Almanya mahkemesinde bir Kürt yargılanırken!

• Frankfurt Bölge Mahkemesi’nin bulunduğu yere varınca caddeye bakan bir blokun girişinde şöyle yazıyor;"İnsan onuru dokunulmazdır." Bir taraftan bunu düşünüyor diğer taraftan Nazi Almanya'sının yıkılışından sonra bu mahkemede Yahudileri Auschwitz toplama ve imha kamplarına gönderme kararı veren Hitler taraftarı hukukçuların yargılanmış olması hikayesi aklıma geliyor.

Av. Fırat VURAL

Kürt Özgürlük Hareketinin Mücadele tarihinde Düsseldorf yargılamasından bugüne Alman devletinin Kürt Özgürlük mücadelesini nasıl kriminalize ettiğini bildiğim kadar, bunu  son üç yılda daha yakıcı bir şekilde pratik olarak öğrenmiştim. Almanya'da tutuklu bulunan arkadaşlardan da az çok haberdardım. Ama belki ülkede yaptığım meslekten kaynaklı duruşma ve adliyelerden uzak durma gibi bir seçime sahiptim. 2022 Nisan ayıydı dernek çalışma gruplarından birine gelen mesajda, şöyle diyordu; "Abdullah Öcalan arkadaşın mahkemesi var Frankfurt’ta, katılabilecek arkadaşlar katılsın" diye. İsim bir yandan umudu bir o kadar da öfke uyandırmıştı. Bu iki olgu direk seçimimi değiştirdi. Ertesi günü artık heyecanla çekiyorum. Nasıl işliyor süreç, arkadaşa seslenebilecek miyiz gibi bir sürü soruyla aynı zamanda.

Frankfurt Bölge Mahkemesi’nin bulunduğu yere varınca caddeye bakan bir blokun girişinde şöyle yazıyor; "Die Würde des Menschen ist unantastbar" (insan onuru dokunulmazdır). Bir taraftan bunu düşünüyor diğer taraftan Nazi Almanya'sının yıkılışından sonra bu mahkemede Yahudileri Auschwitz toplama ve imha kamplarına gönderme kararı veren Hitler taraftarı hukukçuların yargılanmış olması hikayesi aklıma geliyor.

Auschwitz ki tüm Nazi toplama ve imha kamplarının en büyüğüydü. Tabii ki bir yandan o kadar yakıcı bir şekilde politik analizini yapabiliyor olsam da bir Kürt neden burda yargılanıyor sorusu kafamda tilki gibi dolaşıyor.

Duruşma öncesi arama kontrollerinden geçtikten sonra mahkeme salonuna girerken vakur duruşu ile Rojbaş diyen Abdullah arkadaşın sesi ile hapishane görüşlerinde Rojbaş diyen arkadaşların sesini anımsayıp seyirciler için ayrılan bölüme oturdum. Heyet içeri girerken ayağa kalkmak zorundaymışız. Mahkeme her yerde mahkeme diyorum yanımdaki arkadaşa. Heval bize bakıp gülerek zafer işareti yapıyor.

Bu duruşmada Abdullah arkadaşın savunmasına sıra gelmişti. Her ne kadar soyadından Riha'lı olduğunu tahmin etmişsemde Önderlik ile aynı kasabadan olduğunu savunmasından öğreniyorum. Savunmasının her satırını haklı bir gurur ile okumaya devam ediyordu. Önderlik ve Kürt Özgürlük Hareketi ile tanışmasından önce Kürt olduğu için ilkokul öğretmeni ile kavgasından, Riha'nın tarihine, Kürt isyanlarından Önderlik çıkışına kadar değinmediği bir şey yok. Kadın özgürlük mücadelesinin geldiği düzeyi Önderlik Paradigması ile beraber ifade etmesine kadar ders niteliğinde bir politik savunma.

