BDP yeni formatıyla


BDP 3. Olağan Kongresi, dün Ankara'da İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Konferans Salonu'nda yapıldı. Kürtçe ve Türkçe yapılan açılış konuşmalarının ardından divan eşbaşkanlıklarına Fırat Anlı ve Leyla Güven seçildi. Divan eşbaşkanlarının kısa selamlamaları ve saygı duruşundan sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kongre mesajı, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken tarafından okundu.
Öcalan'ın mesajı
Öcalan'ın kongreye gönderdiği mesajın tamamı ise şöyle: "Yaşadığımız koşullar gereği yenilenmeye şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. 20 yılı aşan partileşme geleneğiniz maalesef bir türlü demokratikleşemeyen Türkiye gerçeği nedeniyle ağır antidemokratik saldırılar altında varlığını bugünlere kadar taşırmayı başarsa da hakkettiği kazanımlara ulaşamamıştır. Bunda iyi niyet ve çabadan bağımsız olarak demokratik bir parti ve hareket olmanın özgünlüklerinden bahsediyorum. Kendim 20 yılı aşkındır hareketinize olan katkımı hep ifa etmeye çalıştım. Vardığım sonuç hep köklü reformlara ihtiyaç olduğuydu. Bugün de aynı kanıdayım. İki yönde reforma şiddetle ihtiyaç vardır:
* Esas olarak temsil etmeye, iradesi olmaya çalıştığımız Kürt toplumu, halkı ve ulusu için Türkiye koşullarında, onun devletsel, hukuki, siyasal, sosyal ve ekonomik gerçekliğinde en doğru mekânsal konumlanmanın ve iradeleşmenin partisel ifadesi bölgesel demokrasi veya demokratik bölgeler partisi biçiminde olabilir. Yani özde ve biçimde genelde Türkiye demokrasisine, özelde Kürt sorununun demokratik çözümüne bu adlardan biri altında daha somut, gerçekçi olarak hizmet edilebilir. Dikkat edilirse sadece ad değişikliği önermiyorum. Hem genele hem özele hizmet edebilecek çok anlamlı bir çıkış hamlesinin formülünü sunuyorum.
* İkinci önemli reform önerim ise "de facto" da olsa kendini yenilerken resmi ifadesini Türkiye'nin geneline hizmet etmek durumunda olan HDP çalışmalarında bir güç olarak yer almasıdır. Bu yer alış mekanik değildir. Diyalektik ve resmi toplum gereğidir. Türkiye 60 yılı aşkındır Gladionun ayrıştırma ve çatıştırma pratiğine kurban edilmektedir. Bu oyun günümüze doğru da en çok Kürtler üzerinde tezgâhlanmaktadır. HDP’ye yönelik saldırıların altında da bu gerçeklik yatmaktadır. Bu oyunu ancak hem bölgesel, yerel demokrasiye ilkesel yer vermeyi hem de ulusal düzeyde resmi bir çatıda bütünleştirmekle bozabiliriz. Kuşkusuz, bunu sadece bir çatı olarak değil, demokratik ulus toplumunun asli bir kurumsallaşma çalışması olarak değerlendirmek gerekir. Yani Türkiye gerçeğinde yerel ve ulusal demokrasi aynı oranda örülmeden kapitalizmin, günümüzde neoliberalizmin Gladio kapanından sağlıklı bir çıkış gerçekleştirilemez.
Kadro eğitimi
Bu iki ana husustaki reformla bağlantılı olarak yeni partileşmenizin en bariz niteliği ve toplumun en çok ihtiyacını duyduğu husus ideolojik- örgütsel kadro eğitimidir. Geçen 20 yıl maalesef en donanımsız ideolojik ve örgütsellikten yoksun kadrolarla daha doğrusu kadrodan yoksun olarak yürütülmeye çalışılmıştır. Güncel politikanın ürettiği ihtiyaç duyduğu kadroları yetiştirmeden başarılı bir pratik sergilenemez.
Yeni parti esas olarak bir kadro yetiştirme okuludur. En ağır basan yönü siyaset akademisi olma yönüdür. Toplumun her alandaki ihtiyaçları için kadro oluşturma ve örgütlemesidir. Amatörlerle bu işin yürümediği yeterince açığa çıkmıştır. Yeni parti yönetimi kolektif iradesi olmaya çalıştığı toplumun her alandaki (8 alanı müzakereler için önermiştim.) ihtiyaç için yeterli kadro eğitmeyi yeterli ve yedekli örgütlemeyi ve bunu tüm bölgelere yaymayı sağlamadan başarılı olamaz.
Güncel politikanın icracısı değil
Diğer bir husus da resmi siyasal politikayı ulusal partiye ve belediyelere bırakması, kendi yönetimlerinin HDP ve belediyelerin resmi meclislerinde yer almamasıdır. Kısacası güncel pratik politikanın icrasını HDP ve belediye organlarına bırakırken kendilerini daha orta ve uzun vadeli kalıcı kadrolaşmaya ve tüm toplumsal çeperlerde örgütlemeye hasretmelidir. Bu ayrımın daha başarılı sonuç vereceği kanısındayım. Bu iki platform arasında geçişkenlik olmayacak anlamına gelmez. Tersine daha yerinde ve zamanında başarılı geçişkenlikler için fırsat sağlar.
Demokratik ulus modeli
Diğer bir husus demokratik ulus modeline uygun bir alt yapı ihtiyacı bizi bu tür bir reforma zorluyor. Türkiye' de çok güçlü olan karşılıklı inkârcı kutuplaşmayı doğuran şoven milliyetçilikleri aşmak için demokratik ulus modeline bölgesel demokrasiyle en uygun biçimde varılabilir. Ayrılıkçılığa savrulmayı sözde en katı ulus devletçiler yol açmaktadır. Bizler ne ideolojik, ne pratik olarak milliyetçiliğin bu oyununa gelemeyiz.
