Bahçeli'den İmralı resti

Devlet Bahçeli
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İmralı’ya gidilsin mi gidilmesin tartışmalarına nokta koyulmasını istedi; Komisyon bu ziyarete yanaşmazsa ne yapacağını açık açık söyledi:
- "Alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem."
Devam eden sürecin son yüz yıl içinde yakalanan en önemli ve tarihi fırsatlardan birisi, belki de birincisi olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları ifade etti: "Yüze yüze kuyruğa gelinmiştir. Çıktığımız sahilde gemiler yakıldığından geriye dönüş imkanı da kalmamıştır. Komisyon artık son düzlüğe girmiştir. Hazırlanması gündemde olan yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. 'Terörsüz Türkiye' diye tanımladığı sürecin hedefini, son yüz yıl içinde yakalanan en önemli ve tarihi fırsatlardan birisi, belki de birincisi olarak kabul eden Bahçeli, "Niyet hayırlı, inşallah netice de hayırlı olacaktır. Suyu bulandırmaya çalışanların suçlayıcı ve küstah siyasi tavırları milletimiz nezdinde hükümsüz ve itibarsızdır" dedi. Türkiye’nin bugünkü hassas ve nazik döneminde herkesin sorumluluk ruhuyla, uzlaşmaya yatkın davranış kalıbıyla ve üslup saygınlığıyla hareket etmesini dileyen Bahçeli, "Terörsüz Türkiye, gülen çocukların, sevinen anaların, huzurlu gelinlerin, sabırla şükür arasında ömür geçiren ümitli babaların remzidir" diye konuştu.
Gemiler yakıldı, geriye dönüş yok
Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yüze yüze kuyruğa gelinmiştir. Çıktığımız sahilde gemiler yakıldığından geriye dönüş imkanı da kalmamıştır. Bugün 17. toplantısını yapacak olan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu artık son düzlüğe girmiştir.
Yasal, hukuki ve demokratik çerçeve
Hazırlanması gündemde olan, sınırları millet-devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır.
İmralı’ya gidilmesine ayak sürümeyin
Bundan sonra İmralı’ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir. Günlerdir süregelen İmralı’ya gidilsin mi gidilmesin tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde Terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa, İmralı’ya gidilmesine ayak sürümenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulmayacaksa sonuç nasıl alınacak, ilerleme nasıl kaydedilecek?
Üç arkadaşımla İmralı'ya gitmekten gocunmam
Şayet Meclis’te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum; alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim."
Rojava bu kez tehdit edilmedi
MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasında Rojava konusunda konuştu ama bu kez tehditler savurmadan, daha makul bir tonu tercih etti. Bahçeli'nin konuşmasının ilgili kısmı şöyle: "Suriye’de SDG/YPG’nin merkezi hükümetle entegrasyon müzakereleri, alınan mesafeler, bazı provokasyonların varlığına rağmen diyalogların günbegün makul bir çizgide seyretmesi kayda değerdir. Suriye Cumhurbaşkanı’nın ABD Başkanı ile gerçekleşen yapıcı ve olumlu görüşmesi, barışçıl arayışları kamçılamasının yanında, 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması için net mekanizmalar üzerinde uzlaşılması memnuniyet vericidir."
İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?
Bahçeli, konuşmasında milletvekili arkadaşlarına ve salondakilere seslenerek, "İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?" diye sordu, salondakiler ayağa kalkarak alkışlayınca "İşte milletin özü buradadır, milletin öz kararı da budur diye sesleniyorum" dedi. ANKARA
* * *
Geriye dönüşün olmadığı gösterildi
Siyaset bilimci Levent Köker, "Bahçeli’nin sözlerinin MHP Grubu tarafından ayakta alkışlarla mukabele görmesi, silahsızlanma, barış ve demokrasi hedefi bakımından artık kesinlikle geri dönüşü olmayan bir noktada bulunduğumuzu gösteriyor" dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarını MA'ya değerlendiren Prof. Levent Köker, Bahçeli’nin sürece sahip çıktığını ortaya koyduğunu belirtti. Prof. Köker, "Geçen haftaki konuşmasında içinde bulunduğumuz sürecin hedefini, Türkiye’nin 'yeni bir kurtuluş mucizesiyle zirveye tutunması' olarak tanımlayan Sayın Bahçeli, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun doğrudan Abdullah Öcalan’la temas etmesi gerektiğini en güçlü şekilde vurgulamaktadır. Sözü edilen hedefe ise ancak Kürt Özgürlük Hareketi'nin doğrudan katılımıyla mümkün olacağını da kesin olarak tespit etmektedir" dedi.