Daha sonraki duruşmalarda ise bilirkişi raporu ile aslında Alman devletinin Türk faşist devleti ile iliskileri açığa çıkmış. Mahkemenin vereceği kararın da Alman devlet savcısının diktatör Erdoğan ile görüşmesinden sonra yüksek bir ceza verileceği de tahmin ediliyordu.

Neredeyse bir yıl sonra, 11 Mayıs 2023 günü Abdullah Öcalan arkadaşın karar duruşmasına katılmak için hazırlık yapıyoruz. Öncesinde mahkeme savcısı mütaalasını açıklamış ve tahmin edildiği gibi en yüksek ve ilk denilecek bir ceza isteniyor. Önceki gün aynı sebeble Koblenz mahkemesinde yargılanan Özgür arkadaşa verilen cezanın aynısı, 5 yıl. Hem Almanya’da devletin cezalandırma sistemini ağırlaştırma girişimine sessiz kalmamak hem de karar duruşması öncesi adliyede tepkimizi dile getirmek için Frankfurt'taki antifaşist arkadaşlar ile hazırlık yaptığımız gibi sabah adliye önünde buluşuyoruz. Adliye bahçesinden yükselen Biji Serok Apo ezgisinin ardından Biji Berxwedana Zindana sloganı yükseliyor. Sanki hapishane havalandırma boşluğundayız. Önümüzden tüm mahkeme boyunca bir faşist Türk savcısından farkı olmayan savcı geçiyor. HDP ve PKK'nin bir olmadığını, KDP’nin iyi olduğu gibi Akın Gürlek'ten farksız bir savcı. Hemen müziğin sesini yükseltiyoruz tabii.

Duruşma salonuna doğru giderken ülkeden yeni gelen bir Riha'lı arkadaş "kimliğim yok, nasıl gireceğim" diye soruyor. "Mahkeme kararı olmadan kimlik kontrolü olmaz girersin" diyor arkadaşlar. Kapı girişinde kalabalık olduğumuzu önceden haber almalarına rağmen yavaştan sadece bir kişi ile kontrol yapıp teker teker içeri alıyorlar. Salona giren sayısı arttıkça Abdullah arkadaşın tebessümü artıyor, savcı kalabalığa bakmıyor bile. Fransa'dan gelen bir kaç arkadaş sürekli bunlar hepsi dernekten mi demeden duramıyor.

Mütaala sonrasında son savunması için söz veriyor heyet. Ana savunması kadar güçlü vurgularla ve özellikle savcının Erdoğan'dan bile geri düşündüğünü ifade ediyor. "Erdoğan HDP eşittir PKK deyip kapatmak istiyor, sen neden bu kadar cahilsin" der gibi. Bilirkişinin Önderlik ile ilgili Che Guevera demesini de arada vurguluyor tabi.

Savunması bitince seyirciler ayağa kalkıp salonu inletircesine alkışlarla Biji Berxwedana Zindana ve Freiheit Für Ocalan Frieden in Kurdistan ( Öcalan’a Özgürlük Kurdistan'a Barış) sloganını atıyor. Mahkeme heyeti ilk alkıştan sonra salonu terk etmiş ise de bir an sanki slogan kısmı bitmeyecek gibi hissediyor insan.

Hevalin verilecek ceza umurunda değil, öylece salona bakıp gülümsüyor. Abdullah Öcalan arkadaşın savunmasında değindiği bir anekdot ile bitirelim. Heval Öcalan kendisi gibi Almanya'da zindanda olan bir arkadaşa mektubunda burası çok sıcak diye yazıyor. Arkadaş cevabında burası çok soğuk diye yazıyor. Arkadaş mektubun kışın ulaştığını kendisinin de yazın mektubu yazdığı için iki bilginin de doğru olduğunu söyleyip gülümsüyor. Mektuplar bu coğrafyada da altı ay sonra ulaşıyor. Kaderimiz coğrafya değil mücadele etmektir. Mahkemesi olan arkadaşlara ve mücadelemize sahip çıkalım.

Not: Kürt siyasetçi Abdullah Öcalan arkadaşa aradan sonra 4 yıl beş ay hapis cezası verildi.