Beyaz toroslardan SİHA'lara fark yok

Dem Parti Çewlig mitingi

Dem Parti Çewlig mitingi

  • Bu seçimlerin sıradan bir yerel seçim olmadığının altını çizen DEM Partie Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, şunları altını çizdi: "Bu seçim, Süleymaniye’de Kürtleri katleden, Japonya’da Kürtçe konuşmaya karşı çıkan zihniyetle mücadele seçimdir.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yıllardır var olan Kurdistan coğrafyasına 'teröristan' diyor. Biz de diyoruz ki; orası teröristan değil, Kurdistan’dır Kurdistan. Kurdistan gerçekliğini değiştirmezsiniz.
  • Kurdistan’da JİTEM ile ittifak kuran sizler değil misiniz? Kürtler, dün beyaz toroslar tarafından kaçırılarak katlediliyordu, şimdi Süleymaniye’de, Hewlêr’de İHA ve SİHA’larla katlediliyor. Bizi ve irademizi yok sayanlara 31 Mart'ta yanıt vereceğiz."

Erzirom ve Çewlîg'in ilçelerinde halka seslenen DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, "Kurdistan yoktur, diyenler yoksulluk haritasını önlerine koysunlar zaten Kurdistan haritası çizilmiştir. 29 gün sonra hesabını soracağız” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, seçim çalışmaları kapsamında hafta sonu Erzirom (Erzurum) ve Çewlîg'te (Bingöl) halkla buluştu. Bakırhan, dün Erzirom’un Qereyazî ilçesindeki seçim bürosunun önünde halka seslendi. Qereyazî’nin yoksullukta ilk 10 ilçe arasında yer aldığını hatırlatan Bakırhan, "Kurdistan yoktur, diyenler yoksulluk haritasını önlerine koysunlar zaten Kurdistan haritası çizilmiştir. Qereyazî’de uzman doktor yok. 21. yüzyılda bir ilçede kadın doğum uzmanı olmaz mı? Evet, Kürtlerin olduğu bir yerde elbette olmaz. Bizim bebeklerimize bile ayrımcılık yapıyorlar. Bunlara bunun hesabını soracağız. Doktor yok, ilaç pahalı, insanlar Erzirom yolunda can veriyor. Kayyumun ve bu sistemin, sizin karşınızda utanması gerekiyor. 31 Mart’ta kayyumu da kayyumcu zihniyeti de sandıklara gömeceğiz. Kayyum; hırsızlık, usulsüzlük, rant, Kürt'e düşmanlıktır” dedi.

 

 

Teröristan değil, Kurdistan'dır

Kayyumun ilk olarak Kürtçeye saldırdığını hatırlatan Bakırhan, şöyle devam etti: "Hani biz ümmettik, hani biz kardeştik? Kürtçe Japonya’da da konuşulsa bunlar karşı çıkıyor. Yani istiyorlar ki Kürtler Qereyazî’de de, Batman’da da Japonya’da da Kürtçe konuşmasın. Süleymaniye’de buradan göçmek zorunda kalmış bir doktoru katlettiler. Kürt neredeyse orada katliam var. Bu seçim sıradan bir seçim değil. Bu seçim, Süleymaniye’de Kürtleri katleden, Japonya’da Kürtçe konuşmaya karşı çıkan zihniyetle mücadele seçimdir. Cumhurbaşkanı bin yıllardır var olan Kurdistan coğrafyasına 'teröristan' diyor. Biz de diyoruz ki; orası teröristan değil Kurdistan’dır Kurdistan. Kurdistan gerçekliğini değiştirmezsiniz."

İdam ve tecrit

Bakırhan, Qereyazî'deki katıldığı halk buluşmasının ardından Xînûs (Hınıs) ilçesine geçti. "Bu topraklar, dilimizin, kültürümüzün, inancımızın, yaşamımızın karşılık bulması için bedel ödemiş topraklardır" diye Xinûs halkına seslenen Bakırhan, şunları söyledi: "Bizim derdimiz, bin yıllardır bu coğrafyada yaşayan Kürtler eşit olsun, inkar edilmesin, ana dilini özgürce kullansın, ekonomik ayrımcılığa maruz kalmasın. Şöhex Saîdlerden günümüze kadar başımıza gelmeyen zulüm kalmadı. Geçmişte idam sehpaları kuruluyordu, şimdi de cezaevlerinde binlerce kardeşimiz, yoldaşımız, oylarımızla seçmiş olduğumuz yöneticilerimiz, milletvekillerimiz var. Bu zulüm politikası, Kürt halkını bitiremez. Bu ülkeyi yönetenler bu gerçeği çok iyi bilsin; Kürt sorunu idam sehpalarıyla çözülmedi, cezaevleriyle de çözülmez. Eğer herkesi Türk sayan politikalarınız karşılık bulsaydı Xinûs halkı bugün burada bu coşkuyla partisini, adaylarını karşılamazdı. Demek ki bir yerde yanlış yapıyorsunuz. Yanlıştan vazgeçerek, Kürtlerin eşit olduğu bir Türkiye için idam sehpaları ve cezaevleri yerine diyalog ve müzakereyi seçin. Şêx Saîd Efendi’yi idam sehpasına götürenler, Sayın Öcalan’a tecrit uyguluyor. İkisi de aynı şey. Kürtler bin yıllardır var ve var olmaya devam edecek.