Komisyon için zorunluluktur
Komisyon'un bu aşamada, kendi içinden ve kendisinin uygun göreceği biçimde oluşturacağı bir heyetle İmralı’ya giderek doğrudan Öcalan’la temas etmesi ve bunu da bir an önce yapmasının güçlü bir beklenti hâline geldiğini belirten Prof. Köker, "Komisyon'un bu beklentiyi, yalnızca Sayın Bahçeli böyle söylediği için değil, sürecin gereği olarak mümkün olan en kısa sürede karşılaması, kanımca bir zorunluluktur. Devlet Bahçeli’nin bu sözlerinin MHP Grubu tarafından ayakta alkışlarla mukabele görmesini ekranlardan izleyen herkesin teslim edeceği üzere, silahsızlanma, barış ve demokrasi hedefi bakımından artık kesinlikle geri dönüşü olmayan bir noktada bulunduğumuzu gösteriyor. 'Milletin özü' ve 'milletin öz kararı' gibi hayli iddialı terimlerin kullanılması, bu kesinliğin açık bir işaretidir, aslında varolan bir durumun tespitinden çok, işlerin nasıl olması gerektiğini gösteren güçlü ifadelerdir" şeklinde konuştu.
Rojava'da çözüme çok daha yakın
Bahçeli'nin Rojava'ya ilişkin değerlendirmelerine de işaret eden Prof. Köker, şunları söyledi: ""Öyle sanıyorum ki Bahçeli, sadece Suriye’deki QSD-merkezi hükümet arasındaki müzakerelerde ortaya çıkan olumlu atmosferi değil, Kürt Özgürlük Hareketi’nin silahların yakılmasından sonra, Türkiye’den çekilme kararına ek olarak, en son Zap bölgesinden çekilmesine de atıfta bulunuyor. Aşırı iyimser bir yorum yapmak istemem ama Rojava ile ilgili sorunların çözülme aşamasına çok yakın bir noktada bulunduğumuzu söyleyebilirim. Bence Suriye’deki gelişmelerden görece bağımsız bir biçimde, Türkiye’nin kendi içinde demokratik entegrasyon yasalarının yanında, içlerinde 'umut hakkı'nın da bulunduğu AİHM kararlarının gereklerini yerine getirmek, hasta ve yaşlı tutukluların serbest bırakılmaları da dâhil olmak üzere, kapsamlı bir siyasi af konusunu ciddiye almak gibi acil yerine getirilmesi gereken işler vardır. Komisyon, İmralı’ya gidip gerekli temasları yaptıktan sonra hazırlayacağı ve Meclis Genel Kurulu’na yasalaştırmak üzere sunacağı teklifleri da içeren raporunda bu hususları mutlaka ayrıntılı olarak belirtmelidir." ANKARA
* * *
Komisyon devleti dinledi
Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında, Meclis Tören Salonu’nda toplandı. 6 Kasım ve 13 Kasım'daki ertelemelerin ardından Kurtulmuş ve Komisyon üyeleri 17. toplantı için bir araya geldi. Komisyon'da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın sunum yaptı. Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından toplantı, basına kapalı şekilde devam etti.
* * *
Adalet Bakanı: Takdir Komisyon'un
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları sonrası sorular üzerine, söz konusu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından karar verileceğini söyledi. Tunç, "Sayın Bahçeli'nin de bugün ifade ettiği İmralı'ya meclis komisyonunu ziyareti konusu, Türkiye Büyük millet Meclisi'ndeki Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun vereceği karar doğrultusunda bu gerçekleşebilecektir. Bu yöndeki takdir yetkisi tamamen Komisyon'a aittir, hep beraber bu yönde vereceği kararı bekleyeceğiz" dedi.