Sonuç olarak BDP'nin bu yönlü gerçekleştireceği reform güncel politik tıkanmayı, kilitlenmeyi açacak en uygun taktik adım olarak değerlendirilmelidir. İlerde gerektiğinde yeni taktik adımlar ve stratejiler geliştirilebilir. Örneğin seçimlerde iki gruba yetecek kadar milletvekili seçilirse her iki partinin de grupsal temsili uygun bir taktik olabilir.
Başarı diledi
Son savunmalarımda özellikle Demokratik Ulus Çözümünde fazlasıyla bahsettiğim bu pratik hususlar için yeterli teorik ve pratik- politik tespitler vardır. Su gibi özümsemeden, ihtiyaç duymadan demokratik çözüm çabanızdaki katkılarınızın yeterli olmayacağını bilerek yeni dönemin parti görevlerine yoğunlaşmalı ve bunun gerekli kıldığı arzuyu, azmi ve iradeyi mutlaka kendinizde gerçekleştirmelisiniz. Tarzını ve temposunu tutturacak çabayı sergilemelisiniz. Tarih hayati sorunların başka türlü çözülemeyeceğinin sayısız örnekleriyle doludur. Başarı dileklerimle selamlarım.”
Mesajın ardından konuşmalar
Mesajın ardından konuşan BDP MYK üyesi Mehmet Ayhan, çalışmalarının temel hedefinin ise Demokratik Özerkliği kurumları ile birlikte inşa etmek olduğunu belirtti. Ayhan'ın konuşmasının ardından ise eşbaşkan adayı Emine Ayna konuştu. Ayna, "Buradan Başkan Öcalan'a şunu belirtmek istiyoruz. Her partinin kısa ve orta hedefleri olur. Bizim en kısa hedefimiz Başkan Öcalan'ın özgürlüğü olacaktır" dedi. Ayna, sürece ilişkin talepleri ve beklentileri olduğunu bunu meşru zeminde planlayacak olan parti olacaklarını söyledi.
Diğer eşbaşkan adayı Kamuran Yüksek de sistem analizi yaparak, neden Demokratik Özerklik ve demokratik ulus modelini tercih ettiklerini izah etti. Yüksek, "BDP toplumun dönüşümünün partisi olacaktır. Toplumun kendi kendini yönetebileceği parti olacaktır. Yerinden yönetimi ve demokrasiyi esas alan kadroların yetiştirilmesini sağlayacak olan parti olacaktır. O nedenle Demokratik Bölgeler Partisi, Türkiye ve Kürtlerin geleceği için yapılanan sürecin kadrolarını yetiştiren parti olacaktır" diye konuştu.
HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ise, konuşmasına salonda bulunanları Kürtçe selamlayarak başladı. Yüksekdağ, şunları söyledi: "Sadece Kürdistan bakımından değil Türkiye toplumunun demokratikleşmesi bakımından da BDP'nin bu zamana kadar ortaya koyduğu politik tutum ayırt edici olmuştur. Demokratik Özerklik fikri ve projesi sadece Kürdistan için değil, HDP'nin Türkiye toplumunun da ihtiyacı olduğunu gösterdiği bir yaşam mücadelesidir. Demokratik Özerkliğin inşası sadece Kürdistan'ın değil bütün Türkiye'nin mücadelesidir. Demokratik Bölgeler Partisi bu yürüyüşünde asla yalnız olmayacak."
Kongre konuk konuşmaları ve tüzük tartışması ile sürdü.
BDP artık DBP
Adı Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değişen partinin eşbaşkanlığına Emine Ayna ve Kamuran Yüksek seçildi. Partinin amblemi için varolan amblem bir süre daha kullanılacak. Parti Meclisi (PM) ise 60 asil, 16 yedek üyeden oluştu. Asil üyelerin isimleri şöyle: Meryem Adıbelli, Salih Akdoğan, Talat Aktaş, Sercan Aktaş, Sara Aktaş, Selçuk Aktürk, Gülbahar Alpsoy, Hayrettin Altun, Çimen Altürk, Berat Anlı, Mehmet Arslan, Mehmet Ayhan, Fikriye Aydın, Gülistan Balkaş, Yüksel Baran, Dilan Bilen, İbrahim Bilmez, Berat Birtek, Miraz Bizen, Ayşegül Çoban, Miraz Çallı, Melek Çetin, Tuğba Çoban, Semra Demir, Pero Dündar, Cihan Ekin, Yahya Figan, Turan Genç, Müjdat Gür, Mehmet Güzel, Çimen Işık, Yavuz Karaoğlu, Pelgüzar Kaygusuz, Herdem Kızılkaya, Hüseyin Koçuk, Fırat Küçükaslan, Sabahat Onar, Mekiye Ormancı, Dilek Öcalan, Zeynep Özbeci, Ömer Öner, Alican Önlü, Ercan Özcan, Emine Özmen, Adalet Polat, Sırrı Sever, Şahabettin Sırma, Dilan Sonsuz, Sevda Subaşı, Xece Şen, Mazlum Tekdağ, Felemez Tekel, Naim Türköz, Menmet Sait Üçlü, Netice Vuran, Özlem Yanat, Ramazan Yıldız, Bilnur Yıldız, Hüseyin Yılmaz ve Muhammed Zengin.
Merkez Disiplin Kurulu Asil Üyeleri ise “Ahmet Doğan, Sevim Dursun, Lütfiye Gürbüz, Mensur Işık ve Mehmet Nuri Özmen” den oluştu.
ANKARA
