Binaların altındayız SAHİP ÇIKIN

Haberleri —

YPS öncülüğündeki halk direnişinin 85. gününe girdiği Amed’in Sur ilçesinde çatışmalar tüm şiddetiyle devam ederken, aralarında yaşlı, yaralı ve çocukların da bulunduğu 200’e yakın kişi Cizre benzeri toplu bir katliamla karşı karşıya. 

Özellikle son birkaç gündür saldırıların şiddeti daha da artarken, dün gün aydınlanır aydınlanmaz ilçeden kurşun ve patlama sesleri yükseldi. Sabah saat 05.20’den itibaren ağır tank ve top atışları yapıldığı yasaklı mahalleler havadan da helikopterle gözetlenirken, Fatihpaşa ve Hasırlı mahallelerinde zırhlı kepçelerin yıkılan evlerin molozlarını taşıdığı sırada patlama yaşandı. Ancak patlamanın sonuçları hakkında net bilgi edinilemedi. 

Sur’dan sağlıklı bilgi aktarabilen tek haber kaynağı DİHA muhabiri Mazlum Dolan’ın gözaltına alınması ardından, ilçede mahsur kalan 200’e yakın kişinin durumlarına ilişkin ancak yakınları ve HDP’li vekillerle telefon görüşmeleri üzerinden bilgi alınabiliyor. 

Savaş Mahallesi’nde Seniha Sürer, Seda Aslan ve 4 aylık bebeği Elif Su Aslan’ın da aralarında bulunduğu 30-35 kişi bir bodrumda bulunuyor. 

Hasırlı Halk Meclisi Eşbaşkanı Sürer, devlet güçleri meclis binasını da yakınca arkadaşları ile birlikte çalışmalarını çadırda sürdürmüştü. Eşinin bulunduğu bodrumda 9-10 çocuğun olduğunu aktaran eşi Mehmet Beşir Sürer, telefon konuşmasını aktararak, “Binanın birçok tarafında tank topu isabet etmiş. Binanın bir tarafı çökmüş. Elif Su’yu orada yalnız bırakmayalım” şeklinde konuştu.



AİHM ve AYM’ye başvuruldu

İHD Amed Şubesi saldırılar nedeniyle mahsur kalanlarda Hasan Tekdemir (85) ve Mehmet Şah Pervane (76) için geçici tedbir talebi ile AİHM’e başvurdu. Tekdemir için ayrıca AYM’ye de başvuru yapıldı. Pervane için ise geçtiğimiz Cuma günü AYM’ye başvuru yapılmıştı. 


Savaşın da bir kuralı var

Pervane’nin ağabeyi Ahmet Pervane, kardeşinin yıllardır tek başına yaşadığını ve kalp hastasını olduğunu belirterek, “Dünyada bir tane kuş denize düştüğü zaman bütün dünya oradaki kuşu kurtarmaya çalışıyor. Oradaki insanlar aç, susuz elektriksiz. Bu kadar acımasızlık olmaz. Tamam savaş olabilir ama savaşın da bir kuralı var. İnsanları böyle canlı canlı vurması dünyanın hiçbir yerinde yoktur” tepkisinde bulundu. 


Gaz atıyorlar, nefes alamıyoruz

Sivillerin bulunduğu mahallelere dönük önceki geceki saldırılarda çocuklar da yaralandı. İlçede harabeye dönmüş bir evden cep telefonuyla çekilen ve DİHA’ya ulaşan bir görüntüde, yaşları 2 ila 11 arasında değişen 6 çocuk ve bir kadın görülüyor. Camı çerçevesi inmiş evdeki çocuklardan 2’sinin yaralı olduğu göze çarparken ismi öğrenilemeyen kadın, “Tanklarla atışlar yapılıyor, sivillerin olduğu bölgeler bombalanıyor. Kadir’in dün (önceki gün) akşam üzerine bomba atar düştü. Kolundan ve kafasından yaralandı. Dün akşamdan beri nefes alamıyoruz, gaz atıyorlar. Bir devlet halkı nasıl böyle öldürmeye çalışıyor, şaşıyoruz.” 

Çocukların durumlarının kritik olduğunu ve kendileri gibi yüzlerce ailenin bulunduğunu kaydeden kadın, ancak hiç kimseden haber alamadıklarını belirtip “Biz bir halkız, siviliz, bizi bombalamayın, çocuklarımıza kıymayın” çağrısında bulundu. 


‘Tahliye’ mi katliam mı? 

