Bir gün değil, her gün Kürtçe

❏

  • MED-DER, Kürt Dil Bayramı vesilesiyle “Bir gün değil, her gün Kürtçe” sloganıyla dört hafta sürecek eğitim kampanyasının startını verecek.

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı, bu yıl koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle online etkinliklerle kutlanıyor. Kürt Dil ve Kültür Ağı’nın 13-17 Mayıs tarihleri arasında organize ettiği programların yanı sıra, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nin (MED-DER) de söz konusu güne ilişkin “Bir gün değil, her gün Kürtçe, Kürt Dil Bayramı kutlu olsun” sloganıyla kampanya başlatıyor. Kampanya kapsamında, bugün derneğin sosyal medya hesaplarında yayınlanacak formları dolduran yurttaşlara “Kürtçe alfabe”, “Kürt edebiyatı” ve “Okuma ve yazma” konularında dört haftalık online eğitim verilecek.

 MED-DER üyesi Murat Bilgiç, 15 Mayıs’a ilişkin gerçekleştirecekleri çalışmaları, MA’ya anlattı. Bilgiç, Kürt Dil Bayramı vesilesiyle ayrı şehirlerde bulunan Kürt dil kurumlarıyla kampanyayı başlatacaklarını söyledi. Amed, Adıyaman, İstanbul Dil Enstitüsü, MED-DER, Mereto Dil Araştırmaları ve Kültür Derneği’nin programa öncülük ettiğini söyleyen Bilgiç, Kürt Dil Kültür Ağı, Kürtçe yayınlar, farklı sivil toplum örgütlerinin de kampanyaya destek verdiğini ifade etti. Bilgiç, “Ramazan Bayramı‘ndan sonra Zoom programı üzerinden dersler online verilecek. Dersler dört hafta sürecek. Yazma ve okuma imkanı bulamayanlar için ders verecek. Dersler her gün olacak fakat başvuru yapanlar haftada bir gün derslere katılabilecek. Başvuru forumlarında hangi gün ve saat katılmak isteniyorsa derslere katılacak. Bu maksatla Kürtçe alfabenin Kürtler arasında daha fazla tanınması ve yayılmasını istiyoruz” dedi.

 

Dilsiz yaşam, kendini tanımlayamaz

 “Bir gün değil, her gün Kürtçe, Kürt Dil Bayramı kutlu olsun”  sloganıyla kampanyanın başlatılacağına kaydeden Bilgiç, şunları söyledi: “MED-DER dilin gelişimi için aralıksız araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalarda bazı eserlerin basımı yapılıyor. Başlangıç seviyesi için kitap hazırlandı. Folklor üzerine yaptığımız çalışma kitap olarak yayınlanacak. Bu şekilde çalışmalar devam ediyor. Herkes kendi diliyle tanınır. Dil sadece iletişim aracı değildir. Tarihi, kültürü, kimliği içinde barındırıyor. Dilsiz bir yaşam kendini tanımlayamaz. Bundan dolayı Kürt Dil Bayramına önem veriyoruz. Bir gün değil her gün olmasını, yaşamda yer edinmesini, her gün kendi dilimizle yaşamak istiyoruz, bunun için de programlar hazırlıyoruz.”

AMED


Bizim kimliğimiz Kürtçedir

Kürt Dil Platformu, ”Dil ortadan kalkarsa halk da ortadan kalkar” uyarısı yaparak, Kürtçenin korunması için yapılması gerekenleri sıraladı.

Kürt Dil Platformu, 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı’na ilişkin yazılı açıklama yaptı. ”Bugün Kürtçenin günü, dilinize sahip çıkın” başlıklı açıklamada, Celadet Ali Bedirxan ve arkadaşlarının 1932’de Kürtçe Hawar dergisini çıkardığı hatırlatılarak, ”Bu dergi çok değerli çalışmalar yaptı. Bugün Kürtçe dil, edebiyat ve kültür çalışmaları Hawar’ın izinden ilerliyor, yeşeriyor ve büyüyor” denildi.

