Başûr köylerinde Türk terörü

Türk devleti işgal saldırıları, Başur

Türk devleti işgal saldırıları, Başur

  • Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Bağdat ziyareti öncesi tırmandırılan Başûr'un köylerindeki Türk devlet terörü, evlerin ve araçların bombalanmasının ardından bugün de yeni cinayetlerle devam etti. 
  • Türk ordusunun, Duhok’un Akre ilçesinin Dinartê nahiyesinin Napaxe köyü kırsalını bombalaması sonucu köylerine giden 58 yaşındaki Cafer Celal ile 48 yaşındaki eşi Tiana Muhammed katledildi. 

Türk ordusunun, Irak ve Federe Kürdistan'ın zımni iş birliğiyle sürdürdüğü işgal saldırıları sonucu yüzlerce köy boşaltıldı, geçim kaynakları tahrip edildi, onlarca köylü katledildi. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, Türk devletinin Kürtlerin Suriye'de statüsüz ve savunmasız bırakılması, PKK'nin de tamamen tasfiye edilmesi hedefiyle sürdürdüğü stratejinin parçası olarak Bağdat'a ziyareti öncesi, sırasında ve sonrası Türk devlet terörüyle de gösteri yapıldı. Son bir haftada köyler bombalandı, evler yakıldı, köylüler katledildi. Son olarak Dinartê kırsalında bir çift; Ranya'da dört kişi vurulan bir otomobilde katledildi.

 

 

Türk ordusu, bugün saat 09.00-10.00'da araziye çıkan sivilleri bombaladı. Napaxe köyü nüfusuna kayıtlı olan 58 yaşındaki Cafer Celal ile 48 yaşındaki eşi Tiana Muhammed, yaşadıkları Bamışmış köyünden Napex'e giderken bombardıman sonucu yaşamını yitirdi. Bamışmış köyü sakini Muhammed Said, Türk savaş uçağının saat 10.00 sıralarında bölgeyi bombalaması sonucu köylerinde yaşayan iki vatandaşın hayatını kaybettiğini söyledi. Muhammed Said, hayatını kaybeden köylülerin Napaxe köyündeki ineklerini kontrol etmeye giderken bombalandıklarını sözlerine ekledi. Gazeteci Naif Ramazan da Türk savaş uçaklarının, Bamışmış köyüne 6 km yakınlıktaki bölgeyi bombaladığını ve çiftin katledildiğini teyit etti. Gazeteci Ramazan "İki aile bugün havaların güzel olmasından ötürü bir takım işlerini görmek için araziye çıkmışlar. Kendileri Bamışmış köyünde yaşıyorlar. Napaxe köyüne yürüyerek giderlerken bombalanmışlar. Karı-koca yaşamını yitirmiş. Vurulan yerin yerleşim yerlerine çok yakın olduğu ve günlük olarak köylülerin sürekli kullandığı bir bölge olduğu söyleniyor. Edindiğimiz bilgilere göre hayvanlarını araziye çıkaran köylüler sık sık bölgeyi kullanıyor" dedi. 

Uçakların bombardıman sesinin birçok yerden duyulduğu ve hava sıcaklarının artmasıyla günlük işleri için araziye çıkan vatandaşlarda büyük korku, paniğe neden olduğu bildirildi. 

Ambulans gönderildi

İlçe Müdürü Serbest Sabrî de Türk bombardımanı sonucu cinayeti, Peregraf'a doğruladı. Sabrî, "Olay doğru. Olay yerine bir ambulans gönderdik" dedi.

 

Ranya'da otomobile saldırı

Gazetemiz baskıya hazırlanırken Türk ordusunun Ranya merkezde bir otomobili SİHA'ya vurduğunun görüntüleri ulaştı. Channel 8'in görüntü eşliğinde paylaştığı bilgiye göre; otomobildeki dört kişi de katedildi.  

Evleri havaya uçurdu

Türk ordusu, Hakan Fidan Bağdat'ta temaslarını sürdürüken 26 Ocak günü öğleden sonra, Türkiye'nin büyük askeri üslerinden birinin bulunduğu Batîfa bölgesinde SİHA saldırısı sonucu bir pêşmerge yaralandı. Batîfa Kaymakamı Farhad Mahmud, "Görev başında olmayan pêşmerge, Zreze bölgesinden eve dönerken vuruldu" diye konuştu. Zaxo'daki Sağlık Müdürlüğünden Amir Ali, yaralı kişinin 50 yaşındaki Casim Muhammed olduğunu ve durumun stabil olduğunu söyledi. 

