• İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, Rojin Kabaiş dosyasında ATK’nin bir yıl gecikmeli açıkladığı raporla süreci uzattığını belirterek, “ATK bugüne kadar işkenceyi gizlemek üzere iş yaptı; cezasızlık politikasının en önemli aracıdır” dedi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) bir yıl sonra açıkladığı ek DNA raporu, ilk raporda belirtilen “bulaş ihtimalini” tamamen ortadan kaldırdı. Böylece olayda başka bir veya birden fazla kişinin DNA’sının bulunduğu resmi olarak kabul edildi. Dosyayı yakından takip eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı ve Avukat Eren Keskin, MA’dan Ömer İbrahimoğlu’na yaptığı değerlendirmede, Rojin Kabaiş’in cinayete kurban gittiğinin net olduğunu vurguladı. Eren Keskin, “ATK önce ‘intihar’ dedi, toplumu bu yönde inandırmak istediler. Aile inanmadı, Van ve Diyarbakır barolarının desteğiyle hukuki mücadele derinleştirildi. Bir yıl sonra gelen ek raporla bulaş ihtimali ortadan kalktı. Peki bu sonuç neden bir yıl geciktirildi?” diye sordu.

Cezasızlığın güvencesi haline geldi

Eren Keskin, Adli Tıp Kurumu’nun yıllardır işkence ve şüpheli ölümlerde cezasızlığı sağlayan temel araçlardan biri olduğunu belirterek: “Rojin dosyasında olduğu gibi birçok dosyada resmi kurumlar inceleme dışı bırakıldı. Burada üniversitenin sorumluluğu, devlet yurdunun yönetiminin sorumluluğu, kamera görüntüleri bunların hiçbirinin yeterli olarak yapıldığını düşünmüyoruz. Kamuoyuna yansıyan birçok beyan var. Katillerin kimliklerini dahi açıklayan sanal medya hesapları oluyor. Bütün bunların savcılık tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Ama en önemlisi ATK’nin raporlarıdır. ATK raporları nedeniyle bu olayın cinayet olduğunun netleşmesinde 1 yıllık bir gecikme oldu. Maalesef ki Türkiye’de bu tür belgelemelerde ATK ısrarı devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Devlet ATK’nin sorgulanmasını istemiyor

Eren Keskin, “Bu tür dosyalarda benzer şeyleri çok gördük. Suç duyurusundan sonuç alınacağını pek sanmıyorum. Çünkü bir devlet politikası. ATK’nin sorgulanması istenmiyor. Aslında ATK’nin tek yetkili merkez olarak kabulünün altında yatan asıl neden işkencenin bir devlet politikası olmasıdır. ATK bugüne kadar işkenceyi gizlemek üzere iş yaptı. 1980, 1990, 2000’lerde, cezaevi operasyonlarında şu anda hasta mahpusların durumlarında hep ATK raporlarıyla cezasızlık politikası devam ettiriliyor. ATK cezasızlık politikasının önemli bir aracı olduğu için ATK’nin sorgulanmasını istemiyorlar” diye belirtti. İSTANBUL

***

Rojin’in ailesinden DEM Parti’ye ziyaret

Rojin Kabaiş’in ailesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grubu’nu ziyaret etti. 

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve beraberindeki milletvekilleri, Rojin Kabaiş’in annesi Aygül Kabaiş ve babası Nizamettin Kabaiş ile yakınlarını partinin Meclis toplantı salonunda karşıladı.

 Aile, Rojin Kabaiş’in katledilmesi ve sonrasında yaşananların yanı sıra cinayetin aydınlatılması için verdiği mücadeleyi ve bu dönemde aldıkları tehditleri DEM Parti ile paylaştı. DEM Partiler de söz konusu durumları yakından takip ettiğini ve Rojin Kabaiş’in ölümünün aydınlatılması ve sorumluların bulunup cezalandırması için mücadele edeceklerinin sözünü verdi. ANKARA