”Anne ve babalar anadili birlikte korumalı” denilen açıklamada, ”Kürtçenin bizim kimliğimiz, onurumuz ve varlığımız olduğunu biliyoruz. Bundan kaynaklı Kürt halkı her alanda dilini kullanmalı. Bütün gücüyle dile sahip çıkmalı. Kürtçe bilincinin, siyasi bilinç kadar Kürtlerin mücadelesinde önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Dil ortadan kalkarsa halk da ortadan kalkar” uyarısı yapıldı.

Açıklamada, dilin korunmasına dönük şu talepler sıralandı:

  • Kürtler siyasi çalışmalar ve toplantılarını Kürtçe yapmalı.
  • Eylemlerde Kürtçe konuşulmalı, aydınlar Kürtçe yazmalı, sanatçılar Kürtçe sanatlarını icra etmeli, halkımız da düğün ve eğlencelerinde Kürtçe konuşmalı.
  • Kürtlerin TV, gazete ve siteleri Kürtçe yayın yapmalı.
  • Bütün dinsel faaliyetlerde dil kullanılmalı, cami, taziye ve mevlitlerde Kürtçe kullanılmalı.
  • Havalimanlarında, otogarlarda, otobüslerde, minibüslerde ve çarşıda Kürtçe konuşulmalı.
  • Çocuklar okullarda seçmeli dersleri talep etmeli ve sahip çıkmalı.
  • Kürtçe eğitim dili ve resmi dil olmalı.
  • Yetkililer resmi olarak Kürt Dili Kurumu kurmalı.
  • Yetkililer ve mahkemeler cezaevlerinde Kürtçeye engel çıkarmamalı.
  • Havaalanları ve otogarlarda Kürtçe anonslar yapılmalı.
  • Kürtçe serbest bir şekilde kullanılmalı.
  • Kürt kurumları ve yayınları üzerindeki baskılar son bulmalı.

En büyük engel otosansür

Online Kürtçe derslerinin alternatif olduğunu, ancak yeterli olmadığını belirten Kürt yazar Sadık Varlı, dilin gelişmesi önünde en büyük engelin otosansür olduğunu söyledi.

Kürtçe, hala yasaklı ve “bilinmeyen dil” diye tanımlanıyor. 2016’da, 676 sayılı KHK ile Türkiye’de günlük yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat, Evrensel gazetesinin Kürtçe yayın yapan dergisi Tiroj, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDÎ-DER) ve İstanbul Kürt Enstitüsü gibi birçok kurum kapatıldı. “Kurdîya Hesa”, “Gav Bi Gav Kurdî” ve “Hînker” gibi Kürtçe eğitim kitaplarında imzası bulunan Kürt yazar Sadık Varlı, Kürtçenin artık yaşamsallaşması ve statüye kavuşması gerektiğini ifade etti.

 

Bir yıl boyunca olmalı

 Salgından kaynaklı online düzenlenecek etkinlikleri değerlendiren Varlı, “Sadece 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı demek yetmez. Bayram günü Kürtçe programlar düzenlenmeli, bu programlar bir saatlik değil, bir yıl boyunca devam etmeli. Bir yıl boyunca ben nasıl Kürtçe için hizmet üretebilir ve onu geliştiririm, demek lazım. Bütün Kürtler Kürtçenin yaşaması için ne yapabilirim, sorusunu kendisine sorması lazım. Bu yönde çalışmalar yapılması lazım yoksa bir mesaj, açıklama ile ‘Kürtçe Dil Bayramı kutlu olsun’ demenin çok anlamı yok. Kutlanacaksa dolu dulu programlarla, Kürtçeyi geliştiren projelerle kutlanması gerekmektedir” dedi.

