Amed halkı mesajı aldı: Durumumuz kudretlidir!

Forum Haberleri —

Amed

Amed

  •  “Gayet tabii kudretlidir durumum” sözüyle başlayan bu mücadele, aynı sesin ve yankının meydanda yeniden yükselmesiyle devam ediyor. Yıllar önce başlayan bu yürüyüş, heyecan ve coşkusunu hala koruyor.
  • “Özgürlük ve barış tutkum burada, kalbimde duruyor” diyen Mevlüde Ana şöyle devam ediyor: “Ben buraya topallayarak geldim ama bir an olsun canım acımadı ve pişman olmadım. Yıllardır bu anı bekliyoruz. Bu an, bu sahne ve bu ses beynimize kazındı.
  • Bugün elimiz, ayağımız ve yüreğimiz titreyerek, alacağımız mesajın heyecanı ile buraya geldik. Barışın konuşulması için büyük bedeller verdik. Gözlerimizden kan aktı. Artık kan akmasın. Özgürlük ve barış zamanı. Onurlu bir barış istiyoruz” diye ekliyor.

İZLENİM: ZELAL ATEŞ/AMED

“Ey yaşam, ya seni özgür yaşayacağız ya da yaşanmamış sayacağız” yazılı pankartı taşıyan bir anne, arkasında zılgıtlar ve sloganlarla Dağkapı Meydanı’na ilerliyor. Geceden bu yana zamanın adeta durduğu, herkesin dakikaları saydığı bu tarihi günde, açıklamanın yapılacağı meydandayız.

Saatler 15.00’i bulmadan meydanın çevresi anneler ve gençlerle dolmuş durumda. Bariyerlerle kapatılan alana giremeyen binlerce kişi, dışarıda zılgıtlar, halaylar ve sloganlarla yankılanacak sesi sabırsızlıkla bekliyor. Yürekleri heyecanla atan kalabalık, güvenlik aramalarının tamamlanmasıyla birlikte meydana akın ediyor.

Heyecan, özlem, merak ve coşku bir arada

Meydana giren herkesin yüzünde bir tebessüm var. Anneler, halay çekerek sahneye koşarken yıllardır biriken özlemi gözler önüne seriyor. Kısa sürede, 7’den 70’e on binlerce kişi meydanı dolduruyor. Kalabalık, bir yandan sloganlar atarken, bir yandan da halay çekiyor. Ancak en dikkat çeken şey, insanların gözlerindeki umut ve heyecan.

Tarihi çağrı için günler öncesinden duyurular yapılmıştı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’la Aralık ayında başlayan ve üçüncüsü yapılan görüşmenin ardından, halk hem Wan’da hem de Amed’de alanlara davet edilmişti. Görüntülü olacağı belirtilen mesaj için izin çıkmadığı öğrenildi, hatta LED ekranların kurulması dahi valilik tarafından engellendi. Tüm bu engellemelere rağmen halk, açıklamaya saatler kala meydana akın etti.

Aynı talep, aynı kararlılıkla alan doldu

Meydanın ön sıralarını gençler ve anneler doldururken, çocuklarını ellerinden tutan veya bebek arabasında getiren anneler barış çağrısını dinlemek için alana geldi. Meydana giren kitle, halay çekerek ve sloganlar atarak barış taleplerini bir kez daha güçlü şekilde dile getirdi.

Son 40 yılın en kritik açıklamalarından birine tanıklık eden Dağkapı Meydanı, güneşin sıcak yüzüyle de sanki bu tarihi anı selamlıyordu. Günlerdir soğuk olan hava, bugün aniden ısınmıştı. Gazeteciler olarak yüksek bir noktadan bu manzaraya baktığımızda duygulanmamak elde değildi.

Bunca bedel verilmiş, bunca acı yaşanmış olmasına rağmen halk, aynı taleplerle, aynı kararlılıkla burada olmaya devam ediyordu. Kimi halay çekti, kimi bir köşeye oturup saatin gelmesini bekledi, kimi ise bu tarihi anları kayda aldı.

Özlem hüzne dönüştü!

