Analım, intikamını da alalım
Forum Haberleri —

- Katliamın sebebi ve ulaşmak istediği sonuçlara bakarak diyebiliriz ki Maraş’ın intikamı, Maraş’a dönmektir. Kürt kimliğini yaşamaktır. Yol’u terk etmemektir. Temburun tellerine sürekli dokunmaktır. Nurhaklara doğru hep klam söylemektir.
CİHAN EREN
19-26 Aralık günleri arasında gerçekleşti Maraş katliamı. Yılı da 1978 diye kayıtlara geçirildi. Aslında Türk kökenli egemenlerin Anadolu topraklarına gelişiyle birlikte yaşanan katliamları beli gün ve yıllarla sınırlamak doğru olmaz. Çünkü bu topraklara ve buradaki kültürlere yabancı bu egemenler, buraya adım attıkları günden beri aralıksız katliam ve soykırımlar yaptı. Yapmaya da devam ediyorlar. Böylece Türk egemenleri, halklar ve inançlar bahçesi bu toprakları, adeta atalarının geldiği topraklara benzeti; Çorak, kuru, gri, verimsiz ve soğuk…
20. yüzyılın başında işe önce Balkan halklarında başladılar. Sanatkar Ermeniler, artık üzerinde propaganda yapılacak ‘yüz bin kişilik işçi’dir. Muhteşem taş ustaları, ilk Hıristiyan halklardan Asuriler-Süryaniler-Keldaniler hemen hemen bırakılmadı. Ege kıyılarında felsefe çağını başlatmış İyon-Helen-Rum kültürünün üstüne adeta beton döküldü. Lazlar güldürü fıkraların konusu yapıldı. Çerkezler Türkleştirildi. Gürcülerden eser kalmadı. Araplar baskı altında tutuluyor, bir kısmı da eritildi. Pomakların, Terekemelerin, Abazların adını anan yok.
Tüm bu halkların soykırımından sonra sırayı Kürtlere getirdiler. Kürt soykırımına daha resmi bir devlet değilken Ankara hükümeti adı altında 1921’de Koçgiri ile başladılar. Dersim 1936-38 sürecini kapsamıştır. Kemalist kadrolar öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin, 1921’de Koçgiri ile başlattığı Kürt soykırım saldırılarının 1978’deki aşaması Maraş’tır.
Türk ulus devletinin Kürt soykırım kararını neden ve nasıl aldığını, bu işin startını Kürtlerin hangi değerlerine yönelerek vereceklerini, soykırımı hangi bölgeden başlatacaklarını içeren planlarının ayrıntılarını görmek isteyenler, özellikle de Mehmet Bayrak’ın kitaplarını okumalıdır. Bayrak, derleyip toparladığı devlet raporlarına ve resmi tutanaklara dayandırdığı çok değerli araştırmalarıyla, Türk ulus devletinin Kürt soykırımını belgeleriyle gözler önüne sermiştir. Sayın Bayrak okunduğunda da görülecektir ki, Türk devletinin Kürt soykırımı çok değişik yöntemlerle ve uzun bir zamana yayılarak sonuç alınmak istenmiş soykırım çeşididir. Türk devleti Kürtleri yok etme kararı aldığında ne Hitler’in Yahudilere uyguladığı yöntemi ne de kendi icadı olan Ermeni Soykırım yöntemini kullanmamıştır. Türk soykırım rejiminin Kürtlere dönük yöntemi, fiziki katliamlarla korkutmak, sindirmek, göçertmek ve Kürt kültürünü Türkleştirmek üzerine kurulmuştur. Yani zamana yayılmış soykırım yöntemini esas almıştır. Zaten Takriri Sükûn ve Şark Islahat Planı denilen kanunlar, Türk devletinin Kürt soykırım belgeleridir. 1925’de hazırlanan Şark Islahat Planı, Türk devletinin Kürt soykırımını hangi yol ve yöntemlerle yapacağını ayrıntılarıyla ela alındığı resmi belgedir. TC, dünyada bir halkı kanunla soykırıma uğratacağını ilan etmiş tek devlettir. Tıpkı bugün özel yasalar çıkarıp, kanun adı altında Kürtleri öldürmesi ve tutuklamasındaki gibi.
