An serkeftin an serkeftin

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridi protesto etmek için 5 Ocak’tan itibaren bulunduğu Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan Merge Polat, “Direnişi büyütelim çünkü sonu muhteşem olacak” dedi. Polat, haftalık telefon görüşmesinde ailesiyle konuştu. Görüşmede morallerinin yüksek olduğunu ve herkesi direnişi daha da yükseltmeye çağıran Polat, daha sonra Grup Kızılırmak’a ait ve İlkay Akkaya’nın ilk olarak seslendirdiği “Yitip giden” şarkısını söyledi. Polat şarkının ardından, “Direnişi büyütelim çünkü sonu muhteşem olacak diyen tüm yoldaşlarımın kararlılığıyla an serkeftin an serkeftin diyoruz” dedi.
Direnişe evinde devam ediyor
Erzincan T Tipi Hapishanesinde tutuklu bulunduğu sırada eylemde olan Sedat Akın açlık grevinin 44’üncü gününde tahliye edilmişti. Tahliye edildikten sonra açlık grevi direnişini evinde sürdüren Akın’ın eylemi 129’uncu gününde devam ediyor.
Akın şu anda bir saat aralıklarla sıvı alıyor. Akın’ın yanında kendisine refakat edenler, sıvıları almakta zorlandığında bu aralığın birkaç saate çıktığını belirtiyor. Gün içerisinde haber bültenlerini takip ettiğini eden Akın, eve gelen misafirlerle genel süreci, tecrit ve açlık grevleri üzerine tartışmalar yürütüyor. Sağlık durumu gittikçe kötüleşen Akın, sık sık kalp, baş ve eklem ağrılarının yanı sıra mide krampları ve halsizlik gibi sorunlar yaşıyor. 24 Nisan tarihinde hastaneye kaldırılan Akın, kendine geldikten sonra eve götürülmek istediğini söylemişti. Ancak hastanedeki sağlıksız ortamdan ve enfeksiyondan kaynaklı eve döndükten sonra ayaklarında ve bacaklarındaki halsizliğin arttığı görülüyor. Tansiyon değerleri 8/5’lere kadar düşen Akın, sıklıkla kalp çarpıntıları yaşıyor. Sese, ışığa ve kokuya aşırı hassaslaşan Akın, moral ve motivasyon açısından muhteşem düzeyde olduğunu söylüyor.
Sistemi zorluyoruz
Sedat Akın, açlık grevi eylemine ilişkin ANF’ye konuştu. Tarihsel bir direnişin içerisinde olduklarının altını çizen Akın, “Binlerce arkadaşımız açlık grevinde, 30 arkadaşımız da ölüm orucuna başladı. Bu direnişimiz sistemi zorlayacak bir düzeye geldi. Çünkü böylesi tarihi bir direnişin örneği görülmemiş bugüne kadar. Bu, muhteşem bir inanç ve bağlılıkla ilerleyen bir direniştir” dedi. Özgürlüklerden ve Türkiye toplumunun bir barış ortamı içerisinde yaşayabilmesinden bahsedebilmek için İmralı Adası’ndaki tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Akın, “Tabi ki günden güne insanlar eriyor ama bunlar bizim moralimizin önüne geçmiyor. İnancımız var, çünkü tecridi kıracağız ve bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız” diye konuştu.
Zindanlarda başlayan tarihi direnişin alanlara yayıldığının altını çizen Akın, “Annelerimizin öncülüğü bizi dimdik ayakta tutuyor. Beyaz tülbentli annelerimiz var oldukça ve mücadeleye devam ettikçe bizler her zaman kazanacak toplum olacağız. Mücadelemiz gittikçe daha da büyüyor ve tarihi bir rol alıyor. Hep birlikte bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız. Gökyüzünde parlayan her bir yıldıza olan inancımızla mücadelemizi büyüteceğimizin sözünü veriyoruz” dedi.
35 kiloya düştü
Tecride karşı 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan ve 35 kiloya düşen Jiyan Ay’ın annesi Ayhan Ay, “Güzel bir yaşam için direnen bu çocukları ne olursa olsun yaşatmamız gerekiyor” dedi.
2015-2016 yıllarında Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşanan çatışmalarda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Jiyan Ay (22), 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde. Jiyan, eyleminin 19’uncu gününde 3 arkadaşı ile birlikte Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nden Kayseri T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. 45 kilo olan Jiyan’ın grev süresince 10 kilo verdiğini ve 35 kiloya düştüğünü ifade eden anne Ayhan Ay, şunları ifade etti: “Nusaybin yasaklarında tutuklandı. Bir yıl Midyat Cezaevi’nde kaldı daha sonra Patnos’a sürgün edildi. 3 yıldır cezaevinde bir kaç ay önce de Kayseri’ye sürgün edildi. 35 kiloya düşmüş. Onda kemik erimesi de var. Jiyan ve arkadaşlarının durumu çok kötü. Bir an önce bu tecridin kaldırılması gerekiyor. Bu baskıların sonlandırılmasını istiyoruz.”
Kızına 3 ay iletişim cezası verildiğini belirten Ayhan An, “Ondan haber alamıyoruz avukatları ile de görüştürülmüyor. Şu an ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Çocuklarımızın ortaya koyduğu iradenin arkasındayız ve sonuna kadarda arkalarında olacağız. Biz çocuklarımız yaşasın istiyoruz. Onlar da ölmek değil yaşamak ve yaşatmak için direniyor. Güzel bir yaşam için direnen bu çocukları ne olursa olsun yaşatmamız gerekiyor” dedi.
