Apê Musa’nın yolunda devam


20. Musa Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri Cegerxwin Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin ortak düzenlediği ödül töreninde Musa Anter, Gurbetelli Ersöz, Mazlum Erenci ve onlarca basın şehidinin fotoğrafı ile isimlerinin yer aldığı "Özgür basın şehitleri" yazılı pankart asıldı. Konferans Salonu'nun girişinde de Aram Yayınları tarafından Musa Anter'in kitapları sergilenirken, katledilen özgür basın geleneğinden gelen gazetecilerin fotoğrafları bir standa serilerek, karanfil ve mumlarla süslendi.
Ödül törenine BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, milletvekilleri, gazeteciler ve kurum temsilcileri katıldı. Yoğun ilginin gösterildiği ödül töreninde salon tıklım tıklım dolarken, birçok kişi ayakta töreni izledi. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ile cezaevinde bulunan özgür basın çalışanları da mesaj gönderdi.
'Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz'
Bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Azadiya Welat Editörü Çetin Altun, katledilen özgür basın emekçilerinin kalemlerini hiçbir zaman yerde bırakmayacaklarını söyledi. Çetin, birçok arkadaşlarının gerçekleri ortaya çıkardığı için tutuklandığını dile getirerek, gerçekleri yazmaktan geri durmayacaklarını kaydetti. Gerçeklerin açığa çıkmaması için AKP'nin bütün gazetecileri tehdit ettiğini ve neredeyse amacına da ulaştığını belirterek, Kürt basınının bu tehditlere boyun eğmediğini ve hiçbir zaman gerçeği yazmaktan geri durmadığını, bunun bedelini de baskı, ceza ve tutuklamalarla ödediğini söyledi. Şu an cezaevlerinde 91 gazetecinin bulunduğunu hatırlatan Altun, onurlu tavır ve duruşlarından dolayı kendilerini selamladıklarını ve onların bıraktığı yerden çalışmalarını sürdürmeyi esas alacaklarını belirtti.
Birincilik ödülü Rojava'ya adandı
Daha sonra Kürtçe haber dalında birinciliğe layık görülen DİHA editörü Abdurrahman Gök'ün "Li Almanyayê bajarekî Êzîdiya: Celle" (Almanya'da bir Êzîdî şehrî: Celle) ödülü verildi. Gök, ödülünü Amed Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in elinde aldı. Kısa bir konuşma yapan Baydemir, Kürtler özgür olmadığı müddetçe Ortadoğu'da yaşayan halkların da özgür olamayacağını söyledi. Gök ise Suriye'de yaşayan Kürtlerin özgürlüğüne doğru yürüdüğünü belirterek, "Orada da özgür basın geleneği örnek alınarak bir basın yaratılmaya çalışılıyor. Kürt mücadelesinin 30 yıl önce attığı özgürlük tohumları ve Apê Musa'nın ektiği özgür basın tohumları bugün Kürtlerin yaşadığı her yerde ürün veriyor. Güneybatı Kürdistan'da bütün sıkıntılara rağmen özgür basın geleneği yaratmaya çalışan ve Suriye'deki durumu en gerçekçi ve yalın haliyle kamuoyuna duyuran gazeteci arkadaşlarıma bu ödülü adıyorum" dedi.
Mert: Susmayacağız!
Kürtçe özel juri ödülü ise JINHA'da çalışan gazeteciler Zehra Doğan ve Hazal Peker'in "Li Rojava welat emanetê jinên Kurd in" haberine verildi. JİNHA çalışanları ödüllerini tutuklu gazeteci Şafak Çelen'in annesi Sevgi Çelen ile katledilen Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe'nin elinden aldı. Doğan ve Peker, ödülü özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren gazetecilere adadıklarını ifade etti.
Türkçe haber dalında ise Bağımsız İletişim Ağı (BİA) muhabiri Işıl Cinmen'e Jüri Özel Ödülü verildi. "İki tarafıyla Kürt sorunu" haberiyle ödüle layık görülen Cinmen'e ödülünü gazeteci Nuray Mert verdi. Burada konuşan Mert, Türkiye'de Kürt mücadelesinde büyük bedellerin verildiğini aktararak, "Benim çevremden gelenler çok korkak ve çok iktidar tutkunu. Böyle olunca azıcık vicdanının sesine uyan, haksızlıklara karşı susmayan birisi çok öne çıkıyor. Bu inanın çok mahcup edici bir şey oluyor. Çok cılız da olsa sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz" dedi.
