Ayran savaşı ve PKK yasağı arasında bir ülke

Haberleri —

Evet, haberim çok önemli: “Almanya-Türkiye Ayran Savaşı” Başladı.

Hacer Boyacıoğlu’nun haberi bir gerçek: “Türklerin “milli içeceği” ayran için bir süredir Türkiye ile Almanya arasında sessiz bir savaş sürüyor. Avrupa Birliği’nde ayran için bölgesel bir standart oluşturulması için (2010 yılından beri) başlatılan çalışmalarda iki ülke fikir ayrılığına düştü… Taraflar birbirlerini ikna etmek için müzakerelere başlarken…”
***
Aklıma ayranı deneyen İsveç’linin, bu içeceğin “yarı yoğurt, yarı su” olduğu bilimsel bilgisini de aldıktan sonra yaptığı veciz değerlendirme geliyor: “Yazık, yoğurdu da berbat etmişsiniz, suyu da.”
Sonra aklıma takılıyor “ayran akıllı” sözü, ne demek diye bakıyorum sözlüğe. Bulduğum yanıt içeceğin bileşimine de İsveç’linin saptamasına da uygun: “Düşünceleri karışık, bulanık; ne istediğini bilemeyen, duygu ve düşünceleri sık sık değişen, tutarsız;  küçük olayları büyük şeyler gibi algılayıp duygu ve düşüncelerini, plan ve programlarını hatta sahip olduğu kişilik değerlerini her an değiştirebilen; her dakika kafası karışan; kısır döngülerden kurtulamayan… “
Daha var. Ama okumaya cesaret edemedim. Çünkü Hacer Boyacıoğlu’nun haberinden bir satır daha geldi aklıma: “Türkiye’de sanayide işlenenlerle birlikte yaklaşık 1 milyon 600 bin ton ayran tüketiliyor. Türkiye dışında kalan ülkelerin toplamında ise ayran benzeri içeceklerin tüketimi 800 bin ton…”
Aklımızın ne halde olduğunu içtiğimiz ayranın litresinden çıkarmak da mümkün.
***
Sırrı Süreyya dostum daha uzman bu aklın analizinde. Hani İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday oldu ya, 90 yıllık CHP yerinden oynadı. “Sırrııı, Sırrııı… oylarımızı bölmeeee… AKP’ye hizmet edersin!”
İşte aklın durduğu yer, ya da ayranın egemenlik bölgesi. Türkiye Cumhuriyeti denen 90 yıllık sömürgeciliğin kurucusu; öncesi ve sonrasıyla bütün Kürt katliamlarının düzenleyicisi, Dersim ve bütün Alevi katliamlarının baş sorumlusu, Ermeni ve Asuri-Keldani soykırımlarının mimarı, yaşamını sadece kanla sürdüren CHP’nin aklının durduğu yer: “Sırrrııı… Oyumuzu bölerek AKP’ye destek olma. Biliyorsun katliamın en güzelini biz yaparız. Oylar bize aksın!”
Emir-demir ilişkisi içerisinde ve her zaman ciddi olmak gerekir anlayışıyla eğitildiğim için, eskiden pek hoşlanmazdım, ama şimdilerde bayılıyorum Sırrı’nın o Karagöz kadar direk, Ömer Hayyam gibi yaşama dair ve felsefi derinlikli meddah diline: “Kuş beyinlidir bunlar. Sanki Sırrı çekilecek. Kürtler de koşa koşa sabah akşam kendilerine küfreden CHP’ye oy verecek”. Bir şey de ben ekleyeyim: Sırrı: AKP’ye destek verme, biz MHP ile ittifaktayız!”
Demek ki ayran akıllının bir anlamdaşı da kuş beyinli sözüdür. Dahası var. Sırrı ayranın en çok tüketildiği bu ülkede devletin de güzel bir tanımını yapıyor: Her gün birkaç bin kadının erkek şiddetine ve birkaç kadının erkek cinayetine kurban verildiği bir yerde, “45 Resmi kadın sığınma evine karşın, 60 resmi genelev olan bir ülkede devlet pezevenkten başka bir şey değildir.”
Ayran’ın kardeşidir rakı. Dozunda alınınca alıklaştırmak yerine cesareti artırır, duyguyu artırır, diyaloğu artırır, hareketi artırır, bereketi artırır… Ayran kafalı devlet, rakıya düşmandır, katleder. Ayyaşlıkla suçlar tüm direnişleri.
Almanya ile Türkiye arasında “Ayran Savaşı” başlamış.
Birinin aklı yarı yoğurt, yarı su; ötekinin ki ise yarı su, yarı yoğurt.
***
Bu yıl Almanya’daki PKK yasağının 20. Yılı doluyor. 26 Kasım 1993 günü Helmut Kohl hükümetinin İçişleri Bakanı Manfred Kanther, federal savcılığın hazırladığı özel bir bültenle PKK’nin Almanya’da yasaklandığını duyurdu. Yasakla birlikte ülkedeki onlarca Kürt dernek ve kuruluş kapatıldı. Kürt Özgürlük Hareketi’nin yakınında duran hiçbir tanıma tahammül gösterilmedi, operasyonlar ve “anlaşmalı gizli tanık” kullanma yöntemleri dahil, hileli tuzaklar birbirini takip etti.
Kırk bini aştı Anadolu-Mezopotamya topraklarında süren “28. Kürt Ayaklanması”nda kayıpların sayısı. Almanya da Avrupa da gıkını çıkarmadı bu savaş boyunca, insanlığın çıkarlarını savunmak için. Türkiye’ye karşı en küçük bir karşı koyuş sergilemedi. Tersine: Ne zaman büyük bir ihale söz konusu olsa, Türkiye’nin kalbine giden yol yeniden kullanıldı: Derhal bir PKK operasyonu düzenlendi.
***
Şimdi devran değişti. Sömürgeci devlet bile kanlı ellerini yıkamasa da kurbanıyla aynı masaya oturup en azından bir durum değerlendirmesi yapmak zorunluluğu noktasına gelmiştir. Artık Türk devletinin başbakanı, PKK lideri sayın Öcalan ile resmi görüşme yapmayı kabul etmiştir.
Almanya’’nın ise, başta da insan haklarına aykırı olmasına rağmen, halen PKK yasağını sürdürmesinin, sermayenin çıkar ilişkilerine hizmetten başka bir anlama sahip olduğunu düşünmek mümkün değildir. Ve artık bu duruma son vermek gerekir.
PKK Yasağı’nın kaldırılması için başkent Berlin’de 16 Kasım günü saat 11:00’de merkezi bir yürüyüş ve miting düzenlenecektir. Kürt ve Alman sivil toplum kuruluşlarının organize ettiği gösteride, Berlin hükümetinin çözüm ve barış sürecine destek vermesi, Kürtlere yönelik kriminalize politikasına son vermesi çağrısı yapılacaktır.
Şimdiden takvimlerimize not ederek tarihe kayıt koymalıyız. Tarihin takipçisi ise biz olacağız.
Ayran Savaşı’nı kim kazanırsa kazansın, özgürlüğü halkların direnişi kazanacaktır.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.