 

Necip Mikail Eli

 

Evin etrafında PKK'li yoktu

Türk ordusu, zırhlı araçlarıyla girdiği Batîfa ve Bêgova yolu yakınındaki Dêmka köyünden Necip Mikail Eli'nin evini de bombaladı. Zaxo'da oturan ve telefonla evinin vurulduğunu bildirilmesi üzerine gelen Necip Mikail Eli, "Ne olduğunu soruşturduk, Türk SİHA'sının vurduğunu öğrendik. Ev 2018'de yapılmış ve sürekli kamerayla izleniyor. Bugüne kadar tek PKK'li orada görülmedi. Ben kendim için bu evi yaptım, kiraya da vermiyorum. Birilerinin orada olması mümkün değil. Niye evimi bombalıyorlar?" diye sordu. 

 

Muhammed Şerif Züber

 

Şilîn köyündeki ev de

Batîfa'nın Şilîn köyünde eski pêşmerge olan Muhammed Şerif Züber'in evi de Türk ordusu tarafından havaya uçuruldu. Muhammed Şerif Züber, evin çocukları tarafından temizlendikten 24 saat sonra bombalandığını belirterek, bunun artık önlenmesi gerektiğini söyledi. 

CPT de teyit etti

CPT'den Kamaran Osman da Türk ordusunun, asker kayıplarına misilleme olarak evi havaya uçurduğunu belirterek, "Bu, Cuma günü PKK gerillalarının köydeki Türk ordusuna ait karargâha düzenlediği saldırıda bir subay ve 7 askerin ölmesine  misilleme olarak gerçekleşti" dedi. Kamran Osman, olay sırasında evde kimsenin bulunmadığı bilgisi aldıklarını söyledi. 

Yol kapatılıp açıldı

Bombardıman ve çatışmalar nedeniyle Batîfa ve Bêgova arasındaki yol uzun süre trafiğe kapatıldı. Batîfa Kaymakamı, akşam saatlerinde, "Yol kısa bir süreliğine kapalıydı, ancak daha sonra yeniden açıldı" dedi.

Köyleri harabeye çevirdi

Amediyê'ye bağlı Derelûk kasabasının kırsalı Bergare Sıradağı eteğindeki Mijê, Kewnemejê, Gırgaş ve Spindarê köylerinin temsilcisi Azad Hemzo, köylerinin büyük bir mağduriyet yaşadığını, sık sık bombalanan köylerinde neredeyse yıkılmayan evin kalmadığını söyledi. Azad Hemzo, Temmuz'dan bu yana bombardımanların kesintisiz devam ettiğini ve son 15 gündür yoğunlaştığını belirterek, şunları söyledi: "Ekim'de yapılan incelemede, 84’ten fazla evin zarar gördüğünü ve bazı evlerin tamamen yıkıldığını tespit etmiştik. Ancak bu veriler artık eskidi. Üç köydeki toplam 122 hanenin neredeyse tamamı zarar gördü.”

Okul ve cami de 

Bombardımanlardan sadece evlerin hedef alınmadığına işaret eden Hemzo, “Kewnemejê köyünün camisi ve okulu, Mijê ve Spindarê köylerinin okulları ile Mijê sağlık merkezi tamamen yıkıldı” dedi. Köylerin boşaltılmasının hükümetin talimatıyla gerçekleştiğini belirten Hemzo, başta bunun geçici olduğu söylense de hâlâ köylerine dönememiş olduklarını ifade etti.

Hemzo'nun verdiği bilgilere göre; bu köylerde yaklaşık 2 bin kişi yaşıyordu. Toplamda 112 ev inşa edilmişti. Ancak halkın çoğu tarım yapamadığı ve köylerini terk etmek zorunda kaldıkları için borçlandı. Şimdi bu borçları ödeyemiyorlar. Gırgaş’taki büyük bir yerleşim projesi, Spindarê’deki uzun süreli tarım faaliyetleri ve Mijê ile Kewnemejê’deki çiftlikler, köylerin boşaltılması nedeniyle hayata geçirilemedi.

Garê Dağı çevresindeki yasak

Garê Dağı çevresindeki 20’den fazla köyde yasak uygulandığını belirten Hemzo, “Halk köylere giremiyor, hayvanları ve tüm eşyaları köylerde kaldı. Arıcılık yapanlar vardı. Kovanlarını bile alamadı. Gün geçtikçe savaş daha çok köyleri etkiliyor. Hükümetten birçok kez bu soruna bir çare bulmasını istedik, ancak hala sorunlarımız çözülmüş değil” diye konuştu.

