Barış ve Demokrasi Platformları oluşturalım

DEM Parti
- DEM Parti Meclisi, demokratik güçlere, emek-meslek örgütlerine, inanç topluluklarına çözüm sürecinin toplumsallaşması için barış ve demokrasi platformları oluşturulması çağrısında bulundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Parti Meclisi'nin 22 Temmuz'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini açıkladı.
Suruç şehitlerini anan DEM Parti Meclisi, Suriye’de Alevi ve Dürzileri hedef alan saldırıları ve katliamları kınadı. Gazze’deki insani krize de dikkat çekti. Açıklamada, “Suriye ve Gazze’de yaşanan son gelişmeler de göstermiştir ki, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının bin bir emekle, özveriyle ve can bedeliyle kurduğu ve koruduğu Rojava Devriminin ortaya çıkardığı model, bölge halklarının geleceği için tek gerçek çözüm alternatifidir” dedi.
Somut demokratik adım
Açıklamaya göre, Parti Meclisi’nin ağırlıkta gündemi Barış ve Demokratik Toplum süreci oldu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “demokratik siyaset’ ve bütüncül hukuk” tanımlamasını hatırlatan DEM Parti, Meclis’te kurulacak komisyonun tarihsel bir işleve sahip olacağının altını çizdi ve şu çağrıyı yaptı: “Çatışmalı sürecin sonlandırılması tarihsel önemdedir. Bu adımın gereği olan yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi toplumda demokratikleşmenin de önünü açacaktır. Tüm toplumun sürece daha güçlü, inançlı ve kararlı katılımı, iktidarın gecikmeksizin somut demokratik adımlar atmasına bağlıdır. Sürecin zamana yayılmaya değil, güven inşa eden demokratik adımlara ihtiyaç duyduğu aşikardır.”
Halk toplantıları sonuçları
DEM Parti Meclisi, 1 Haziran’dan bu yana Türkiye ve Kürdistan’ın birçok yerinde gerçekleşen ‘Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları’ndan çıkan sonuçları da değerlendirdi. Bildirgede konuyla ilgili olarak, “Kadınların, gençlerin, emekçilerin, emeklilerin, inanç topluluklarının ve ekoloji hareketlerinin katılımı, meselenin yalnızca siyasal değil çok katmanlı bir toplumsal dönüşümü gerektirdiğini de ortaya koymuştur” denildi.
DEM Parti’nin “demokratik siyaset zemininin en temel aktörü” olduğu vurgusunun yer aldığı açıklamada demokratik güçlere, emek-meslek örgütlerine, inanç topluluklarına şu çağrıda bulunuldu:
“Barışı ancak birlikte büyütebiliriz, birlikte mücadele ederek toplumsallaştırabiliriz. Barışı demokrasiyle taçlandırabiliriz. Bu amaçla, halk toplantılarını daha geniş katılımlı yerel forumlara dönüştürelim; her il ve ilçede barış ve demokrasi platformları oluşturalım; hak ihlalleri, çevre talanı, kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve emek sömürüsünün her vakasını bu sürecin bir parçası olarak takip edelim. Halklarımıza barış ve demokrasi sözü verdik. Şimdi bu sözü demokratik hukukla, demokratik kurumlarla ve toplumsal katılımla gerçek kılma zamanıdır.” ANKARA