Ardından özgür basın geleneği, basın şehitlerini ve cezaevinde bulunan gazetecilerin anlatıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Aykol: Hırsızlar 44 arkadaşımızı çaldı
Tören, karikatür dalında ödül alanların açıklanması ve ödüllerinin verilmesiyle devam etti. Karikatür dalında birincilik ödülüne Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Haydar Bayar layık görüldü. Bayar'ın yerine Azadi Editörü Soner Çiçek ödülü Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol'un elinden aldı. Aykol, ihtiyaç olduğu sürece burada olacağını belirterek, "Geçen yıl çalışanlarımız, başka kurumlara gidiyorlar, belediye başkanı, milletvekili oluyorlar demiştim. Bundan sonra kimseyi göndermeyeceğim dedim. Bir yıldır kapıyı tutuyorum; ama geçen yılın aralık ayında bacadan hırsızlar girdi. Aramızdan 44 arkadaşımızı aldılar. İçerdeki arkadaşlarımıza selam" diye konuştu.
Karikatür dalında Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Mahmut Ulusan'a da Juri Özel Ödülü verildi. Ulusan'ın ödülünü TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker aldı. Teker'e ödülü Musa Anter'in oğlu Anter Anter verdi. Karikatür dalında ikinci Juri Özel Ödülü alan Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Mehmet Boğatekin'in ödülünü ise kardeşi Esmer Boğatekin Özgür Gündem Gazetesi karikatüristi Halil İncesu'nun elinden aldı.
'Gerçeklerle yüzleşmeliyiz'
Fotoğraf dalında birinciliği ise Roboskî fotoğrafı ile gazeteci Emin Bal aldı. Bal'a ödülü BDP Amed İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt verdi. Kadın haber ve habercilerine verilen "Gurbetelli Ersöz Özel Ödülü"ne, tutuklu kadın gazeteciler adına, Pozantı'da Kürt çocuklarının maruz kaldığı tecavüzü ortaya çıkaran Özlem Ağuş layık görüldü. Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Ağuş'un ödülünü kardeşi Senem Ağuş aldı. Ağuş ödülü Prof. Büşra Ersanlı'nın elinden aldı. Ersanlı Özlem'i tebrik ettiğini kaydederek, "Gerçeklerle yüzleşmek gerçekten de insanları hapiste de olsa özgürleştiren bir his. Gerçeklerle yüzleşmeyi hiçbir zaman bırakmamamız lazım" dedi.
Onur ödülü ise yıllardır Gündem Gazetesi'nde çalışan Fatma Tandoğan'a (Fatma Ana) verildi. Fatma Ana ödülünü Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in elinden aldı. Yoğun alkış altında sahneye çıkan Dink, konukları Kürtçe ve Ermenice selamladı. "Hangi taşı kaldırsan altından acı ve keder çıkıyor" diye konuşan Dink, "Ne dağda ne şehirde ne asker ocağında hiçbirisi öldürülsün istemiyoruz. Bu kanının durması için hep beraber ne gerekiyorsa onu yapmak lazım. Musa Anter gibi kardeşlerimiz sağ olsunlar, onlar ölümsüzdür. Onların koyduğu taşların üzerinde yürüyenler de ölümsüzdür. Hepiniz var olun" diye konuştu.
Roboskî Katliamı’nı duyuran DİHA'ya ödül
Türkçe haber dalında birinciliğe, Roboskî Katliamı'nı anı anına bütün dünyaya duyuran Dicle Haber Ajansı (DİHA) layık görüldü. Ödülü DİHA editörü Ali Buluş, DTK Koordinasyon Kurulu üyesi ve Van Milletvekili Özdal Üçer'den aldı. Burada kısa bir konuşma yapan Buluş, DİHA'nın 2002 yılında Kürt basınının 100. yılını tamamladığı bir dönemde kurulduğunu belirterek, "Bir ajans olarak kendini örgütleyen Kürt gazetecileri kurulduğu günden itibaren onlarca baskıya, tutuklamaya maruz kaldı. Şu anda da onlarca arkadaşımız zindanlarda gerçeği haykırmaya devam ediyor. Bu anlamda DİHA adına bu ödülü alıyoruz. Kürdistan Gazetesi'nden itibaren emeği geçen bütün Kürt gazetecilere bu ödülü adıyoruz" diye konuştu.
Tören Kürt basınında çalışanların çektirdiği hatıra fotoğrafı ile son buldu.
DİHA/AMED
