Beşlinin genetik kodları

Haberleri —


10 Ekim’deki barış mitingine yapılan saldırıyı yazmak, bunun için masanın başına geçmek ne korkunç bir şey. Öfkeyi, kızgınlığı ifade edecek kelime bulmak ne kadar zor. Artık kilişeleşmiş baş sağlığı mesajı ne kadar anlamsız. Yaralılara acil şifalar dilemek ne kadar boş...

Küfrediyorsun, ettiğin küfre kızıyorsun. Bu canileri hayvanlara benzetmek, hayvanlara hakaret. Hayvanlar kendi nesillerini öldürmüyor ki…

Gidip gelip, ağzımdan bilinçsizce ve düşünmeden katil diye çıkan beş isme kafam takılıyor. Bu isimler hepinizin bildiği isimler. Recep, Davut (oğlu), Efkan, Yalçın, Hakan… Neden bu beş isim. 

Kafama takılan bu beş isim, sadece benim neslimin tanıdığı beşli Eylül askeri diktatöryasından mı?

Sonra aklıma, şu basına yansıyan Davut’un daha dışişleri bakanı iken Suriye ile savaş çıkarma hazırlığı yapan Hakan’ın konuşması geldi. Süleyman Şah Türbesi’ne sekiz bomba attırıp, Suriye ile savaş çıkarma planı. Hatırladınız mı?…

Sonra Davut birinci dönem başarısız olduğu halde, Erdoğan’ın onu yine parti başkanı yapması düşündürüyor. Demek ki IŞİD aracılığıyla canlı bomba bulmak kolaymış! Tabi ki IŞİD üzerinde yeterince etkili ve yetkiliyseniz bakan da olursunuz, başbakan da…

Sonra, aklıma Paris’in göbeğinde öldürülen Kürt kadın hareketinin sembolü Sakine Cansız ve iki arkadaşı, ardından Hakan Fidan geldi.

Sonra aklıma TC’nin genetik kodları geldi. Dersim’de isyan olmadığı halde, provokasyonla isyan çıkartıp 70 bin kişiyi öldüren beşlinin genetik kodlar geldi. Vahşet, barbarlık, cinayette sınır tanımıyan bir soykırım… Seyid Rıza’nın özerk yönetimini yok etmek…

Sonra asit kuyularında kemikleri yok olmuş 17 bin Kürt’ün hikayesi geldi. Sonra da Cizre’de sekiz gün boyunca halkı ablukaya alıp, su depolarını patlatan cami minarelerine yerleştirilmiş keskin nişancılar geldi. Tabi TC’nin kodlarını çoook uzun bir yaşanmışlıkla anlatıp en ince ayrıntısına kadar tanıyabilirsiniz. Mesela barış mitingini kana bulamak, ne kadar da 1 Mayıs 1977’ye benziyor.

Sonra aklıma 20’inci yüzyılın başında, ulus-devletlerin kurulduğu dönem… TC’nin de kurulduğu, Şeyh Said’in de bir hazırlık içinde olduğu ancak yine bir provokasyon ile erken çıkartılan bir isyan ile bastırılması geldi. 40 arkadaşı ile idam edildiği… İdam sehpalarında sallanan büyük insanların cansız bedenleri, halkı zorla evden çıkartıp getirtip seyrettirmeleri geldi. Tıpkı Hacı Lokman Birlik’in bedenini sürükleyerek teşhir ettikleri gibi…

İşte birbirinden çok farklıymış gibi görünen bu olayları birleştirince ve kişileri birleştirince aklıma “Bu beşli ne yapmak istiyor” sorusu geliyor…

Sizce sadece ve sadece kendilerini ve çaldıkların mı koruyorlar?... Ne komik değil mi böyle düşünmek!..

KCK’nin ilan ettiği tek taraflı çatışmasızlık tam da beşliyi çıldırttı. Her şey çok olgunlaşmışken, çıldıran beşliye en iyi yanıt…

Son söz: Yas tutmayacağım. Yas tutmayacağız… Direneceğiz, savaşacağız ve kazanacağız…

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.