 

 

Şêx Saîdlerle onur duyuyoruz

Şêx Saîd Efendi, idam sehpasına gitmeden önce, ‘İleride torunlarımızın bizden utanç duymaması bizim için onurdur’ diyordu. Biz de utanç değil, onur duyuyoruz. Unutmayın; biz Şêx Saîdlerin torunlarıyız, onlara sözümüz var. Bir gün mutlaka ama mutlaka eşit ve özgür yurttaşlar olarak irademizle yaşayacağız.”

Beyaz toroslardan SİHA'ya fark yok

Türk Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un '1990’lara dönüş yok' sözüne işaret eden Bakırhan, şöyle konuştu: "Kürtlerin katledildiği yılların başbakanı Tansu Çiller ile el ele seçim mitingi yapan sizler değil misiniz? Kurdistan’da JİTEM ile ittifak kuran sizler değil misiniz? Dün Kürtler beyaz toroslar tarafından kaçırılarak katlediliyordu, şimdi Süleymaniye’de, Hewlêr’de İHA ve SİHA’larla katlediliyor. İnşallah 31 Mart’ta bizi yok sayan, irademizi yok sayanlara sandıkta nasıl muhatap olduğumuzu kanıtlayacağız. Ha kayyum ha AKP zihniyeti, ikisi de aynıdır. Kürtler tarımla uğraşmasın, hayvancılık yapmasın, Kürt üretmesin, Kürt geçimini sağlamasın. Bize bilerek yoksulluğu, adaletsizliği dayatanlara hep birlikte cevap vereceğiz.”

Bunlar hırsız talancı

Xinûs’un ardından Qereçoban’a (Karaçoban) geçen Bakırhan, buradaki halk buluşmasında konuştu. Uzun bir konvoyla ilçeye giren Bakırhan’ı yüzlerce kişi karşıladı. Buradaki konuşmasında da bu seçimin sadece bir yerel seçim olmadığını belirten Bakırhan, şunları dile getirdi: "Bu seçim, 100 yıldır bizi yok sayan, bizi idam sehpasında karşılayan ve Kürt siyasetçilerini cezaevine atanlarla mücadele seçimidir. Kürt halkı, kesinlikle doğru bir seçim yapacaktır. Türkiye’de tek kuruş borcu olmayan belediye Karaçoban Belediyesi'dir. Türkiye’nin hiçbir yerinde bedava ulaşım yok ama burada var. Halka gücü yetmeyenler şimdi kaçak seçmenleri Kürt bölgelerine taşıyor. Bu talancılara, hırsızlara, sizin iradenizi çalanlara gerekli cevabı vereceksiniz.

Bizim herşeyimiz partimizdir

Diğer partilerin adayları aşiretçilik yapıyormuş. Bizim ailemiz, her şeyimiz partimizdir. Yeri geldiği zaman direnen, çocuklar iyi bir gelecek sahibi olsun diye mücadele eden bizim partimizdir. Bizim partimiz bu halkın, Kürt'ün partisidir. Biz halkımızın geleceği, özgürlüğü için mücadele ediyoruz.”

 

 

Çewlîg'e geçti

Bakırhan, bugün de Çewlîg'e geçti. Önce Çewlîg'in Xoşkar (Sancak) beldesinde yurttaşlarla bir araya gelen Bakırhan, parti binası önünde halka hitap etti. Bakırhan, "Kürt’ün evi, kardeşi DEM Parti'dir. Dilimizi yok sayan, doğamızı talan eden, belediyeyi borç batağına sürükleyenlerden hesap sorma günü 31 Mart’tır" dedi. Bakırhan, daha sonra esnafları ziyaret etti.

Bakirhan'ın Çewlîg’teki halk buluşmalarının ikinci durağı Kanîreş (Karlıova) oldu. Bakırhan ve beraberindeki heyet, ilçe girişinde konvoylarla karşılanırken, ilçe merkezinde halaylar ve zılgıtlar eksilmedi. Barış Anneleri’nin ön safta yer aldığı buluşmada, gençlerin coşkusu dikkat çekti. Yeşil, sarı, kırmızı renkleriyle görsel şölene dönen buluşmada, sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı yükseldi. Bakırhan, 2015 seçimlerinde katledilen Hamdullah Öğen’i anarak konuşmasına başladı.

AKP'li belediyelerin de merkezi iktidar gibi halka hezmet etmediğini beilrten Bakırhan, Bingöl ve ilçelerindeki durum adikkat çekti.

'Kırmızı Kitap'ı bırak barışın kitabını yazalım

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin iç ve dış tehditlerin tanımlandığı Türkiye’nin gizli Anayasası olarak nitelendirilen ve 'Kırmızı Kitap' olarak da adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin güncellenmesine ilişkin sözlerine işaret eden Bakırhan, şöyle konuştu: “Kırmızı Kitap, Türkiye’nin gizli Anayasası’dır. Kürt dilini konuşmasın, hizmet görmesin, asimile edilsin, Kurdistan coğrafyası Kürtsüzleştirilsin kitabıdır. Bu kadar vahşet yetmezmiş gibi herhalde kökümüzü kazıyacaklar. Türkiye’nin kırmızı kitaplara değil, barış kitaplarına ihtiyaç var. Erdoğan’a çağrımdır; barışın kitabını hep birlikte yazalım.”

Bakırhan’ın konuşmasının ardından buluşma çekilen halaylarla son buldu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.