Diyarbakır Valiliği ise Sur ilçesinde mahsur kalanlara ilişkin yaptığı açıklamada, sivillerin dün saat 16.00 itibariyle ‘tahliye’ edilebileceğini öne sürdü. Valilik tarafından yapılan açıklamada, “Söz konusu çalışmaların yürütüldüğü bölgede bulunduğu iddia edilen sivil vatandaşlarımızın Valiliğimize veya ilgili güvenlik kuvvetlerimize hangi bölgeden çıkacaklarının bildirilmesi halinde, bugün saat 16.00’da güvenlik kuvvetlerimiz tarafından, bölgeden tahliye edilmeleri için gerekli her türlü kolaylık sağlanacaktır” denildi. 

Ancak Valiliğin işaret ettiği saate az bir zaman kala sivillerin bulunduğu mahallelere yönelik bombardıman başladı. 


Hava saldırısına hazırlık mı?

Haftalardır asker, özel harekatçılar, bordo bereliler, SAS komandolarıyla; tank ve ağır silahlarla ilerleyemeyen devlet güçleri, 10 Şubat’tan bu yana ilçede “Teslim olun yoksa havadan bombardıman yapacağız” anonsları geçiyor.


10 yaşındaki Şevin:  BİZİ GÖRÜN!


DİHA, 20 aylık ve 10 yaşındaki iki çocuğuyla mahsur kalan Remziye Tosun; 7 yaşındaki bir çocuğu ve eşiyle birlikte mahsur kalan Amine Abiş ile HDP’li vekil Sibel Yiğitalp’in telefon görüşmelerini yayınladı. 3 küçük çocukla birlikte sığındıkları evde 3 aydır yaşam savaşı veren kadınlar, su ve yiyecek sorunu yaşadıklarını, saldırılar nedeniyle evlerinden hiçbir şey alamadan çıktıkları için çocukların giyeceklerinin bile olmadığını anlatıyor. Telefona gelen 10 yaşındaki Şevin ise helikopterlerin dumanı görünce bomba yağdırdığı için soba bile yakamadıklarını söylüyor. Telefon görüşmelerinden bazı bölümler şöyle:

Sibel Yiğitalp: Remziye bana orada olup biteni anlatır mısın?

Remziye Tosun: Su yok, bir binanın alt katındayız. Bodrum katındayız. Gün boyu kızıl kıyamet alanı. Üstü hep havan, bombaatarla yanıyor. Yani bina üstümüze düştü düşecek. Şu an yanımda Emine diye bir arkadaşım var. Komşum, beraber çıktık. Beraber kalıyoruz, 3 aydır burada. 

Sibel Yiğitalp: Şevin kaç yaşındasın? Doğum tarihin ne zaman?
Şevin Tosun: 10 yaşındayım. Doğum tarihim 23 Şubat 2006 yarın doğum günüm. Evimize her gün bombaatarlar geliyor. Binaların altında öleceğiz. Kimse bizi bile görmeyecek.

Sibel Yiğitalp: Peki soğuk mu? (Çocuk sesleri ve bağırışları geliyor)
Şevin Tosun: Isınamıyoruz. Helikopter sobanın dumanını görünce direk bombaatarlar yağdırıyor evimize. Evime bombaatarla geliyor. Onun için soba yakamıyoruz. Soğuktayız. 

Amine Abiş: Eşim ve 7 yaşındaki oğlum yanımda. Diğerleri de zaten kaynanamda kalıyor. Bir tane yanımda kaldı. Bizim evler zaten hepsi gitmiş. Biz de başkasının evinde yaşıyoruz. Yiyecek sıkıntısı var, su sıkıntısı var. Oğlum zaten üstü başı şey içinde üst yoktur ki ona giydireyim yani?


 DİHA/AMED





Çıkanlara tutuklama istemi


Sur’da tüm saldırılara rağmen evini terk etmeyen ve havan mermisiyle katledilen 55 yaşındaki Fatma Ateş‘i ambulansa yetiştirmek için çıktıkları sırada gözaltına alınan eşi ve çocukları ile DİHA muhabiri Mazlum Dolan tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi. 

19 Şubat tarihindeki saldırılarda ağır yaralanan Fatma Ateş’i ambulansın bulunduğu yere taşıdıktan sonra gözaltına alınan Hüsamettin Ateş, Sinem Ateş, Fatma Ateş, Fahrettin Ateş, Mazlum Dolan ve Ekrem Karatay emniyetteki ifadeleri ardından Diyarbakır Adliyesi’ne çıkarıldı. 6 kişi savcılık ifadeleri ardından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedildi. Abdest almak için kaldığı evin avlusuna çıkarken havan mermisiyle katledilen Ateş vurulduğu yerde 5 saat 40 dakika, ambulansın bulunduğu okulda ise 40 dakika olmak üzere tam 6 saat 20 dakika kanlar içinde bekletilerek yaşadığı kan kaybı nedeniyle yaşamını yitirmişti. 