Yerleşim yerlerine yaklaştıkça

CPT'den Kamran Osman, 1990'lı yıllardan bu yana Türk saldırıları nedeniyle 170 köyün terk edilmek zorunda kaldığını belirterek, Türk devletinin Garê'ye daha kapsamlı hedefinden vazgeçmediğini söyledi. Türkiye daha yoğun nüfuslu bölgelere yaklaştıkça, yerel halk için riski her geçen gün artıyor. Kamuran Osman, geçen yıl 15 Haziran'dan itibaren yaklaşık 6 bin 747 hektar alanın bombardıman sonucu yakıldığını belirtti. 

Geçen sene 33 kişi katledildi

Türk devletinin geçen yıl doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarında en az 33 kişi katledildi, 19 kişi de yaralandı. Bağdat ve Hewlêr ise Türk devletinin işgal saldırıları ve savaş suçları karşısında sessizliğini koruyor.

Türkiye'nin eli 'rahat'

Türkiye, yıllardır Federe Kürdistan ve Irak topraklarına tecavüz ediyor. Federe Kürdistan'da bir üs ağı var, Aralık 2017'den beri giderek yerleşiyor ve işgal alanlarını genişletmeye çalışıyor. Saldırılarının sivillere yönelmesinden de imtina etmiyor, çünkü herhangi bir müeyyideyle karşılaşmıyor. Iraklı yetkililer, zaman zaman ülkelerinin egemenliğinin ihlal edildiğinden şikâyet ediyordu, ancak Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan'ın 22 Nisan'daki ziyaretiyle birlikte buna da son verdi. İmzalanan 27 anlaşma ve mutabakat zaptı arasında en önemlisi, Basra'dan Türkiye sınırına kadar 17 milyar dolarlık Kalkınma Yolu projesiydi. Bu, Katar'ın da destek verdiği bir proje. Bağdat, Erdoğan varmadan 14 Mart'ta PKK'yi ilk kez resmen 'yasaklı örgüt' ilan etti ama ziyaret sonrasında da  Ankara'nın umduğu gibi 'terör örgütü' olarak ilan etmedi.

Bazı analistlere göre; Bağdat hükümetinin, Türk saldırganlığını önleme öncelliği yok. Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti, Federal Irak içinde siyasi istikrar sağlayabileceğini, vatandaşlarının suya ve kamu hizmetlerine erişimini iyileştirebileceğini ve ticareti canlandırabileceğini göstermeye odaklandı. Irak Sınır Kuvvetleri Komutanı Muhammed Abdul Vahab Sukkar, 24 Haziran'daki açıkalamasında Türkiye ile ortak bir koordinasyon merkezi kurulduğunu söyledi. Türk Savunma Bakanı Yaşar Güler, 8 Temmuz'daki açıklamasında "Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca 30-40 kilometre derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturmak ve bölgeyi teröristlerden tamamen temizlemek konusunda kararlıyız" dedi.

 

 

Fidan yine oradaydı

Türk Dışişleri Bakanı, Irak'ın iki Kürt sınır muhafızının öldürülmesinin henüz netleşmeden fail olarak PKK'nin gösterilmesinin ardından Bağdat'a ulaştı. Fidan, Bağdat ziyareti kapsamında Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Irak Savunma Bakanı Abbasi ile görüştü; Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani tarafından kabul edildi. Bakan Fidan, ayrıca Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan'ı ve Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım Araci'yi ayrı ayrı kabul etti.

Fidan ile mevkidaşı Fuad Hüseyin, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 

Türk tezlerini sıraladı

Fidan, Kalkınma Yolu Projesi'ne özel önem atfedildiğini belirterek, projeyi süratle hayata geçirebilmek için atılması gereken adımlardan ele aldıklarını söyledi. Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolara yaklaştığını kaydederek, kalıcı istikrar ve refahın tesisi için güvenliğin tam sağlanması gerektiğin savunan Fidan, sözü asıl derdi olan PKK'ye getirdi. PKK'nin Irak'ın egemenliğini ihlal ettiğini ve ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğunu, Irak devletine pazarlayan Fidan, "PKK, Türkiye'yi de Irak'ı da Suriye'yi de hedef almaktadır. Ortak bir mücadele yürütmek zorundayız. Tüm imkanlarımızı birleştirip PKK'yı yok etmeliyiz. Irak'tan nihai beklentimiz, yasaklı örgüt ilan ettiği PKK'yı aynı zamanda terör örgütü olarak da tanımasıdır" dedi.

