Batan ekonomi ve Erdoğan istifa sloganları

• 2022’nin İlk ayında başlayan, Şubat'ta Erdoğan istifa-hükümet istifa sloganlarında kimlik bulan direniş, önümüzdeki süreçte  daha büyük toplumsal direnişlerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

ROBERT PEKÖZ

Erdoğan’ın kurumuş bir yaprak gibi, dalda kalma şansı bulunmuyor. Çırpınıyor düşmemek için. Ancak rüzgar bu sefer farklı esiyor. Hükümet istifa, Erdoğan istifa ilk defa bu kadar korkusuzca halkın dilinde. Daha cesaretli bir muhalefet olsa, seçime gerek kalmadan Erdoğan kaçacak yer aramaya başlar.  

İsyan  açlığın ve yoksulluğun acı bir çığlığıdır. Zamansız seslerin gürültüsü ürkütücü olur. Gecenin yatağında gün aydınlanırken, gülmeyen yüzlerin günaydın sesiden kin çıkıyor. Zamansız seslerin dalgası coşkulu ve korkusuzca yayılıyor. Yoksulluğun açlığa dönüştüğü bir sürece karşı, sesler ortak değerler üzerinde birleşmiş görünüyor. 

21. Yüzyıla damgasını vuracak olan düşsüz uykuların zamansız haykırışı, yeni bir tarih yazmaya aday görülüyor Türkiye de.  Acıların gölgesinde düş görenlerin eylemleri kararlılık taşır. Yoksulluk, kin aynı heyecan için de ekonomik özgürlük arıyor. Karanlıktan çıkmanın tek yolu bir güçlü direniş olduğu bilinci hızla anlam kazanıyor. Sol bu gerçeği görmeli ve örgütlü bir mücadeleye hazır olmalı.

Doğacak en güzel sabahın efendileri olmaya hazırlanan toplumun ezilmişleri, şimdi yaşadıkları problemlerin ve sıkıntıların nedenlerini sorgulamaya başladılar. Umudu, güzeli, aşkı, adaleti, eşitliği, kardeşliği ve barışı arayan Türkiye halklarının yoksulluk sesini ilk etapta ironik bir aşağılamayla karşılayan Erdoğan ve Bahçeli ikilisi, şaşkın ördeğe dönmüş durumda. Halkın sesini yükseltmesi ve eylemcilerin kararlı duruşu karşısında, bu sefer başka bir kimliğe bürünmek zorunda kalan bu iki şarlatan ekonomik krizi kabul etmiş durumdalar. Yarınlarına güven duymayanlar, geleceğe kuşku ile bakanların   ayak sesleri bütün Türkiye’ye yayılmaya başladı. Sarayın sahipleri  endişelerini gizleyemez duruma geldiler.
‘Ekonomist lider’  (diploma yok, ama benim branşım ekonomidir diyor)  devasa bir kriz yarattı. Krizden çıkmak için özel bir mücadele vermiyor.  Sadece palyatif çözümlerle 2023 seçimine hazırlanıyor. Ancak ekonomik kaos düşünülenden daha büyük olduğu için, palyatif önlemlerin ve algı yöntemlerinin ömrü de bazen birkaç saat, bazende bir günü doldurmadan çözülüyor. Her gün birkaç yalan birden söylemek zorunda kalıyor. Baş vurduğu algı operasyonların sırrı,  bir kelebeğin ömründen daha az oluyor.  

Asgari ücreti % 48 arttırarak,  gelecek  % 125-150 zamları kamufle etme gerçeği kısa zaman anlaşıldı.  Dinci bir diktatörün,  şeytanı bile kıskandıracak kadar bir dolandırıcı ve sahtekar olduğu yavaş yavaş anlaşılıyor. İngiltere'de, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ve başka devletlerde kredi dilenmeye başlayan Recep,  batırdığı gemiyi kurtarma şansı kalmadı. “İtibardan tasarruf olmaz” diyen ‘ekonomist’ halkın yarattığı zenginliği hoyratça çevresine dağıttı. Önce kendisini, sonra çevresini zenginleştirdi. Halkı ise açlıkla karşı-karşıya getirdi ve büyük bir yoksulluk yarattı.

Devlet polisiyle, ordusuyla haklı bir direnişi kırmak için saldırı halinde. İçişleri bakanı denen bir soysuz, halkın hak arama mücadelesini kanla bastıracak kadar korkak ve zavallı biri. Erdoğan'ın kullandığı bu piyon, sarayın emrinde bir katil gibi halkın mücadelesine engel olmak için, başvurmadığı kötülük kalmadı. Türkiye de yeni bir tarihsel süreç hızla olgunlaşıyor. 2022’nin İlk ayında başlayan, Şubat'ta Erdoğan istifa-hükümet istifa sloganlarında kimlik bulan direniş, önümüzdeki süreçte  daha büyük toplumsal direnişlerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Halkın spontane eylemleri korku atmosferini kırmış durumda. Halk sadece önderlik arıyor. Muhalefet (HDP hariç) Erdoğan’ın yarattığı korku ikliminden etkilenmeye devam ediyor. Güçlü bir direniş ve isyan için halkın öfkesi kine dönüşüyor. Diktatörlerin tek korktuğu halkın meydanlara çıkmasıdır. Muhalefet korkusunu gizlemek için, nedenler uydurmaya devam ediyor.