Ancak tek tek açıklayabiliyor


21 Şubat tarihindeki çatışmalarda 9 özel savaş elemanının öldürüldüğü Sur’da işgal güçleri kayıp vermeye devam ediyor. Kayıplarını ancak tek tek açıklayabilen Türk Genelkurmayı, dün çıkan çatışmalarda yaralanan bir askerin kaldırıldığı hastanede öldüğünü duyurdu. Türk devletinin resmi açıklamalarına göre, ay başından bu yana Sur’daki operasyonlarda ölen asker-polis sayısı 20’yi geçti. 


YPS: 4 işgalci öldürüldü

22 Şubat tarihindeki çatışmalarla ilgili yazılı açıklama yapan YPS Genel Koordinasyonu ise, direnişin sürdüğü mahallelere sızma girişiminde bulunan 4 savaş elemanının öldürüldüğünü bildirdi. Açıklamada, 22 Şubat günü belirli zaman aralıklarıyla sızma girişiminde bulunan 4 çete vurularak öldürülmüştür. Birliklerimiz çetelerin üzerinden 3 çelik kalkanı ele geçirmiştir” denildi. 


Suriçi’nde süresiz nöbet


Sur’a dönük kuşatmanın kaldırılması ve ilçede mahsur kalanların durumuna dikkat çekmek amacıyla HDP, DBP il ve ilçe eşbaşkanları, Belediye Eşbaşkanları ile HDP Sibel Yiğitalp Suriçi’nde bulunan Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde süresiz dönüşümlü oturma eylemi başlattı. HDP’li vekil Yiğitalp, “Cizre benzeri katliamın yaşanmaması için herkes bulunduğu yerde hareket geçmelidir” diye konuştu.

Amed kent merkezinde ise her gün Sur için eylemler yapılıyor.  Önceki gece de DBP, HDP, DTK, KJA ve DEM-GENÇ öncülüğünde Bağlar ve Kayapınar ilçelerinde araç konvoyuyla gürültü eylemi gerçekleştirildi. 


Sanatçılar Amed’de

6 kişilik sanatçı grubu, Sur’la ilgili girişimlerde bulunmak üzere Amed’e geldi. Suriçi’ndeki nöbet eylemini ziyaret edenlerden sanatçı Lale Mansur, Suriye’de bir kenti ziyaret ettikleri hissine kapıldıklarını belirterek, ”84 gündür süren bu felaketin durması,  çocukların, yaralıların ve cesetlerin çıkarılabilmesi elimizden ne gelir, ne yapabiliriz bizde onu araştırıyoruz ve onun için buradayız” dedi. 


 AMED






TOKİ de işbaşında!


Sur’a dönük saldırılar şiddetlenirken, 12 Şubat günü  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinesinde Amed’de düzenlenen toplantıda Sur halkının mahallelerinden koparılması, 11 bin konutluk TOKİ projesi kararı alındığı ortaya çıktı. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’nın “Sur içinde hiçbir şekilde TOKİ mantığında bir yapılanmaya gidilmeyecektir”  açıklamasını yaptığı Amed ziyareti ardından gerçekleşen toplantıya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkez ve il yöneticileri, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yöneticileri ile kentteki kimi müteahhitler katıldı.  Sur’da yaşayan aileleri, yıllardır yaşadıkları evlerinden ve mahallelerinden bir bütünen koparmanın amaçlandığı toplantı sonucunda, TOKİ projesine başlanması kararlaştırıldı. Buna göre, Sur’da üzerine kayıtlı ev ya da mülk bulunan aileler için Yenişehir ilçesine bağlı Seyrantepe semtindeki 450 Evler bölgesine 11 bin konutluk TOKİ blokları dikilecek.Bu konuda bakanlık ve AFAD görevlileri tarafından daha önce yapıldığı anlaşılan bir çalışma doğrultusunda çıkarılan verilere göre Sur’un kuşatma altındaki mahallelerinde yaşayıp, üzerinde kayıtlı mülk bulunanların sayısı yaklaşık 9 bin dolayında. Yapılacak bu 11 bin konutluk TOKİ dairelerine 9 binine Sur’daki bu ailelerin yerleştirilmesi kararlaştırıldı. TOKİ projesinin inşaatına başlanması öncesinde ise Sur’dan göçertilen aileler için ise prefabrik ya da çadırdan kurulması henüz tartışılan bir “Afet Kent” inşa edilecek. İnşa edilecek bu prefabrik ya da çadır kente 4 bin 500 aile yerleştirilecek.
İnşa edilecek bu “Afet Kent” için yer dahi belirlendi. Elazığ yolu üzerinde bulunan TERSAN’ın hemen arkasında yer alan kamu arazisi üzerine kurulacak bu prefabrik ya da çadır kent için çalışmalara önümüzdeki haftalarda başlanacak. 


 AMED

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.