 

Sadece internet yetmez

 Kürtçe alanında çalışmaların hız kazandığı 2016 yılında, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanıyla birlikte çalışmaların durma noktasına geldiğini hatırlatan Varlı, salgın döneminde duran çalışmaların da yeniden başladığını ifade etti. İnternetten online Kürtçe derslerinin alternatif olduğunu, ancak yeterli olmadığını belirten Varlı, “Yapılması gereken ilk okuldan üniversiteye kadar, hayatın her alanında Kürtçenin kullanılması. Okullara da eğitim Kürtçe olarak verilmediği sürece Kürtçenin gelişiminden söz edemeyiz. Sadece okullarda konuşulması da yetmez önündeki bütün engeller kaldırılmalı” diye konuştu. İnternetten yapılan derslerde yoksul halkın erişimde güçlük çektiğine işaret eden Varlı, “Kürt halkı yoksul bir halk; bilgisayar, telefon, internete erişemeye biliyor. Binlerce kişinin online derslere katılmak için başvuru yaptığı açıklandı ama milyonlarca Kürt var. Kürtçe okullar açılana kadar öğrenmek isteyenler internetten faydalanmalı” tavsiyesinde bulundu.

 

Çocuklarla Kürtçe konuşulmalı

 Kürtçenin gelişmesi ve yaygınlaşması için annenin rolüne dikkati çeken Varlı, şöyle devam etti: “Çocuklar okula gidene kadar öğrendiklerini anneden öğrenir. Çocuklar okula başlayana kadar öğretmenleri annelerdir. Kürt anneleri çocukları ile Kürtçe konuşmasa Kürtçe yok olur. Kürt anneleri çocuklarıyla Türkçe konuşmamalı. Kürt dilinin geleceği mücadelede olduğu gibi Kürt kadınlarının omuzlarında, yoksa yok olan sadece bir dil olmayacak, bir halk olacak.”

Otosansürü durdurmak lazım

 Varlı, sansür ve otosansür uygulamalarına dair şunları ifade etti: “Türk olmayan çocuklar ‘Ne mutlu Türküm’ diyerek büyüyor. Kürtçe bütün iktidarlar tarafından yok sayıldı. Apê Musa ‘Kürtçe ıslık’ çaldığı gerekçesiyle cezalandırıldı. 2000’li yıllardan öncede çok baskı vardı, yasaklar yine çoktu ama devlet istediği ölçüde asimilasyon yapamıyordu. Hatırlıyorum biz şehirden köye gittiğimiz zaman Türkçe konuşmaya utanıyorduk. Şimdi köylerde Kürtçe konuşmak ayıp olmuş. Artık otosansür de başlamış.”

Kürtçe öğrenmek isteyen gençlere önerilerde bulunan Varlı, “Gençler internetten bir şeyler öğrenebilirler ama dinlemekle sadece öğrenilmez. Kendileri yazmalı, dinlemeli, konuşmalı, okumalı, anlamalı; yazılı ve sözlü olarak gerçekleşen bir olayı anlatabilmelidir. Kişi iki kelime Kürtçe biliyorsa kullanmalı, bozuk Kürtçe, düzgün Türkçeden iyidir” ifadelerini kullandı.


Kürtçe konuş, yaz ve oku

Kürtçeye dönük asimilasyon politikalarının dünden bugüne sürdüğünü söyleyen Yazar Şefik Beyaz, buna karşı en etkili yolun her Kürt bireyinin Kürtçeyi okuyup yazması, anne ve babaların ise çocuklarıyla Kürtçe konuşması olduğunu vurguladı.

Kürt Dil Bayramı olarak kutlanmasının öncülüğünü, Kürt dilini, kültürünü ve edebiyatını merkezine alan İstanbul Kürt Enstitüsü (Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê) yaptı. Kürt aydın yazarların öncülüğünde 1992’de kurulan Enstitü, 31 Aralık 2016’da İçişleri Bakanlığı tarafından OHAL kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. Enstitünün kurucularından yazar Şefik Beyaz, devletin asimilasyon politikalarının bazen ince bazen kaba yöntemlerle devam ettiğini söyledi. Beyaz, “İstanbul Kürt Enstitüsü de sergilediği çeşitli faaliyetlerle buna karşı koymaya çalışıyor ve aynı zamanda çok kısıtlı imkanlarla ayakta durmaya çalışıyor. Dil kurslarının kapasitesi ve niteliği bakımından 2004’deki resmi kursları saymazsak bizim dönemdekinden çok daha ilerde, bence eksik olan çalışmalarını yeterince tanıtamama, konferans sempozyum gibi araçları yeterince kullanmama ve diplomatik kanalları kullanmama var” şeklinde konuştu.

