Atalay katilleri korudu

Haberleri —

Eski Van Jandarma Alay Komutanı Albay Vecihi Halil İyigün, yanlarında bir lise öğrencisi bulunduğu için çatışmadan teslim olan 2 HPG’liyle öğrenciyi „Hapse girseler yine dağa gideceklerdi“ diyerek infaz etti. Olay, savcılığa gönderilen bir ihbar mektubuyla netleşti. Mektupta herşey detaylıca yazılı. Yargısız infaza ilişkin BDP’nin soru önergesini yanıtlayan dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yapılanı savunarak, infaz edilen lise öğrencisi İbrahim Atabay’a da „terörist“ demişti.
Van’ın Çaldıran İlçesi’ne bağlı Kelê (Buğullukaynak) Köyü’nde, 7 Ekim 2009’da tarihinde lise öğrencisi İbrahim Atabay ile HPG’li Sunullah Keserci (Sipan) ve Necmeddin Ahmed Hasan (Necmi Afrin), eski Van Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Vecihi Halil İyigün’ün talimatıyla, Jandarma Özel Timleri’nce kurşuna dizildi. Olayla ilgili örgüte „yardım ve yataklık etmekle“ suçlanan Mehmet Emin Atabay’ı soruşturan Van Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın ileri safhasında bir ihbar mektubu aldı. Mektupta, teslim olan gerillalarla, lise öğrencisinin infaz edildiği kabul edildi: „Buğullukaynak Köyü’nde icra edilen operasyona katılmıştım. İki PKK’li evinde kaldıkları M.E.A’nın oğlunu -oğlu değil yegeni- askerden rahat kurtulmak için yanlarına alarak kaçmaya başladı. Takip ettik. Köyden yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir dere kenarında onları kıstırdık. Operasyonu yürüten Çaldıran Jandarma Komutanı Yüzbaşı Murat Yıldırım, megafonla teslim olma çağrısı yaptı. Onlar da ellerini başının üzerine koyarak teslim oldu. Yere yatırdık ve Albay Vecihi Halil İyigün’ün gelmesini bekledik. Albay İyigün olay yerine geldikten sonra komandoların geri çekilmesini istedi. Sonra yanında gelen Jandarma Özel Timleri’ne infaz emri verdi. 50 metre uzaktan uzun namlulu silahlarla 3 kişi öldürüldü. İyigün, sonra bize yaptığı konuşmada, ‘Bunlar hapse girselerdi sonra çıkıp yine dağa gideceklerdi’ dedi.“

İfadeler de doğruluyor

Van Başsavcısı Durmuş Yiğit, mektuptaki iddialar üzerine, bazı askerlerin ifadesini aldı. Askerlerin anlattıkları da bire bir mektuptakilerle uyuşuyordu. İfadelere göre, sonradan olay yerine gelen Albay İyigün’ün fotoğraf çekimi ve video kaydına karşı komandoların üzerini aradığı da belirtiliyor. Tanık askerler, 3 kişinin İyigün’ün talimatıyla infaz edildiğini teyid etti.

Çatışma görüntüsü verilmiş
Öldürülenlerin ellerine silah tutturularak çatışma görüntüsü verildiği de savcılık dosyasında yer alıyor. Savcılık belgelerinde, delillerin, yakalanan örgüt mensupları ile sivil vatandaşın herhangi bir meşru müdafaa durumu bulunmaksızın doğrudan kanunsuz verilen emirle öldürüldüğünü gösterdiği ifade ediliyor. Bu delillerle birlikte savcı, başta Albay İyigün olmak üzere operasyonda yer alan askeri yetkililerin tümünün telefonlarını dinlemeye aldı. Ancak askeri yetkililer dosyadan haberdar olduklarından dolayı dinleme kararından bir şey çıkmaması üzerine dinleme kararı iptal etti. Dosya kapsamında bütün belgeleri toplayan savcı, takipsizlik kararı vererek dosyayı örgütsel suç olmadığından dolayı 28 Ağustos’ta Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Atalay infazı inkar etmişti

