Bağımsızlıktan tam bağımlılığa!

Forum Haberleri —

.

.

  • KDP’nin bağımsızlıkçı düşüncelerinden eser kalmamış. Neredeyse kendi kaderini Türkiye’de ki AKP-MHP faşist iktidarın kaderine bağlayacak kadar ilişki ve ittifak geliştirmiştir. Kürt ulusal birliğine büyük zararlar vererek bağımsızlıktan tam bağımlılığa yelken açtılar.

RAUF KARAKOÇAN

25 Eylül 2017 tarihinde Güney Kürdistan’da gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu 3. yılını geride bıraktı. Halkın yüksek katılım sağladığı bağımsızlık referandumu büyük bir oy oranıyla onandı. Halkın onayladığı bu referandumun sonuçları halk açısından bir hezimete dönüştü. Belki de kendi örneğinde bir ilk yaşanmıştır. Kendi istemi ve tercihi ile bir seçim yaparak eldekinin büyük bir kısmını kaybetmesine neden oldu. Yaşanan bu acı deneyimden yeterince sonuç çıkarılmadığını ne yazık ki yaşayarak görüyoruz ve öğreniyoruz.

Halkı büyük bir coşkuyla seçim sandığına gönderen Mesud Barzani önderliğindeki bölgesel Kürt yönetimi, başına gelecek felaketten habersiz, huşu içinde mest olmuştu. Göbek bağı ile bağlı bulunduğu Irak’tan ve dış güçlerden koparak bağımsızlık talep etmenin faturası oldukça ağır olmuştu. Bağımsızlık talep etmek elbette Kürt halkının en doğal hakkıdır fakat talep etmekle bağımsızlığın gelmeyeceğini bu referandumdan anlamış olduk.

Referanduma karşı en sert tepkiyi gösteren faşist Türk devleti olmuştu. Çocuk azarlar gibi Federe Kürdistan Bölgesi yönetimini azarlamış ve hatta aşağılamıştı. 90’lı yıllarda güneydeki Kürt liderlere “postal yalayıcıları” diyerek aşağılamıştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu üstenci bakış açısı hiç bir zaman değişmedi. Fakat, Barzanilerin düşünceleri de tavırları da değişmiş oldu. Gelinen noktada “bükemediği bileği öpmek” misali bir değişime uğradılar.

Bağımsızlık elde etmek için eldeki coğrafyanın üçte birini kaybeden Barzaniler, kendilerini azarlayan, aşağılayan faşist Türk devletinin en büyük destekçisi haline geldiler. Türk devletinin Güney Kürdistan işgaline destek vermeye başladı. PKK’ye karşı savaş pozisyonu alarak Zînî Wertê’de güç gösterisinde bulundu. İşgalci Türk ordusunun karadan ve havadan süren operasyonlarına fiili destek verir hale geldi. PKK’yi adres göstererek işgal saldırılarını meşrulaştırıp haklı göstermeye çalıştı. PKK’nin Başûr’da tasfiyesi için elinden ne geliyorsa yapmanın gayreti içindedir. Uluslararası destek sağlayarak PKK karşıtı bir güç oluşturmayı hedeflemektedir. Bu konuda ABD ve TC ile birlikte hareket ederek kendince bir sonuç elde edeceğinin hesaplarını yapıyor

KDP, Mexmûr mülteci kampına ambargo uygulayacak kadar pespaye bir politika izliyor. Sivil savunmasız mülteci kampını kuşatarak, aç bırakarak dağıtmayı hedeflemiştir. DAİŞ saldırılarında Hewlêr’in savunmasını en ön cephede yapan gerilla gücü ve Mexmûr halkına minnettarlığını, kampı dağıtarak, gerillayı tasfiye etmeye çalışarak göstermektedir. KDP’nin bağımsızlıkçı düşüncelerinden eser kalmamış. Neredeyse kendi kaderini Türkiye’de ki AKP-MHP faşist iktidarın kaderine bağlayacak kadar ilişki ve ittifak geliştirmiştir. Kürt ulusal birliğine büyük zararlar vererek bağımsızlıktan tam bağımlılığa yelken açtılar. Aslında hiç bir zaman bağımsızlıkçı çizgide olmadılar ve böyle bir ideolojinin sahibi de değildirler. Dış güce dayanarak mücadele etmeyi temel alan KDP, son süreçte içine girdiği durum bağımlılıktan öte ihanet konumudur.

Kürt düşmanlarının gölgesinde siyaset yaptığını marifet sanan KDP, Başûr’u haraç mezat satışa çıkarmış durumdadır. Faşist AKP-MHP iktidarı güney sınır kesimlerinin önemli bir kısmını denetler duruma gelmiştir. Sıra, kendi topraklarına katma aşamasına gelip dayanmıştır. Heftanîn savaşı, işgal ve yayılmacılığın Güney Kürdistan’daki ön safhası olmaktadır. KDP, Güney işgaline karşı durup tepki göstereceğine yardım etmektedir. Tasfiye etmeye çalıştığı diğer bir alan da Şengal’dir. Referandum sonrası Şengal’i bir gece yarısı terk ederek alanı Haşdi Şabi’ye bırakan KDP, tekrar geri dönmenin kirli hesaplarını yapmaktadır. Türk devletinin saldırılarına gerekçe üretiyor, provokasyon ve komplolara baş vuruyor.

Rojava sınır hattında inşa etmeye çalıştığı karakollar, izlediği işbirlikçi politikaların bir sonucudur. Siyasetten teslim olmuş, iradesini kaybetmiş bir gücün içine gireceği en kötü durumu yaşıyor. Direnerek zafere ulaşma yerine teslim olup ihanete giden çizgide seyrediyor. Türk devletinin bölgedeki emmelerine hizmet eden KDP, dış güçlerin bir oyuncağı haline getirildiğinin farkında bile değildir. Bağımsızlık referandumuna sürüklenmesi de iradi dışıdır. Barzaniler Referanduma gitmekle Güney Kürdistan’ı kumara yatırdılar ve kaybettiler.

Kürt ulus devleti bir proje olarak hep var olmuştur. Hegemonik güçler bölgesel çıkarları gereği bu projeyi devreye sokarak Kürtleri yönlendirmişler ve kullanmışlardır. Bağımsızlık referandumu da bir oyundu ve KDP içine girdiği bu oyundan tam bağımlı olarak çıktı. Dış güçler tarafından PKK’ye ve ulusal birliğe karşı kullanılmaya müsait, uluslararası bir piyon haline geldi. Maşa görevi gören, ilkesiz siyaset yaparak kendisini mükemmel pazarlayan KDP, ihanetçi, işbirlikçi çizgiden vaz geçmezse Kürtlerin başına daha büyük belalar açacağı bilinmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.