Ayşe Şan’a mezara ceza

Çocukluğundan bu yana çok sevdiği dengbêj Ayşe Şan(Eyşe Şan) ’ın mezarını yaptırdığı için Kürt Yazar Hasan Akbal’ın başına gelmedik bir şey kalmamış. MİT tarafından takip edilmiş, evi basılmış ve gözaltına alınmış. Yazdığı yazılar nedeniyle ise, aleyhinde “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla dava açılmış. “Sayın Öcalan” dediği için mahkemenin 18 ay hapis cezasına çarptırdığı Akbal’ın cezası Yargıtay tarafından da onanmış.

Yazar duyarlılığı
1998 yılında ilk ezgi kitabı çıkan Akbal, 2009 yılında da 30 destan ve 40 Dengbêj’in otobiyografisinin yer aldığı iki ciltlik ‘1600 ezgi-stran-kilam’ı, daha sonra da ‘Seviyen Rojhilat’ adlı romanını yayınlamış. Akbal’ı 1997 yılında bir gazetede çıkan Kürt Dengbêj Ayşe Şan’ın İzmir’de öldüğü ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü haberi çok etkilemiş. Bir Kürt olarak Şan’a sahip çıkamamanın acısı bir bıçak gibi saplanmış yüreğine. Ayşe Şan’a vefa borcunu ödemek için mezarını yapmak için yollara koyulmuş.  Akbal, uzun yıllar yaşadığı İsveç’ten İzmir’e gidip mezarı yapma çalışmalarına başladıktan sonra, MİT tarafından izlenmeye başladığını fark ettiğini ama kendisinin buna aldırış etmediğini söylüyor. Bir gece asker ve polisler ailesi ile birlikte Ankara’da kaldığı eve baskın düzenleyerek Akbal’ı gözaltına almışlar. Mahkeme her gün karakola imza vermesi kaydıyla Akbal’ın serbest bırakılmasına karar vermiş. Pasaportuna el konduğu için İsveç’e geri dönemeyen Akbal 28 ay Türkiye’de kaldıktan sonra bir yolunu bulup Türkiye’den ayrılmış.  Mahkeme, “Örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlarından Akbal’ın beraatine ancak yazılarında  “Sayın Öcalan”, “gerilla” ve “cephe” gibi kelimeleri kullandığı için 18 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar vermiş. Geçtiğimiz ay da Yargıtay mahkeme kararını onaylayınca Akbal’ın cezası kesinleşmiş. Orta Anadolu Kürtlerinden olan Akbal, sistemin Kürtlere göz dağı vermek ve mücadeleden uzaklaştırmak için kendisine ceza verildiği düşüncesinde. “Devlet her şeyi çok bilinçli bir şekilde yapıyor ama hiç bir zaman bizlerin mücadele azmini engelleyemeyecek. Lice’de Kürtlerin nasıl mücadeleyi sürdürdüklerini ve ölümden korkmadıklarını görüyoruz” diyor.

Şan’a vefa borcu
Akbal, Ayşe Şan’ın yasaklı olan dilinde türküler söyleyen, dilini ve kültürünü korumaya çalışan bir Kürt sanatçısı olduğunu, ama ne yazık ki Kürtlerin yaşamında ona sahip çıkamadıklarını, kendisinin Şan’ın mezarını yaptırarak bir nebze de olsa vefa borcunu yerine getirmeye çalıştığını söylüyor. Barış sürecinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çabasıyla başladığını, ancak AKP’nin sürece ciddi yaklaşmadığını belirten Akbal, “Kürtler AKP’nin oyalama taktiği izlediğinin farkında. Türk Hükümeti’nin Kürtlere vereceği hiç bir şey yok” diyor.

MURAT KUSEYRİ/STOCHOLM