Kemalist Türk devleti, 1920-1936 arasında hazırladığı soykırım raporlarında önceliği Kürt Alevi coğrafyasına vereceğini çekinmeden belirtmiştir. Kürdistan’ın Türkiye ile sınır bölgesi olan Erzincan, Malatya, Dersim, Maraş, Sivas ve Adıyaman hattı, soykırımın ilk uygulanması gerektiği bölgeler olarak tespit edilmiştir. Kürtlerin güney batı hattı dediği bu alan Kürtleri, çoğunluğu Alevi Kürtlerdir. Bu bölgelerdeki Kürtlerin inanç ve ulusal kimliklerine çok bağlı olduğunu tespit eden Kemalistler, özellikle Dersim ve Erzincan ismi vererek, buradaki Kürt Aleviler sürülmez ya da asimile edilmezse Türklüğün gelişmeyeceği tespitinde de bulunmuşlar.
Türk uluslaşması sürecinde Kürtlere dönük soykırım planlarının ilk uygulandığı kesimin Kürt Aleviler olduğunu soykırımcıların belgeleri söylüyor. Bu nedenle Koçgiri (Sivas), Erzincan, Malatya ve Dersim soykırımları Kürtlüğü bitirme, Türklüğe kapı açma amaçlı soykırımlar olmaktadır. 1978’deki Maraş katliamı ve akabinde planlı bir biçimde devreye konulan kültürel soykırım süreciyse, ‘Kürtlükte ısrar ederseniz sizi yok ederiz, artık Kürtlükten bahsetmeyin, Kürtlükten vazgeçin, sakın Kürt kimliğiniz için mücadele etmeyin’ mesajlarıyla doludur.
Maraş katliamı ve akabinde devreye konulan soykırımının önceki Kürt katliam ve soykırımlarından bir farkı da planlı ve sistematik göçertme saldırısıdır. Maraş katliamından sonra, şehrin bir Türk kenti yapılması için alanda tek bir Kürt’ün bırakılmaması kararı verildiğini süreç göstermiştir. Başta Pazarcık ovası olmak üzere, verimli arazilerdeki tüm Kürtler, tehdit, şantaj, para, devletin kanun gücü kullanılarak göçertilmiştir. Maraş Kürtlerinin göçertilmesi planlanmış soykırım saldırılarının bir parçası olduğu iyi bilinmelidir. Yani Maraşlı Kürtlerin göçü de soykırımdır. Bu nedenle bugün dünyanın her yerine dağılmış Kürtler var bir de Maraşlılar vardır.
Maraş katliamı esasta 1960-1970 döneminde başlayan sol-sosyalist uyanışın Kürtler içindeki etkisinin önünü almak için yapıldı. Bilindiği gibi 1978 yılında bir gurup Kürt genci, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan öncülüğünde PKK adıyla ulusal diriliş ve kurtuluş mücadelesine başlama kararı vermiştir. Devlet bu çıkıştan haberdar olunca, Maraş katliamıyla Kürt devrimcilere ve ulusal kimliklerinde ısrar eden Kürtlere bir mesaj vermek istemiştir. Bu anlamıyla Maraş katliamı, ‘Kürt ulusal mücadelesi verirseniz sizi katlederiz’ katliamıdır. Bu mesajın Maraş üzerinden verilmesi nedensiz değildir. Çünkü Maraş Kürtleri, 1920’den sonra başlayan Türk ulus devlet katliamlarına ve yoğun Türkleştirme saldırılarına rağmen, ulusal kimliğini önemli oranda korumuş, şair ve ozanlarıyla Kürt kültürünü geliştirmeye devam etmiş, Sinemililer gibi Pîr ocaklarıyla da inancını korumayı başarmış bir alandır. Sömürgeci soykırımcı Türk devletinin Maraş’ı hedeflemesinde bu özelliklerin belirleyici olduğu kesindir.
Maraş katliamını yapan zihniyet Türk İslam sentezine dayanıyordu. Bu zihniyet, milliyetçiliğin ve dinciliğin harmanlanmasından meydana gelmiş Türklüğü ifade eder. Türk eşit Müslüman, Müslümanlık eşit Türklük aklıyla düşünen Türkleri tanımlar. Yani Maraş’ın katilleri şu anda hükümet ve devlet olanlardır. Haşere gibi ortalıkta dolananlardır.
Katliamın sebebi ve ulaşmak istediği sonuçlara bakarak diyebiliriz ki Maraş’ın intikamı, Maraş’a dönmektir. Kürt kimliğini yaşamaktır. Yol’u terk etmemektir. Temburun tellerine sürekli dokunmaktır. Nurhaklara doğru hep klam söylemektir. Maraş topraklarını ‘Haşere’lerden temizlemektir.







