BINEVŞ EDESSA: Belediyecilik dişil bir eylemdir

Belediyecilik için de kadınca duygulanımların, düşüncelerin ve kadınca zihniyetlerin gelişmesi gerekmektedir. Bu eşbaşkanlık meselesinden tutalım sokakların temizliğine kadar böyledir. Bir kadın evinin bir odasını temizleyip diğer odasını kirli bırakamaz. Belediyecilik işte bunu gerektirir. Tüm odaların (sokakların, caddelerin vs) temiz olmasını gerektirir.
İnsan kendi evinden çalıp çırpmaz. Kendi evini nasıl daha fazla tüketeceği bir pasta dilimi olarak görmez. İnsan kendi evini her şeyden önce sever. Sevdiği mekana emek verir ve emekle güzelleştirir. O mekanın insanlarını da en az o mekan kadar sever. Mekanla birleşen insan sevgisinde bir kutsallık görür. Yurttaş tanımı kadar hemşehri tanımı da yaşadığı şehirdeki insanlarla ortak bir zemin yaratabilmekle mümkündür. İnsan bir şehri severse o şehrin insanlarını da sever. Belediyecilik her şeyden önce, evi gibi gördüğü şehrindeki tüm insanları, aynı evde yaşayan kardeş insanlar olarak görmeyi gerektirir. Onlarca hatta yüzlerce insanın, birçok mobese kamerasının karşısında kadınların şiddete maruz kalmasına seyirci kalamamaktır belediyecilik. Sokakta şiddete maruz kalan kadına abla diyebilmeyi ve kendi ablası bilip, o şiddete karşı gelmeyi gerektirir. Dilenen yaşlılar kadar sokakta yaşamaktan başka bir şansı olmayanları kendi kardeşi bilip bağrına basmak, insan onuruyla yaşamanın şartlarını oluşturmaktır. Ya evsizleri evlere taşımak ya da evleri sokağa taşımaktır belediyecilik.
Kadınlar toprağı sever. Bahçeleri yoksa evlerinin bir köşesinde çiçek yetiştirmeyi de sever. Ve o çiçekleri de evin en küçük ve en fazla bakım gerektiren çocukları olduğu hissiyatıyla besler. Belediyecilik de bu ruhla olabilir. Kendi evi gördüğü bahçesindeki ağaçları korumayı, her bir ağacı bir çocuk canı gibi görmeyi, korumayı ve onları korumak için kıyamet koparmayı hatta gerektiğinde vinçlerin önüne canını siper etmeyi gerektirir. Bir anne şefkatiyle ağaçlara sarılmayı gerektirir belediyecilik. Roboskî’de çocukları katledip yok edip sonra da "Çok çocuk yapın" diyerek topluma fallik bir zihniyeti aşılamaya ve kendine ucuz işgücü yaratmaya çalışan AKP zihniyetine karşı gelmektir gerçek belediyecilik. Yine ağaçları kesmeyi ve hatta buna karşı çıkan insanları öldürmeyi hak gören, bunun karşısında da ironik bir şekilde törenle yeni ağaçlar dikmeyi marifet sayan bir zihniyetten vebadan kaçarcasına kaçmaktır gerçek belediyecilik.
Hiçbir kadın kendi evinin hırsızlarca kullanılmasını istemez. Kimsenin öyle bir gece yarısı denecek kadar zamansız bir zamanda, pencereden girip önüne ne gelirse torbasına doldurup alıp götürmesini kabullenemez. Rantçılığa izin vermez. Rantçılık kesinlikle kadın yaşamına ve kadın eksenli yaşamlara terstir. Çünkü içinde emeksizlik vardır. İçinde emeğin istismarı, el koyma, kandırma, hile ve yalan vardır. Bunların hepsi erkek egemenliğinin yarattığı kirli eylemlerdir ve kadın kültürüne ait değildir. Bundan dolayı kadın kültürüyle yoğrulmuş bir zihniyet gereklidir belediyecilik için. Ülkemizde kazanacak olan belediyecilik anlayışı da bu temelde olmalıdır.