QSD'yi bypass etmek için

Hakan Fidan, bir süredir ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon'a ve Arap devletlerine pazarlamasını yaptığı DAİŞ'e karşı mücadele QSD'nin bypass edilmesi, dolayısıyla Kürtlerin Suriye'de statüsüz ve savunmasız bırakılmasının yolununun daha rahat açılması tezini burada da savundu. Zaten Suriye'deki HTŞ'yi kendinden bilen Fidan, Irak tarafıyla DAİŞ'e karşı ortak mücadelenin nasıl ilerletebileceğinin de konuşulduğunu dile getirdi. Fidan, "Irak ile Suriye'deki yeni yönetim arasında yakın ilişki tesis edilmesini arzu etmekteyiz" dedi. 

Hüseyin'e göre PKK konuşulmadı

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ise iki ülke arasındaki siyasi ve enerji konularıyla su meselesi, ticari ilişkiler ve Türk şirketlerinin Irak'taki durumunu değerlendirme imkanı bulduklarını belirterek, "Irak ile Türkiye arasında Suriye'deki duruma ilişkin nasıl tavır takınılacağı (Irak'ın) konusunda bir mutabakat var. Şam'daki yeni yönetimle sürekli temas halindeyiz ve çeşitli konularda koordinasyon sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye de zaten Şam'daki yeni yönetimle sürekli temas halinde" dedi. Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin, Fidan'ın aksine sınır güveliği ve terör örgütü DAİŞ'yle mücadeleyi de ele aldıklarını belirterek, PKK'den söz etmedi. 

Suudi gazetesine konuştu

Fidan, ayrıca önceki gün Suudi Arabistan merkezli Asharq News televizyonuna konuştu. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Mısır, Ürdün ve Irak gibi bölge ülkeleriyle bir araya gelerek daha fazla istikrarı önceleyen bir politika üretmeye çalıştıklarını belirten Fidan, bu coğrafada Kürtler yaşamıyormuş gibi "Arapların, Türklerin, Farsların yaşadığı coğrafyanın kaderi artık değişmeli" dedi. Fidan, Arap Birliği, Körfez ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Avrupa Birliği (AB), ABD ve diğer bölgesel ve küresel teşkilatlarla Suriye'nin yeniden kalkınması için neler yapılabileceğine odaklandıklarını dile getirdi.

Bütünlük ve egemenlik

Fidan, MGK'de de karar altına aldıklarının Türk tipi ulus devleti Suriye'ye dayattıklarını şu sözlerle ifade etti: "Suriye'deki yeni yönetimin artık bölge için bir tehdit teşkil edecek yapıda olmaması, PKK'ye asla yer verilmemesi. Ülkenin toprak bütünlüğünün, siyasi egemenliğinin tam olarak sağlanması. Suriye'den bizim beklentimiz bu. Esas itibarıyla önceki rejimden de biz bunu bekliyorduk."

Fidan, Suudi Arabistan ile Türkiye arasında Suriye bağlamında yapılan koordinasyonu Akabe, Kahire ve Riyad'ta düzenlenen toplantılarla en üst seviyeye çıkardıklarını belirterek, "Suudi Arabistan ile Türkiye'nin Suriye'deki yeni yönetimden beklenen şeyler, hususlar ve yapılması gerekenler konusunda hiçbir farklılığı yok, görüş ayrılığı yok" iddiasında bulundu. 

ABD ile sorunu da Kürtler

ABD ile Suriye'deki Amerikan politikası konusunda anlaşamadıklarını belirten Fidan, yeni dönemde en üst düzeyde anlayış birliğine ulaşmayı umduğunu ve bunun için çalışacaklarını dile getirdi. Suriye'deki yeni yönetimin YPG'ye silahları bırakması için çağrıda bulunduğunu anlatan Fidan, "YPG'nin silahlarından vazgeçmiyorum demesi kabul edilebilir bir durum değil. Bu şu anda Suriye'nin kendisi için bir problem. Suriye'de yeni dönemde bir terör örgütünün bu şekilde faaliyet gösteriyor olması kabul edilemez" dedi. 

QSD'yi bypass formülü açtı

DAİŞ'lilerin hapishanelerde kalmalarını sağlayacak, QSD'yi de silahsızlandıracak formülü de bulduklarını söyleyen Fidan, formülünü şöyle izah etti: "YPG silahlarını bırakacak, Şam'daki yeni yönetim hemen hapishaneleri ve kampların yönetimini devralacak. Türkiye olarak biz bu konuda destek vermeye hazırız, biz ve diğer ülkeler, hiçbir problem yok. Amerika'nın zaten önceliği DAİŞ mahkumlarının dışarı çıkmaması. Bunun formülü çok basit." HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.