Beyaz, asimilasyon politikalarına karşı en etkili yolun, “ruhuna sahip çıkan her anne ve babanın çocuklarıyla Kürtçe konuşması, yine ruhuna sahip çıkan her Kürt bireyinin Kürtçeyi okuma ve yazma düzeyinde öğrenmesi” olduğunu vurguladı.


Toplumsal kampanya

Asimilasyon ve otoasimilasyon tehdidi altındaki Kürt dili için ciddi bir toplumsal kampanyanın gerekliliğine işaret eden Kürtçe öykü anlatıcısı Ayhan Erkmen, her il, ilçe ve köyde Kürtçe dil etkinlikleri ve atölye çalışmalarının yapılması gerektiğini söyledi.

Erkmen, sosyal medyanın gücüne ve o mecrada Kürtçe paylaşım yapanların yoğunluğuna dikkati çekerek, asimilasyon ve otoasimilasyon tehdidi altındaki Kürt dili için ortaklaşmanın önemine vurgu yaptı. Kürtçe üretenlerin, şair ve yazarların bu noktadaki payına değinen Erkmen, “En bariz örneği Facebook ile Twitter kullanarak paylaşım yapanlar farklı sosyal katmanlardır. Bu katmanların birbirine ulaşması ve ortaklaşması gerekiyor. Bu farklı sosyal katmanlar birbirlerinin mecralarına hitap etmiyorlar. Aynı oranda da Kürtçeyi kullanmıyorlar. Bu nedenle burada yine görev Kürtçe üreten şair ve yazarlara düşüyor. Bunun için kurulacak atölyelerde eğitimler verilmelidir” dedi.

Kürtçenin resmiyette tanınması için yürütülen çalışmaların önemine vurgu yapan Erkmen, şöyle devam etti: “Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması için dil ve kültür alanında çalışma yapan kurumlar ve farklı kurumların da içine katılacağı ciddi bir toplumsal kampanyaya ihtiyaç var. Bu toplumda çok ciddi bir karşılık da bulacağına inanıyorum. Bunun için yurt içinde ve yurt dışında imza kampanyaları yapılmalıdır. Basın açıklamaları ile toplanan bu imzalar resmi mercilere aktarılarak bir kamuoyu oluşturulmalıdır. Her şehirde, her ilçede, her köyde Kürtçe dil etkinlikleri yapılması gerekiyor. Bu yapılacak etkinliklerde okumalar ve anlatımlar ile atölye çalışmaları yapılmalıdır.”

Ciddi bir ilgi var

 Koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle evde kalan insanların, sosyal paylaşım platformlarında Kürtçe canlı yayın yapanlara büyük bir ilgi gösterdiğini söyleyen Erkmen, şunları söyledi: “Şunu açıkça görüyoruz ki, dilin paylaşılarak canlı tutulması anlamında ve yazılan dildeki zenginliğin keşfedilmesi manasında böyle örnekler iyi birer pratik olacaktır. Yine son dönemde internet üzerinde açılan birçok eğitim kursu var. Kuzey ve Doğu Suriye merkezli, Avrupa’dan akademisyenlerin de katıldığı bir akademik çalışma yürütülüyor. Bunların hepsi insanı heyecanlandıran gelişmeler. Demek oluyor ki ciddi bir ilgi var. Kürtçe bir yayın evinin yaptığı canlı yayına konuk olarak katıldığımda, bir kamera alarak öykülerimi kendim çekme çabası içinde olduğumu söyledim. Programı izleyen bir izleyici de bana kamera alarak sürpriz yaptı. Halkımız Kürtçe için üreten ve emek verenin yanındadır. Bunun için bu mütevaziliği yaptılar. Bundan sonra öykülerimi çekeceğim, bir kameranın da öyküsü oluştu. Bunu yapan göçte Kürtçedir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.