Besta’da kesilen orman değil vatandır

Forum Haberleri —

.

.

  • Sen, ben, hepimiz başta Botan’ın, Besta’nın evlatları, doğasının değerini bilip, sömürü ve talana karşı durmalıyız. Yakan, çalan, talan eden Erdoğan’ın askerlerine, korucularına ve ihaneti adet haline getirmiş olanlara kaşı çıkma zamanıdır.

*SALİH GÜLENÇ
Her halkın özdeşleştiği bir simge vardır. Kimi topluluklar için çöl, orman, deniz veya kent neyse, Kürt halkı için de dağ önde gelen simgedir. Dağ demek yurt, dağ demek ana koruması ve dağ direniş demektir. Kürtlerde her tehlikede sığınılan ilk yer dağlar olmuştur. Bu yüzden, “düşmanı çok ama dağları bol olan halk” biziz, öyle denir bize.

Çepeçevre dağlarla sarmalanmış coğrafyamın yüreği de Botan’da atar. Ülkemin yürek çarpıntısı, Botan’ın Cudi, Gabar ve Besta gibi dağlarında atar. Dağlarımızın zirvelerinde direnç gülleri eksik olmaz elbet. Dağ ve insan özdeşleşmesinde de özgür yaşam sevdalılarının Egîdleşen canları gelir aklıma.

Botan’da yakılan ateş özgürlük, cesaret ve ihtişamla donandı. Yükselen üç renk, üç damla umut ve üç mevzi Cudi, Gabar ve Besta’dır. Botan’ın o muhteşem direngenliğinin yarattığı coşku ve heyecan dört mevsim, yedi iklimde yankılanıp durdu. Tohumun filize, filizin görkemli bir ağaca dönüşmesinin destanı yazıldı o dağlarda. 

Botan’ın Besta Bölgesi de Kürdistan’ın en şirin alanlarından biridir. Besta ana, Besta korunak ve Besta özgür yaşam alanıdır. Besta, insanlık hareketinin yiğit evlatlarını her dem bağrına basmıştır. Coğrafi güzelliğiyle büyüleyicidir, Besta. Yarım asırlık özgürlük mücadelesinin sönmeyen ateşiyle, nice canlar pahasına yaratılan özel bir yeri ve büyük bir anlamı vardır. 

Besta’yı anlamak, bilmek, tanımak için elbette görmek yetmez. Görüp de iliklerine dek hissetmek gerekir. Besta’nın etrafı Kürt ve Kürdistan için apayrı bir anlama sahip olan dağlarla çevrilidir. Klan-kabile, neolitik tarım devriminin izleriyle karşılaşmak hala mümkündür. Komünal yaşamın sürdürücüleri olan köylerde insanlık için yaratılan değerlerin nüveleri ile karşılaşırsınız, bu şaşırtmasın sizi. Doğal toplum insanlığın bağrında yeşermeye devam ediyor çünkü. Bu coğrafyada, 1990’lı yıllarda özel savaş aygıtını devreye sokan sistemin faşist zihniyet ve anlayışla, özgürlük sevdalılarını “bitirme, yok etme” adı altında, bu köylerin hepsi yakılıp yıkıldı. Canlarını kurtaranlar, mecburi göçe zorlanıp, diasporaya dağıldılar.

Ancak başarı kazanamadılar. Halkımızın şah damarından beslenen evlatları mevzilerini terk etmediler. Direnen ruhla, dosta-düşmana “benim dağlarım var” dediler. İktidar, devlet ve her türden sömürüye meydan okuyarak, Besta’da destan yarattılar. Bu yüzden, Besta’nın yüreklerimizde özel bir yeri olagelmiştir.

Dağ-Besta ve özgürlük… Yaşamın özü, üretimin mekanı ne de güzeldir! Asırlık meşe ormanları halen mevcut. Ormanların yakılması ve yok edilmesine rağmen, bağrında yeniden yeşermesi, direngenliğin doğasından geldiğine işarettir. 

Besta tek bir dağ, bir alan değildir! Besta, Herekol, Pîro, Kelamemê ve Korqendîl ile geniş bir coğrafyadır. Tarihte Büyük İskender’e karşı direnişler buralarda filizlenmişti. Yine Osmanlılara karşı isyan bayrağı açan Mir Bedirxan Botan’da, Besta’da bu direnişi devam ettirmiştir. 

Besta kadınla anılır, hep kadın isim olageldi. Besta adında özgür kadın yoldaşların vücuda gelmesi güzellik ve anaçlıkla ilgilidir. Erkeklere Cudi ve Gabar adı takılırken, anaçlığın, doğallığın ve özgür yaşamın çağrısıyla Besta olacaktı kadınlar! Bu yüzden talana, gaspa uğratılıyor. Besta’nın anaçlığı yok edilmeye çalışılırken, Botan’ın tüm kalbi sökülmeye çalışılmakta. Besta, Cudi, Gabar talana, yıkıma açık hale gelmiş durumda. Şu an kalekol, HES ve doğal yaşamı parçalayarak ortasından geçirilen otoyollarla, bölgenin ekosistemi geri dönülemez bir tehlikeyle karşı karşıya.

Besta’nın yeraltı ve yer üstü zenginlikleri gaspa açılmıştır. Başta “Botanlı’yım diyenler” olmak üzere, insanların dağına ve ekolojisine tarih bilinciyle sahiplenmesi için toplumsal duyarlılığın en üst seviyeye çıkarmak gerekiyor. Duyarlılık eylemselliğe dönüştürülmeli ve vakit geçirilmeden yaşamsallaştırılmalı.

Evet, sen, ben, hepimiz başta Botan’ın, Besta’nın evlatları, doğasının değerini bilip, sömürü ve talana karşı durmalıdır. Yakan, çalan, talan eden Erdoğan’ın askerlerine, korucularına ve ihaneti adet haline getirmiş olanlara kaşı çıkma zamanıdır. Halkımızın ekolojik bilinçle dağlarına, Besta’sına sahip çıkması atalarımızın bize emaneti olan bu dağlara vefa borcumuzdur. Besta bizimdir.

“Ben Besta’yım” diyebilmeliyiz ki, doğasını, insanını kan emicilere karşı koruyabilelim.

Doğup büyüdüğüm Besta’nın küçük köyünden göçertilerek Şırnak’a gelmiştik. Besta’nın çığlığı beni yaraladığı gibi, sizleri de yaralamıyor mu? Yaralıyorsa hep birlikte Bestalaşalım diyorum.

* Eski DBP Şırnak il eşbaşkanı

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.