Açıklama saati yaklaşırken anneler sahnenin önüne geçti, halk ise ses sistemine yaklaşarak dikkatlice dinlemeye koyuldu. On binlerce kişinin bulunduğu meydanda, İstanbul’dan gelen ilk ses alkışlarla karşılandı. Kürtçe ve Türkçe okunan metin sırasında, meydanda çıt çıkmadı.

Herkes pür dikkat odaklanmıştı. Metinde demokratik çözüm ve diyalog talebi vurgulanıyor, PKK’nin feshedilmesi çağrısı yapılıyordu. Çağrının okunmasıyla birlikte, meydandaki on binlerce kişi gözyaşlarını tutamadı. Kimisi sevinçten, kimisi ise yılların biriktirdiği özlem ve acının ağırlığından ağlıyordu.

Mesajın tamamlanmasının ardından insanlar birbirlerine sarıldı. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından, meydan yeniden sloganlar ve zılgıtlarla yankılandı.

Sesin yankısı devam ediyor!

Meydana girerkenki coşku, çıkışta yerini derin bir düşünceye bırakmıştı. Halk, barış sözünün heyecanıyla yürürken, bundan sonra ne olacağını merak ediyordu. Herkes, artık gerekli adımın devletten gelmesi gerektiğini biliyordu.

Dağkapı Meydanı, bir kez daha tarihe tanıklık etmişti. Okunan mesaj, sadece Kürt halkı için değil, Ortadoğu ve dünya için de kritik söylemler barındırıyordu. Halk, verdiği büyük bedellere rağmen mücadelesine olan inancını kaybetmemişti.

Ve gayet tabii, kudretliydi…

Bu coşku ve duyguyu kelimelerle anlatmanın zor olduğu 27 Şubat gününü, yankılanan sesler ve basına yansıyan fotoğraflarla hatırlayacağız. Yeni bir sürece girerken, bugün alanda yükselen pankart gibi biz de derin bir nefes alıp vereceğiz.

“Gayet tabii kudretlidir durumum” sözüyle başlayan bu mücadele, aynı sesin ve yankının meydanda yeniden yükselmesiyle devam ediyor. Yıllar önce başlayan bu yürüyüş, heyecan ve coşkusunu hala koruyor.

Bugünü göremeyen anneler için

Bu anlara tanıklık etmeyi en çok bekleyenler, kuşkusuz ki Barış Anneleri oldu. Yıllardır “artık yeter” diyerek barış çağrısı yapan, bunun için bedel ödeyen, cezaevine giren ve işkence gören anneler, bugün meydanın bir köşesinde gözyaşlarıyla mesajı dinledi. Kimi elini başına koyarken kimi de yaktığı sigarası ile dünü ve yarını düşünmeye başlamıştı. Bugünleri göremeyen bütün anneler ve çocukları adına beyaz tülbentlerini takarak gelmişlerdi.

71 yaşında barışı bekliyor

Beyaz tülbentlerini takarak burada yer alan annelerden biri de 71 yaşındaki Mevlüde Kalkan. “50 yıldır bugünleri bekliyorum” diyerek barış ihtimalinin bile kendisine büyük umut verdiğini söylüyor. Yitirdikleri ve kaybettiklerinin adını dahi anamayan Mevlüde Ana, “Buraya barış için geldim. Bu insanların hepsi de aynı taleple burada. Bizim ne istemediğimiz çok net. Ben 50 yıldır barış sözünü bekliyorum. Biz 50 yıldır bu yolda mücadele ediyoruz. Bütün adımları attık, bütün bedelleri verdik, artık yeter!” diyor.

‘Torunlarım barışı görsün’

“Özgürlük ve barış tutkum burada, kalbimde duruyor” diyen Mevlüde Ana şöyle devam ediyor: “Ben buraya topallayarak geldim ama bir an olsun canım acımadı ve pişman olmadım. Yıllardır bu anı bekliyoruz. Bu an, bu sahne ve bu ses beynimize kazındı. Ben ölmeden bugünleri gördüğüm için şanslıyım. Umarım torunlarım ve çocuklarım barışı da görür. Bu bizim davamız ve mücadelemiz, bu mücadeleye ne olursa olsun devam edeceğiz.”