çıkan kayyum zihniyetinin, kendini bu şekilde tezahür ettirdiğini belirten DAD, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Lakin Alevilerin temel talepleri cemevleri ve ihtiyaçları derekesine kadar indirilen politik yetersizliğin ve Alevi toplumunda yaratılmış beton beklentisinin sonucudur. Cemevi yaparak inancın ayakta kalabileceğinin topluma dayatılmasının yarattığı beklenti çıtasının düşüklüğüdür. Siyasal karşılığı ise seçime endeksli iktidarın koca bir tarih ile yüzleşmeden cülus bahşişi vermesi olmuştur. Artık her yönüyle meşruluk kanalları kalmayan iktidar bürokrasisi kendine nefeslenecek alan yaratmak amacındadır.”

Alevilere hakaret ediliyor

DAD Eşbaşkanı Musa Kulu, "Bir toplumu, bir inancı, bir dili, bir kültürü getirip Kültür Bakanlığı bünyesinde bir daire başkanlığına bağlarsanız bu inkarın ötesinde tamamen yok sayılmadır, bitirme girişimidir. Siz yoksunuz, bizim istediğimiz ölçülerde, bizim kalıplarımızda, bizim tanımladığımız şekilde kabul ederseniz biz de sizin elektrik, su paranızı yahut da tadilat tamiratınızı yapacağız. Bu kadar düşkün, bu kadar insanlıktan, edepten, akıldan yoksun bir yaklaşım Alevilere hakarettir" dedi. 

Kulu, cemevlerinin Kültür Bakanlığına bağlanmasının yol açacağı sorunlara da değinirken, şunları ifade etti: “Kültür Bakanlığı bir vaaz yazar, sen de cemevinde okumak zorunda kalırsın. Devletin her söylediği hakikat olarak görürsün. Senin inkarın üzerine kurulan bu mekanizmanın sadece kölesi olursun. Bu anlamıyla Tayyip Erdoğan’ın yahut da devletin Alevilere biçtiği bu don asla bizim kabulümüz olmaz. Olmamalıdır. Bu bir biat ettirme halidir.”

 

Alevi inancından eser kalmaz

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Alevilerin AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki açıklamasına kanması ve iknâ olması halinde Alevi inancından eser kalmayacağını söyledi. 

Erdoğan’ın duyurduğu ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bir tür asimilasyon aracı olduğunu ifade eden FEDA, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, "İnkâr, katliam, asimilasyon ve soykırımla ortadan kaldıramadığı Aleviliği kendine göre tarif eden, devlet ve iktidarın çıkarına uygun Alevilik yaratmaya çalışan, kendine göre şekil vermek, yeni gömlek biçmek isteyen bu anlayışı reddediyor, kabul etmiyoruz" dedi.

Devletin, Alevileri tamamen kontrol ve denetim altına almak, devletin Alevisi olmayan, direnen örgütlü Alevi mücadelesini tasfiye etmek istediğine işaret eden FEDA, şöyle devam etti: "Kurumsal farklılıklarımıza bakmaksızın oldukça tehlikeli bir sürecin arifesinde olduğumuzun duyarlılığıyla yaklaşmamız gerektiğine inanıyoruz. Erdoğan’ın ‘Bakanlığa bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığını kuracağız’ söylemi, devletin inkârından daha da tehlikelidir. Çünkü tekçi, bu şekilde Alevi inancının hak ve hakikatinin yaşatılması ve sürdürülmesi asla söz konusu olamaz. Devlet, Alevilerin muhalif örgütlü gücünden korktuğu için karşısına almak yerine, denetimine ve kontrolüne almak amacıyla bu hamleyi atmaktadır. Yapması gerekenler yerine; bakanlığa bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığını kurmak istemesi, Alevileri zapturapt altına almak, kültürel soykırımla Alevileri başkalaşıma uğratmak, Alevi inancını Sünni İslam’a tabi bir tarikat örgütlenmesi içine çekmek istemesindendir. Alevilerin bu projeye kanması ve iknâ olması halinde Alevi inancından eser kalmayacağını iyi bilmemiz gerekiyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.