Ben sadece bir gazeteci değildim

Egîd Roj

Egîd Roj

  • Türk devleti, bir Kürt gazeteciyi daha katletti. Ronahi TV muhabiri Egîd Roj (Şervan Sîdo), önceki gün Tişrîn Barajı'ndaki direnişi takip ederken SİHA saldırısı sonucu şehit düştü.
  • Egîd Roj, bir savaşçı gibi tüm savaş cephelerinden direnişi kamuoyuna ulaştırdı. Efrîn, Şehba, Halep ve son olarak Tişrîn'de hem savaşçıların hem de halkın yanındaydı. 
  • Şöyle diyordu: "Arkadaşlar, ben sadece bir gazeteci değildim, aynı zamanda bir tarih tanığıydım. Keşke Efrîn'in kurtarıldığını görebilseydim ama halkımız bu zafer ve dönüşü yaşayacaktır."

QSD Medya Merkezi, gazeteci Egîd Roj’un 15 Şubat'ta Tişrîn Barajı’na yönelik Türk saldırısında şehit düştüğünü duyurdu. 

Türk ordusu ve bünyesindeki çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye yönelik saldırılarını sürdürüp işgal alanlarını genişletmeye çalışıyor. Kendisi için her açıdan önemli olan Tişrîn bölgesini hedef almayı başladığı iki aydan beri QSD savaşçıları, halk büyük bir direniş sergiliyor. Direnişi ve Türk saldırganlığını kamuoyuna duyuran Kürt gazeteciler de katlediliyor. QSD Medya Merkezi, 15 Şubat’ta gazeteci Egîd Roj'un (Şervan Sîdo), Tişrîn Barajı’nda halk eylemlerini takip ederken hedef alındığını ve şehit düştüğünü bildirdi. Medya Merkezi, Nazım, Cihan ve Egîd gibi gazetecilerin, baraj direnişindeki tüm halkıın gözü, kulağı olduğunu, işgalci devletin özel savaştaki yenilgisinde başlıca rol oynadığını vurguladı. QSD Medya Merkezi, "Basını hedef alan bu saldırıların amacı halkımızı korkutmak, çete gruplarına özgüven sağlamak ve Tişrîn direnişini zayıflatmaktır. Şu gerçek iyi bilinmelidir ki; halkımız 40 günü aşkın bir süredir tüm saldırılara ve tehlikelere rağmen barajdaki direnişini sürdürmektedir. Çeteler korku içinde ve iradesiz kalmış, savaş alanlarından kaçar hale gelmiştir. Tişrîn Barajı direnişi ise her zamankinden daha güçlüdür. Hiç şüphesiz Egîd Roj gibi kahramanlar, bu direnişin kamuoyuna duyurulmasında büyük bir emeğin sahibi olmuştur" dedi. 

 

 

Efrînliydi, Efrîn ile yaşıyordu

Egîd Roj, Efrîn’de Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin içinde yer alan, birçok şehidi olan yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Genç yaşta, 2012’de Rojava Devrimi’nin gelişimiyle birlikte devrimin savunma çalışmalarına katıldı. Ardından geçtiği basın alanında devam etti. Efrîn, Şehba ve Halep savaşlarında, bu bölgelerin kurtuluşu için verilen direnişi takip etti. Efrîn'e yönelik 2018'deki işgal saldırılarında, iki ay boyunca savaş cephelerinde, savaşçıların yanında direnişi takip edip belgeledi. Şehba bölgesindeki kamplarda kalan halkın durumunu, her tarafa duyurmaya çalıştı, uzun yıllar bölgede çalıştı. Son olarak Tişrîn Barajı’nda sivil eylemleri takip ediyordu.

Bir savaşçı gibi tüm cephelerde

Egîd Roj, bir savaşçı gibi tüm savaş cephelerinde, Rojava Devrimi’nin her mevzisinde yer aldı, direnişi kamuoyuna ulaştırdı. Özgürlük Kürt basın geleneğini kendinde yaşattı, hiç taviz vermedi. 

QSD Medya Merkezi, tüm uluslararası kuruluşlara ve gazetecileri korumakla görevli kurumlara, gazetecilerin hedef alınması suçuna karşı sessiz kalınmaması için çağrıda bulundu. 

 

 

Son sözlerimi yazıyorum

ANHA, gazeteci Egîd Roj'un işgalci Türk devleti tarafından katledilmeden önceki bir mesajını paylaştı. Mesajının bazı bölümleri şöyle:

"Savaşın kalbinden size son sözlerimi yazıyorum. Bomba sesleri, etrafımdaki her şeyi yok ediyor. Her zaman gücümüzün ve umudumuzun kaynağı olan tertemiz topraklarımızda sizlere henüz kitaplara geçmemiş kahramanlıklardan ve sadece burada bulunanların gördüğü pencereden yazıyorum. Efrîn'in dağlarındaki, Şehba kamplarındaki ve şimdi de Tişrîn Barajı'ndaki direniş, hayalimizi yaşatmak için mücadele eden kahramanlarımızın her anını, her kalp atışını, her bakışını hatırlayacağım en yüksek sabır ve iradenin ifadesiydi.

