Apocu hareket, dünya halklarına ilham oluyor

Forum Haberleri —

❏

  • Apocu hareket Ortadoğu savaş cehenneminde en demokratik yaşamı kurmak için bölgenin diğer halkları ile birlikte devrimi büyütmeye devam etti. Bugün de tüm saldırılara rağmen devrim ayakta. Bu devrim hem yeni halkların katılımıyla büyüyor hem de tüm dünya halklarına ilham olmaya devam ediyor...

ALİ GÜNDEM

1973 yılının Newroz gününde Ankara Çubuk barajında Önder Apo'nun öncülüğündeki bir grup gencin başlattığı yürüyüş, günümüzde somut olarak Kuzey- Doğu Suriye'de yaşam buluyor. Hatırlandığı gibi 2010 yılında Tunus'ta başlayan gösterilerle Arap Baharı'nın fitili ateşlendi. Gösteriler kısa sürede Mısır ve Libya’ya, ardından ise Suriye'ye ulaştı. Hegemon ülkelerin müdahalesi de gecikmedi. Arapların öncülük ettiği yeni devrimsel sürecin Ortadoğu halklarının lehine bir çözüm yaratmasının önüne geçmek için dört bir yandan saldırmaya başladılar. Bugün yaşanan gelişmeler de gösteriyor ki söz konusu sürecin en organize yapılarından biri Apocu hareketti. Apocu hareketin Rojava'da öncülük ettiği siyasi güçler, diğer bir deyimle TEVDEM ve PYD, Arap Baharı'yla birlikte Suriye halklarının lehine çözümler sağlanması için harekete geçti. Ancak hiçbir yaklaşımları ciddiye alınmadı. 2011'de hegemon güçler ile sömürgeci Türk devletinin girişimleri sonrasında sırasıyla Antalya, Kahire ve Hatay'da yapılan konferansların hiçbirine ne Rojava'daki Apocu hareketin temsilcileri ne de diğer Kürt çevreleri kabul edilmediler. Bu durum Rojava'daki Kürt hareketi içinde ayrışmayı da beraberinde getirdi.

Apocu hareket sırtını Kuzey ve Doğu Suriye halklarına dayayıp çözümü yerinden yönetimle gerçekleştirmeye dönük adımlar atmaya başlarken, bugün ENKS'de vücut bulan KDP yanlısı siyasi çizgi ise sömürgeci güçlerle iş birliğini esas alarak otel lobilerindeki kulisler üzerinden pay alma pazarlığına girişti. Herkes Esad yönetiminin kısa sürede devrileceğini ve hegemon güçlerin parsa dağıtımıyla yeni bir paylaşım sürecinin başlayacağını sanıyordu. Ancak Apocu hareket hegemon güçlerin girişimleri üzerinden yürüyen planlara dayanarak adım atmadı. Kısa sürede örgütlenerek savaş koşullarının oluşturduğu yönetim boşluğunu ortadan kaldırmak için Halk Meclisleri oluşturdu. Bu dönem, aynı zamanda Türk devletinin bölgeye taşıdığı El Nusra ve benzeri çeteler üzerinden sürece müdahalesinin de başladığı dönemdir. 2012'nin ilk aylarında Suriye'nin yanı sıra Rojava'da da hakimiyet kurmak isteyen Türk devleti destekli çetelere, TEVDEM ve PYD öncülüğündeki halk güçleri müsaade etmedi. El Nusra ile ilk çatışmalar bu dönemde, 2012 yılının Ocak ayında başladı. Çatışmalar Haziran ayına kadar sürdü. Çatışmaların geçici olarak durduğu dönemde bölgenin kaderini değiştiren adım atıldı. 19 Temmuz 2012'de önce Kobanê'de devrim ateşi yakıldı. Bu ateş kısa sürede Qamişlo veÊfrîn'de de halkları aydınlattı. Halk Savunma Güçleri YPG ile Kadın Savunma Güçleri YPJ'nin kuruluşu bu döneme rastlar.

Önder Apo'nun paradigmasını esas alan Rojava'daki Apocu hareket, devrimle birlikte Demokratik Özerkliği yaşama geçirmek için adımlar atmaya başladı. Bir Toplumsal Sözleşme taslağı hazırlanarak bölge halkları ile farklı inançlara sahip kesimlerin tartışmasına sunuldu. Rojava Toplumsal Sözleşmesi’nin taslağı 6 Ocak 2014 tarihinde Rojava’nın Amûdê kentinde toplanan bölgedeki tüm halkların temsil edildiği Rojava Demokratik Özerklik Yönetimi Yasama Meclisi'ne sunularak kabul edildi. Savaş koşullarında yaşama geçirilen bu adıma en büyük saldırıyı Türk devleti gerçekleştirdi. Türkiye'deki çözüm sürecini öne sürerek bölgenin kontrolünü eline almak isteyen Türk devleti, Önder Apo'nun "Rojava kırmızı çizgimizdir" demesinden sonra bu hevesini yaşama geçiremeyeceğini anlayınca çete gruplarını Rojava'ya saldı. Türk devletinin kontrolündeki DAİŞ çeteleri önce Kobanê'ye saldırdı. Tüm dünyaya ilham olan ve Rojava devrimini tam anlamıyla bir kadın devrimine dönüştüren Kobanê direnişinin ardından, Türkiye'de başlayan çözüm süreci de bozuldu.

Türk devletinin çeteleri yenilince, hegemonik güçler arasındaki çelişkileri kendi lehine kullanan Türk devleti, bu kez doğrudan devreye girdi. 2018'in Mart ayında Êfrîn işgal edildi. 2019 yılının Ekim ayında, tam da uluslararası komplonun yıldönümünde bu kez Girê Spî ve Serêkaniyê işgal edildi. Ancak tüm saldırılara rağmen Apocu hareket öncülüğündeki Rojava kadın devrimi, umutsuzluğa kapılmadı, direnişten vazgeçmedi, geri adım atmadı. Ortadoğu savaş cehenneminde en demokratik yaşamı kurmak için bölgenin diğer halkları ile birlikte devrimi büyütmeye devam etti. Bugün de tüm saldırılara rağmen devrim ayakta. Bu devrim hem yeni halkların katılımıyla büyüyor hem de tüm dünya halklarına ilham olmaya devam ediyor...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.