DTP, konuya ilişkin dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı‘na soru önergesi verdi. Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın önergesine yanıt veren Atalay, infaz edilenlerden lise öğrencisi İbrahim Atabay’ı, „PKK militanı“ olarak tanımlamıştı. Atalay, „PKK’liler var“ ihbarı üzerine köye baskın yapıldığını belirterek, „teslim ol“ çağrılarına uyulmadığı için yaşanan çatışmada PKK üyesi üç kişinin öldürüldüğünü iddia etmişti. Yanıtta ayrıca, olay sonrası Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla 9 Ekim 2009 tarihinde Mehmet Emin Atabay ve Sinan Atabay’ın „örgüte yardım yataklık ettikleri“ gerekçesiyle tutuklandığı, aynı evde bulunan 1993 doğumlu E.A.’nın ise ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı belirtilmişti.

İHD de ‘infaz’ demişti

Konuya ilişkin rapor hazılayan İHD Van Şubesi de „yaşananı yargısız infaz olarak“ tanımlamıştı. İHD, 3 kişinin infaz edildiğine dair kuvvetli bulguların bulunduğunu belirterek, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nu olayı araştırması için göreve çağırmıştı. Raporda, olayın gerçekleştiği yer, şekli, bulgular, tanık anlatımları, maktullerin vücudundaki yaralar ile ateşli silah yaraları, barut, yanık izleri tüm hususların bir bütün olarak infazı açıkça işaret ettiği belirtilmişti. Ayrıca din görevlilerinin, yıkama işlemlerinde cenazelerdeki morarma ve eziklerin çokluğuna dikkat çekmesi de sağ yakalandıktan sonra işkence ile infaz edildiklerini güçlendiren bir kanıt olarak gösterilmişti. Raporda, konuyla ilgili şu tespitlerde bulunulmuştu: „Heyetimizce, maktullerin yürüdükleri ve sağ yakalandıkları tepe noktasına yakın bir yerde lokal kan lekeleri görüldü. Dere yatağının olduğu yer olan öldürüldükleri üç ayrı noktada lokal alanlarda bol miktarda kan ve beyin, et parçaları ile kafatası kemik parçaları bulduk. Bunları muhafaza altına aldık. Bir çobanın (Osman isminde) maktulleri öldürüldükleri noktadan yaklaşık 500 metre mesafeden güney istikametinde 10 veya 15 kişilik şahısların arasında gördüğünü, buna ilk önce bir anlam veremediğini, daha sonra silah seslerini duyduğunu, korktuğu için olay yerine gitmediğini ifade etmiştir.“ İHD yetkilileri, olayın JİTEM değil, jandarma istihbaratı içinde yer alan jandarma özel hareket timleri tarafından yapıldığını da vurgulamıştı.


Atabaylar da anlatmıştı
Öte yandan olayın tanığı olan ve o dönemde tutuklanarak Van F Tipi Cezaevi’ne gönderilen Sinan Atabay ve Mehmet Emin Atabay’ın avukatları aracılığıyla gönderdikleri açıklamada da olayın infaz olduğu belirtiliyordu. İşte o açıklama: „Olay günü evimize baskın yapıp, ikimizi evde gözaltına aldılar. Daha sonra ikimizi, M. Emin’in evinde ellerimizi bağlayıp bizi yere yatırdılar. Sonra yanımızda bulunan sivil giyimli bir kişi sürekli telsizle olay yerinde olan kişilerden bilgi almaya başladı. Biz olay yerinde olduğumuz için bütün telsiz görüşmelerine tanıklık ettik. O sırada yapılan görüşmede yanımızda bulunan kişi karşı tarafa, ‘Konuşmadılar mı?’ diye sordu. Karşı taraf da ‘Bunlar bilgi vermiyor, konuşmuyorlar’ dedikten sonra, yanımızdaki kişi ‘Tamam konuşmuyorlarsa fatihalarını okuyun’ dedikten sonra yoğun bir silah sesi geldi ve biz o an anladık ki İbrahim ve beraberindeki 2 HPG’liyi öldürdüler.“

İyigün hala görevi başında
Eski Jandarma Alay Komutanı Albay Vecihi Halil İyigün halen Türk Genelkurmayı karargahında görev yapıyor. 


SIDDIK GÜLER - DİHA/VAN

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.