Ölmeyen umut dalgası

Bu karanlığın ortasında, her direnişçinin yüreğinde bir ışık vardır. Hiçbir zaman ölmeyen bir umut dalgası var. Evet, ben zaferi kendim göremeyebilirim ama Efrîn şehrimin bir gün özgür olacağına inanıyorum. Efrîn, adaletsizliğin en acımasız güçlerine karşı direncinin en üst düzeyde örneklerine sahne olmuştur. Buradan, baraj direnişinden size şunu söylüyorum: Ümitsizliğe kapılmayın, ümitsizliğin yüreğinize girmesine izin vermeyin. Çünkü başarı mutlaka gelecektir.

 

 

Efrîn hep ilham kaynağım

Efrîn sokakları tıpkı mutlu günlerindeki gibi coşku ve umutla dolacak. Umarım çocukları korkmadan geri döner, mahallelerinde oynar, özgürlük güneşi dağlarında parlar, işgal karanlığını dağıtır. Yüreğimle, ruhumla sevdiğim; her zaman ilham kaynağım olan Efrîn, ne kadar zaman geçerse geçsin bu duygu asla bitmeyecek.

Başarı kolay gelmez ama güçlü bir iradeyle başarı mutlaka gelecektir. Önder Öcalan'ın mesajını taşıyan ve zaferin kapılarını açan özgürlük savaşçılarının gücüne inanıyorum. Ruhları özgürlük ve cesaret fikrine bağlı olan bu savaşçılar, Kürdistan ve Efrîn tarihini yazacaktır.

Size büyük bir heyecanla yazıyorum. Yaşama ve özgürlüğe inananların yüreğinde hâlâ umut var. Annemin, babamın, kardeşlerimin, dostlarımın, akrabalarımın yüreklerinde umut atıyor. Özgürlük bayrağını taşıyacak kahramanlar sizlersiniz. Bu karanlığa siz son vereceksiniz. Kürdistan'ı ve Efrîn'i aydınlatacaksınız, dönüş ve zafer hayalimizi gerçekleştireceksiniz.

Efrîn, Efrîn halkınındır

Mücadele eden halkımıza, hedefinizden sapmamanızı dilerim. 8 yıldır toprağımıza dönmek için mücadele ediyoruz. Büyük bir fedakarlık yapıldı. Efrîn, toprağı ve zeytini, Efrîn halkınındır. Bu direncin daha da güçlendirilmesi gerekiyor.

Arkadaşlar, ben sadece bir gazeteci değildim, aynı zamanda bir tarih tanığıydım ve hayatımın son anına kadar da öyle olmaya devam edeceğim. Keşke Efrîn'in kurtarıldığını görebilseydim ama ben inanıyorum ki; halkımız bu zafer ve dönüş duygusunu yaşayacaktır."

 

 

Basın Dairesi’nden çağrı

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Basın Dairesi de işgalci Türk devletinin Tişrîn Barajı'na yönelik saldırıları ve gazeteci Egîd Roj'un şehit düşmesine ilişkin açıklama yaptı. Basın Dairesi , şunları kaydetti: "Şehit Egîd Roj’un ailesine, tüm gazetecilere, basın emekçilerine, Kuzey ve Doğu Suriye halkımıza başsağlığı diliyoruz. Aynı zamanda işgalci Türk devleti ve çetelerinin suç ve saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Türk devleti, savaş zamanlarında gazetecilerin korunmasına ilişkin tüm uluslararası yasa ve standartları ihlal ediyor. Gerçeği duyurmanın her şeyden önce ulusal ve yurtsever bir görev olduğunu vurguluyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'deki gazeteciler de bu suç ve saldırıların gerçekliğini görüyor.  Dolayısıyla bu saldırılar onları gerçeği ortaya çıkarma misyonundan alıkoyamayacak. Gazetecilerin korunması konusunda duyarlı uluslararası tarafları, işgalci Türk devleti ve onun paralı çetelerinin gazetecilere yönelik uygulamaları karşısında bir kez daha sessizliği bozmaya çağırıyoruz."

DFG: Savaş suçudur

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) de gazeteci Egîd Roj'un, Türk devleti tarafından katledilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Savaş alanında çalışan gazeteciler, uluslararası hukuk tarafından korunurken Türk devletinin, bu hukuku da çiğneyerek son 6 ayda SİHA saldırılarıyla Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn'i Silêmanî'de; Aziz Köylüoğlu'nu Ranya'da; Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'i Kobanê'de katlettiğini hatırlatan DFG, "Bu hukuksuzluğa karşı ses çıkarmayan ve gazeteciler katledilirken seyirci kalan uluslararası kuruluşların sessizliğini kabul etmiyoruz. Hem gazeteci Egîd Roj'un hem de katledilen diğer gazetecilerin katledilmesi araştırılmalı, sorumlular savaş suçları kapsamında cezalandırılmalıdır. Her ne pahasına olursa olsun, gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz” dedi. KOBANÊ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.