Biliriz gazetecileri sevmezsiniz

• Kurdo Baksi ve Amineh Kakabaveh, İskandinavya’nın önemli gazetelerinden olan Aftonbladet’te Türkiye güzellemesi yapan ve Kürtleri suçlayan TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a cevap verdi.

İsveç’in önemli yayın organlarından Aftonbladet’te Türkiye güzellemesi yapan ve Kürtleri suçlayan TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a cevap veren Baksi ve Kakabaveh, Türkiye’de gazetecilerin tutuklanması fikirlerinden dolayı insanların cezalandırılması ile Türk devletinin DAİŞ ve benzeri örgütleri desteklediğini tekrar hatırlattı. Kurdo Baksi ve Amineh Kakabaveh, Aftonbladet gazetesinde ithamlara cevap vererek; “İsveç’e ve İsveç’lilere demokrasi dersleri verme çabası kabul edilebilir değildir” dedi. 

Türk devletinin NATO üyeliği tartışmaları ile gardını düşürdüğü İsveç’e rejim ihraç etmek için çalıştığının da altını çizen ortak metinde; “Bizler, Altun’un basın ve ifade özgürlüğü hakkındaki kendi tanımını (definisyonunu) bulunduğumuz meridyenlere taşımak isteği hakkında hiç de şaşırmadık. Altun, hem Türkiye içinde hem de uluslararası alanda farklı düşünenlere karşı kampanyaları organize eden kişidir” dedi. 

Türk devletinin Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını ve Kürt halkının kültür ve kimlik haklarını tanımadığına da vurgu yapan Kakabaveh ve Baksi bu hakların Anayasal güvenceye kavuşturulmasını istemelerine TC’nin cevabının rejim yanlısı gazetelerde şeytanlaştırılmaları ve linç edilmeleri olduğunu yazdı. 

Gazeteci Kurdo Baksi ve Eski İsveç milletvekili Amineh Kakabaveh’in yayınladığı cevap metni şöyle:

“Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Aftonbladet gazetesinde yayınlanan yazısında, ”Son aylarda Türkiye hakkında yayınlanmış olan yorumların ve haberlerin bir çoğu endişe verici” olduğunu belirtiyor.
Altun, ülkemiz İsveç’teki bağımsız gazeteciliği sevmiyor.
Bizler, Altun’un basın ve ifade özgürlüğü hakkındaki kendi tanımını (definisyonunu) bulunduğumuz meridyenlere taşımak isteği hakkında hiç de şaşırmadık. Altun, hem Türkiye içinde hem de uluslararası alanda farklı düşünenlere karşı kampanyaları organize eden kişidir.
Bu cevabı yazan bizlerin, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edebilme, kültür ve kimlik haklarının tanınması ve bunların Anayasal güvence altında olması gerektiğini düşündüğümüz için, hemen her gün Türkiye’de rejim yanlısı gazetelerde şeytanlaştırılarak linç edilmek istenmemizi sağlayan bizzat Fahrettin Altun dur.
Reuters Haber Ajansı kısa bir süre önce, Fahrettin Altun’un ve yönettiği Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın, basındaki kulanılan başlıkların nasıl Whatsapp mesajları ile tespit edildiğini bile ifşa etti.
Altun, şiddeti kutsayan cihadist-selefist islamist örgüt DAES/İŞİD’e karşı alkışlanan bir savaş yürüten Suriye-Kürt örgütleri olan PYD/YPG ye terör örgütü olarak damgalarken, öte yandan sözcülüğünü yaptığı rejimin cihatçı örgütleri ekonomik ve askeri olarak desteklediğini görmezden gelmektedir.
Altun’un İsveç’e ve İsveç’lilere demokrasi dersleri verme çabası kabul edilebilir değildir. Türkiye vatandaşları temel insan hak ve özgürlüklerinden, en azından ifade özgürlüklerinden mahrum edilmiş durumdadırlar.
Geçen Pazartesi günü Türkiye Parlamentosu (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı da olan Sezgin Tanrıkulu hakkında, Türk askeri güçlerinin Irak’ta Kürt gerillalarına karşı zehirli gaz kullandığı iddialarının bağımsız bir inceleme komisyonu tarafından incelenmesini istediği için fezleke düzenlendiği açıklandı.
Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı da geçen hafta Türk askeri güçlerinin zehirli gaz kullandığı iddialarının araştırılmasını istediği için yakalandı ve tutuklandı.
Sonuç olarak; Türkiye’nin bu gerçekler karşısında, NATO üyeliği için veto imkanını kullanarak, Kürtleri şeytanlaştırmak istemesi ve İsveç halkının gözlerini bulandırmaya çalışması alabildiğine utanç verici bir tutumdur.”
 
Kurdo Baksi, İsveç’li Kürt yazar ve gazeteci
Amineh Kakabaveh, Eski milletvekili