Asıl gündemi üretememek

• Üçüncü Yol paradigması doğru anlaşılsaydı belki bugün başarıdan, daha fazla mücadeleden bahsedilecekti.  Halkın sesine kulak vermemek, duymamazlıktan gelmek pratik itibarıyla mücadeleye zarar verdi, moral motivasyonu düşürdü. Hızla halkla tartışıp bu süreci anlama, bu tartışmalarla toparlayıcı olma durumu ortaya çıkmalı ki güçlü bir kongre süreci yaşansın.

RUŞEN TUTKU

Seçim sonrasında gelişen tartışmalar kısır döngü ile devam ediyor ve böyle devam ederse yıpratıcı olacağı kesin. Var olan sorunları tespit etmek, bunun eleştiri özeleştirisini yapmak doğru olandır. Ancak yargılı, suçlayıcı yaklaşımlar bu süreci saptırabilir, amacından uzaklaştırabilir. Kürt Özgürlük Hareketi tüm kurumlarıyla nice zorlukları aşmış ve engin bir tecrübeye sahiptir. 

Yetersiz, eksik ,hatalı yaklaşımların hesabı sorulacak ve sorumluluğu olanlar elbette güçlü bir özeleştiri ile kendilerini doğruya çekmeyi bilecek. Bunu yapmamak özel savaş politikalarına gelmek olacak ve beraberinde daha fazla savrulmayı getirecek. Sorumluluktan kaçma, kendini geri çekme, "benden bu kadar" demek aynı hatada ısrar olacak ki, eleştiri özeleştiriyi başa çıkartma pratiği ortaya çıkacak. "Anlayabilmek yaşamaktır. Yaşayabilmek anlamak içindir" deyimi her birimizin duruş ve anlam gücü için geçerlidir.

Türk özel savaş aygıtları Kürt mücadelesini tasfiye etmek için her yol ve yöntemi kullanmaktadır. Bu operasyon ve sinsi oyunlarına dikkat etmek ve boşa çıkartmak için öncelikle yanılgılı yaklaşımlardan uzaklaşıp kendini doğruya çekmek olmalı. TC devleti yeni planlarla topyekün Kürt halkının değerlerine saldıracak. Hüdapar gibi cellatlar güruhunu boşuna yanlarına almadı, meclise taşımadı.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve Kürt  halkının temel gündemi her gün ağır bedeller vererek mücadeleyi başarıyla sonuçlandırma çabasıdır.

Yine yıllardır en ağır tecrit koşullarının yaşandığı İmralı sisteminin kırılması ve Önderliğin fiziki olarak özgürleşme hamlesidir. Bu temel gündemlerden kopmak sistemin kurduğu tuzaklara gelmek olacak ki, bu da yenilgiyi bağrında taşır. Gündem saptırılmasına gelmek seçimlerde yaşanan yetersizliklere benzemez daha ağır, zorlayıcı sonuçları ortaya çıkartır. 

Bu Hareket, bireylerin yetenek, anlam gücü ve anladıklarını yaşamında somutlaştırıp pratikleştirenlere değer verir. Ancak bireylerden ziyade ortak akıl, kollektivizm önemli bir gerçekliktir. Üçüncü Yol paradigması doğru anlaşılsaydı belki bugün başarıdan, daha fazla mücadeleden bahsedilecekti.  Halkın sesine kulak vermemek, duymamazlıktan gelmek pratik itibarıyla mücadeleye zarar verdi, moral motivasyonu düşürdü. Hızla halkla tartışıp bu süreci anlama, bu tartışmalarla toparlayıcı olma durumu ortaya çıkmalı ki güçlü bir kongre süreci yaşansın. 

Kimsenin birilerini savunmasına gerek yok. Kendini doğruya çeken, anlam potansiyelini ayaklandıran birey zaten kimsenin onu savunmasına gerek olmaz. Anladığın kadarsın. Gerisi yenilgi, kendinden ısrar, bireyci, bencil ve egoizmdir. Egon varsa popülizm başlar ve dinamitlenen kaleler gibi yıkılırsın. Doğru yapan, paradigmada ısrar eden kazanır, güç olup güç verir.

Üçüncü Yol paradigmasının doğru anlaşılması için bir eğitim seferberliğine ihtiyaç var gibi. Oysa bunun temel çalışmalarını, kadrolarını eğitme dahil, DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) üstlenmesi gerekiyordu. Sanki bu proje boşa çıkartıldı. Bunun teorik, pratik, felsefik boyutu halk topluluklarıyla yapılsaydı bugün belki bu yetmezlikler yaşanmazdı. Anlaşılan yaşamın algılanmasında bir sapma söz konusu. "Bizim felsefemiz bir atın gözlerindeki anlamı sezmekten tutalım, bir kuşun sesindeki anlamı çözmeye kadar yaşamı bir bütün olarak algılar. Yaşlı bilgeye büyük saygıdan başlayıp, bir ceylan kadar ürkek bir genç kızın gözlerindeki arayışa yanıt olmaya kadar anlam yüklüdür." Yaşamın derinliğine ve inceliğine bu bakışla yaklaşım olmasa saptırıcı gündemlerin peşine takılma başlar.

Sosyal medya özerinde yıpratıcı tartışmalar bu halkın bedellerine zarar verir. İyi niyetli hiç kimsenin buna hakkı yoktur. Temel kaygı bu süreci güçlü bir şekilde başarıya taşımak olmalı.

Zafer doğru, örgütlü güçlerin hanesine yazılmış, yazılacak.